Korona Bizi Yiyecek Diye Mi Dışarıya Çıkmıyoruz?
Dünya gündemindeki korona virüs salgınının ülkemiz üzerindeki etkilerini yaşıyoruz son haftalarda. Pandemi ilan edilmesiyle birlikte kapanan okullar-işletmeler, çalışma saatlerinde düzenlemeye giden kurumlar ve tüm izinleri iptal olan sağlık ve güvenlik çalışanları.. Sosyal medya unsurları ve çevrimiçi ortamların da süreci hızlandırması ile hayatımızın ortasına düşüveren meteor etkili virüs!
Covid-19 hakkında duyduklarımız karşısında kendimizi çaresiz hissetmemiz oldukça doğal. Bizler gibi çocuklarımızın endişeli olması da anlaşılabilir ve normal bir durum. Peki evlerimizden günlerce çıkmadığımız şu süreçte bu salgın, çocuklar ve bizler üzerinde nasıl etkiler bırakıyor? Bunları konuşalım.
Öncelikle anne-babalar olarak şunu çok iyi bilmeliyiz. Çocuklarımızın duyguları biz ebeveynlerin duygularından beslenir. Yani çocuklar, yaşananları anlamlandırmak için bizim duygu, düşünce ve davranışlarımızı referans alırlar. Bunu iki farklı vaka üzerinde örnekleyelim.
Vaka1- Kaygı düzeyi yüksek bir aile içerisinde yaşayan çocuk, fiziksel açıdan olmasa da duygusal ve ruhsal açıdan sarsılabilir ve ebeveynlerinden çok daha fazla kaygı hissedebilir. Belki de hayatının ilerleyen zamanlarında duygu-durum bozukluğu yaşaması bile söz konusu olabilir.
Vaka2- Bu kez de kaygı düzeyinin sıfır olduğu aile ortamında yaşayan çocuk, öğütlenen tedbirleri kulak ardı edebilir ve belki de bu süreçte en ağır şekilde etkilenme riski yaşayabilir.
Yukarıda özellikle birbirinden farklı vakalardan bahsettim ki az sonra okuyacağınız doğru olan yöntem iyice kavranabilsin. Çocuklar farkındalığın ve kaygının vermiş olduğu merakla konu ile ilgili değişik yorum ve sorularda bulunabilirler. Şimdiye kadar duyduğum en ilginç soru “ Korona bizi yer diye mi dışarıya çıkmıyoruz?” olmuş, son zamanlarda hep stres konularında kullandığım yüz kaslarımı, gülmek için de kullanabileceğimi hatırlatmıştı yavrucak.
İşte bu gibi durumlarda ebeveynlere düşen en önemli görev;
Kriz anlarını, yalın ve hassas bir dil kullanarak aşağıdaki maddeler çerçevesinde sohbet havasında çözebilmeleridir.
- Çocuklarımızı korkuyla ilgili konuşmaya teşvik ederek işe başlayabiliriz.
- Öncelikle ne kadar bilgi sahibi olduklarını anlayıp sohbete o noktadan devam etmeliyiz.
- Dürüst olmalıyız. Gerçeği çocuk dostu bir yaklaşımla anlayabilecekleri seviyeye indirgeyerek anlatmalıyız.
- Kendilerini ve bir başkasını nasıl koruyacağını uygulamalı olarak göstermeliyiz.
- Sosyal medya ve çevrimiçi ortamlarda paylaşılan rahatsız edici unsurlardan mümkün olduğunca uzak kalmamız gerektiğini anlatmalıyız.
- Güvende olduğunu ve yalnız olmadığını hissetmesini sağlayacak paylaşımlar içerisinde olmalıyız.
- Salgını durdurmak için çalışan bilim insanları, sağlık çalışanları ve buna katkıda bulunmak için evlerinde kalan insanların duyarlı davranışlarından bahsederek sohbetimizi dikkatli ve rahatlatıcı bir şekilde sonlandırmalıyız.
Özgürce ve huzurla yaşayabileceğimiz günlerin yakın olması dileğiyle.. Sağlıkla kalın..
Günsenin PARLAK
Sosyolog & Aile Danışmanı