“Düşmanlık düşmanlıkla sona ermez;  düşmanlık dostlukla sona erer.”

Bu söz buda öğretisinin başlangıcında bulunur. Bu söze Nietzsche’de güzel bir yorum yapıyor.

Diyor ki;

“Zayıflıktan doğan hıncın zararı zayıfın kendine dokunur en çok – tersine başlangıçta yaradılış zenginse, o zamanda gereksiz bir duygudur; onu alt edebilmek zenginliğin kanıtıdır neredeyse.”

 

Kişi donanımlıysa belli aşamaları görmüşse; fotoğrafı da net görür. Fotoğrafı net gören kişi yaşamını renklendirir. Gereksiz kin, nefret, zalimlik, narsistik  gibi duygulardan uzaklaşır. Kişi; yaşamını ruhsal yapısıyla güzelleştirebilir, çirkinleştirebilir, boşa harcayabilir.

 

Bir doktor arkadaşımızın yazısından bir bölüm alalım.

Diyor ki;

“Temelde içerde bulunan incinmiş, yıpranmış, değersiz yapının saklanması için kullanılan bir savunma mekanizmasıdır. Narsistik kişiliği olan insanların en belirgin özelliklerinden biri, başarılı olmaya aşırı odaklanırken başarısızlığa karşı aşırı hassastırlar. Herkesten biraz daha farklı özel, üstün, önemli bir kişi olduklarını düşünürler. Övüldüklerinde kendilerini çok iyi hissederken, eleştirildiklerinde rahatsız hissederler. İncinirler, öfkelenirler.”

 

Zayıf insan, narsistik insan ve öjenizm..

Öjenizm:

Toplumlarda sağlıklı öğelerin elenip azaltılması, böylelikle insan soyunun geliştirilmesini amaçlayan bir teori ve bu teorinin eyleme geçmiş halidir.

Öjenizm ; katı, insanlık dışı, kabul edilemez bir düşünce teorisi. Sağlıksız kişilerin yok edilmesini, yeni dünyaya gelecek yeni nesillerin kusursuz olmasını amaçlıyor. Böylelikle dünyanın kusursuz ve yaşanır sağlıklı olacağını düşünür.

 

Empati den yoksun bir teori.

Empatinin artış gösterdiği  yerde zalim olma olasılığı azalır. Sıfır empati düzeyindeki kişiler duygu ve düşüncelerinin diğerlerinden daha üstün ve doğru olduğuna inanırlar.

 

Yaşam içinde birkaç çeşit yapıyı sergiledik. Tabi ki yaşam bunlardan ibaret değil. Çağımız hızlı değişime uğruyor. Çağın hızlı değişimi; insanların hızlı değişim göstermesiyle ilişkili. Bu değişim insanlarımıza sorgulamayı, araştırmayı öğretiyor. En güzeli de artık sorgulayıcı, araştırıcı olmamız. Böyle ortamlarda çocuk yetiştirmenin önemi fazla.

 

Çocuk yetiştirmeyi kanaviçe  işlemeye benzetirim; göz nuru, emek gerektirir. Artık en önemli arkadaşlarımızdan ilk sırayı alan çocuğumuz olmalı.

 

Yaşam renklerle dolu, adeta gök kuşağı. Yazımızı bir şiir ile bitirelim. Yaşam fotoğrafının en güzel yeri sizinle olsun.

 

 

Ben yaşamak değil,

İçten yaşamak istiyorum.

Uzun ömür derdim değil,

Dolu ömür yaşamak istiyorum.

Ele güne kalmak değil,

Dik eğilmeden yaşamak.

Bir gece uykuya dalıp,

Sabah uyanmamak istiyorum

                                                                                             

                                                                                              Eftal YILDIZ