Seni seyretmeye doyamıyorum. Kara bulutlar kalkıyor düşüncelerimden; seni seyrettikçe gökyüzünün parlak yıldızı, gecenin gözdesi Ay’da hükmediyorsa gökyüzüne; gözlerimi alamıyorum sizden gecenin bekçileri. Acı tatlıya dönüyor seni seyrederken gökyüzü…

Ah bu coğrafya ah. Ne çektiysem senin yüzünden. Senin kültürün, senin iklimin, senin kaderin; benimde kaderim oldu.

Yaşamımda tanıdığım komşu kızı, akrabam, hoşlandığım kişi… Kimi sevgilim, kimi dostum, kimi arkadaşım. Kısaca; İbn-i Haldun’un dediği gibi, coğrafya kaderim oldun…

Kaderim olmakla yetinsen; coğrafya sen kültürüm, düşüncem, benim alışkanlığım oldun.

Filozof Georga Santayana diyor ki:

“Mutluluk yaşamın tek yaptırımıdır. Mutluluğun olmadığı yerde var oluşun delice ve kederli bir deneyim kalır.”

Mutluluk ne para ile ne dünya malı ile elde edilebilir. Mutluluk düşünce yapın ile elde edebileceğin bir olgu. Yaşamında ışığı görme, sevgi, yaşama sevinci, ruhsal yaşın… Mutluluk kültürel seviyen, resmi tam görebilme olayı diyorum…

Çocuklar anne ve babasını, yakın bulduğu büyüklerini taklit ederler. Bu taklit onları bir yerlere taşır. Taşındığı yer özünde büyüklerinin gösterdiği, yönlendirdiği yerdir. Kimisi bunu bilinçli yapar, kimside bilinçsizce yapar.

Torunum kitap okumaya; okuma bilmeden beni taklit etmeye başladığında başladı. Önce resimlere baktı ve o resimlerle hayallerini bütünleştirdi. Okumayı öğrendiğinde gerçek okuma ile tanıştı. Benim, Duruş Gazetesinde köşe yazısı yazmam nedeniyle; onunda yazmaya başladığını fark ettim. Bir sohbetimizde yazısını bana okudu. Çok sevindim, mutlu oldum.

Berke, henüz 9 yaşında; bu yıl 4’üncü sınıfa başlayacak.

Berke diyor ki;

“Bir anne, baba deyince bazı çocukların aklına sevgi, bazı çocukların aklına tokat; evet yanlış duymadınız tokat, korku, hüzün.

Benim aklıma gelen sevgi. Hiçbir anne, baba çocuğuna şiddet uygulamamalı. Nedeni; çocuk anneyi ve babayı taklit eder. Ben şanslıyım o çocukların arasında değilim. Ailemde şiddet yok.

Dedem, bir kitap okumuş eskiden o kitap da; “Çocuğa ne kadar kızarsan o kadar bilgisizsindir.” yazıyormuş. Bu konular açıldığında dedemin söylediği söz aklıma gelir.

Genellikle dedem ile sohbetlerimizde benim ve onun yazdıklarını konuşuruz. O bir kitap yazıyor. Kitabın bölümlerini yazdın mı diye sorarım. Çok merak ederim; kitabın bölümlerini. O bana okur ve çok mutlu olurum. O bana ben ona yardımcı oluruz.”

Evet;

Coğrafyanın kaderini değiştirmek; mutlu, seviyeli, özgür ve sevgi yüklü bir hayatı yaşamak; özgür, aydın, özgüvenli, seviyeli bireyler yetiştirmekten geçer. Aydın, seviyeli bireylerde temel çocuklarımızdır. İyi yetişen, okuyan, araştıran, sevgi yüklü çocuklar gelecekte mutlu, huzurlu, saygılı ortamların bireyleri ve kaderi güzel coğrafyanın fertleridirler.

Aydın, özgür, seviyeli ve mutlu yaşamak için; güzel çocuklar yetiştirmeniz dileğimle…

 

Hoşça kalın

                                                                                                           Eftal YILDIZ