Bulutlar kaplamış gökyüzünü, kararmış gün. Günün bakışı, evladını döven babanın bakışı gibi; günün yüzü, çocuğunu döven babaya hak veren ananın yüzü gibi. Ey Dünya, bugün yine yaşamaya kapatmışsın yüzünü…

Bu atmosfer kötüyü yaratan, umudu yok eden, yaşama sevincini yitirten atmosfer. İçinde sevginin olmadığı atmosferi iyi, güzel diye anamayız. Bu atmosferden de iyi sonuçlar beklemek hayal kırıklığıdır.

Cesur çocuklar yetiştirmeliyiz. Geleceğin girişimcileri akıllı cesurlar arasından çıkar. Ne yazık ki çocuğun seçimi yok; seçim anne ve babalar ile öğretmenlerin…
Bilgi ve özgüven cesaretin kaynağıdır. Cesaret özgüvenin ürünüdür, bilgi ise temkinli olmayı sağlar, alternatifleri düşündürür ve cesareti zamanlaması içinde uygulatır. Çocuğa cesareti verecek olan; aile, okul, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ergenlik dönemine kadar olan eğitim süresinde ki anne, baba, öğretmenler öğrencilerin cesaret duygusunu kazanmalarına fırsat vermelidir.

Toplumda çok kullanılan bir söz var,
“Cahiller cesur olur.” Bu cesaret cahilin dünyasını başına yıkabilir. Temkinli değildir, sazan gibi her oltaya atlayarak dünyasına büyük zarar verir. Bu kara cehaletin işidir.

Cesaretin kaynağı özgüven demiştik. Özgüven kendinle barışık olma halidir. Kendini olduğu gibi kabul edenler, kendisiyle barışıktır. Kendini olduğu gibi kabul edenler ise, ailesi tarafından koşulsuz kabul görenlerdir. Aile çocuğu koşulsuz kabul edince, çocukta kendini değerli görüyor ve kabul etmeye başlıyor.

Başarılı, topluma faydalı, üretken, mutlu bireyler yetiştirerek Yaşama güneşli günler sunmuş oluruz. O zaman, günün bakışı evladını döven babanın bakışı gibi; günün yüzü, çocuğunu döven babaya hak veren ananın yüzü gibi olmaz.
Özgüvenli, kültürlü, özgür, üretken ve cesur çocuklar yetiştirmek dileğiyle…

Hoşçakalın