Yazımıza bir Afrika atasözüyle başlayalım.
“Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar tarihler avcıları övecektir.”
İnsanoğlu olarak şanslıyız. Tarihçileri olan bir toplumuz. Tarih yalnız tarihçileri olan toplumları ileri çağlara efsanelerle taşıyor. Tarihçiler fotoğrafı görmemizi sağlayan fotoğrafçılar…
Yaşam bir süreç; sürecin güzelliği kişiye, ortama, toplumun kültür yapısına ve nice unsurlara bağlı. Unsurların temeli ise eğitim ve öğretimin önemini oluşturan temel yapıyı içinde barındırmakta…
Yıl 1829. Güney Amerika da Simon BOLİVAR dönemi eğitim bakanı Simon RODRİGUEZ’ e bakalım.
Simon RODRİGUEZ diyor ki:
“Bizim amacımız düşünmeyi öğretmektir. Belletmek, eğitmek değildir. Belletirseniz bilen kişiler yaratırsınız, düşündürürseniz yapan kişiler… Anlaşılmamış şeyleri ezberden okutmak papağan yaratmak demektir. Hiçbir suretle hiçbir çocuğa “neden” diye sormadan herhangi bir şey yapmasını buyurmayın. Çocuğa meraklı olup soru sormayı öğretin ki aldığı buyrukların nedeni sora sora, mantık ve akıla boyun eğmeyi öğrensin, sığ kimseler ve aptal kişiler gibi geleneklere boyun eğmeyi değil. Bilgisiz insanı herkes aldatabilir.”
Çocuklar boş bir CD siz ne doldurursanız o onu söyler. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz. İnsan hayatında eleştiri ve öz eleştiri bir yer tutmalı. İki unsurdan birinin olması yetersiz ve yanlış bir olgu olur. İkisinin birlikte olması gerekmektedir. Çocuklar geleceğimizi sembolize edenlerdir.
Sembolize sözcüğü bana Keltler ve Keltlerde önemli bir topluluk olan Druidleri hatırlattı.
Kelt takviminde Tavşanın av zamanı sonbaharı; balık yağmurları ile kışı; kuş göçlerle ilk baharı ve buğdayda ekin ile yaz mevsimini sembolize edermiş.
Yazımızı Druid öğretisinde temel bir unsur olan bir söylemi ile kapatalım. Druid öğretisine göre:
“Sözün enerjisi vardı ve dikkatli kullanılması gerekiyordu.” Güzel ve anlamlı bir temel unsur.
Sözlerimizi sarf ederken dikkatli olmalıyız. Güzel sözlerle yaşamanız dileğiyle…
Hoşçakalın