Çünkü onlar insansa, ben kesinlikle hayvanım! (gururla...)
Siz, sosyal medyanın toplum ve insan bilimi uzmanları(!), siz sıcacık evinizde, internet ve klavye eşliğinde 'toplumcu çığırtkanlıklar' savururken, biz toplum için sokaklarda direniyorduk, kimi zaman yanarak, kimi zaman donarak!
Siz, 'sokakta ölenler' için yapılacak eylem tarihlerini kopyalayıp yapıştırırken sayfalarınıza, biz, o günü tarihe yazanlardan olduk!
Siz, çoğu kez aslı olmayan faşist barikatlarını sosyal medyadan duyururken, biz faşistlere barikat olduk!
Evet, şimdi hayvanların derdindeyiz ki her daim onların da derdindeydik...
Biz insanla bir tuttuk hayvanı ki birdi de! İnsanı hayvandan ayıran tek farkın 'dil' olduğu bilincindeydik her an.
Şimdi de çıkmış, bizlere toplumdan, insandan bahsediyorsunuz! Üstüne üstlük bir de hayâsızca hayvanları yok sayıyor, onları toplumdan saymıyorsunuz!
Afedersiniz, ama siz kimsiniz, siz kimlerdensiniz?
Bir gün dilsiz kalmanız dileğiyle... (Hiç korkmuyorum dilsiz kaldığınızda hepten hayvan kimliğine bürüneceksiniz diye, bürünemezsiniz! Çünkü hayvanlarda 'insan' türüne karşı (insanlarda görülmeyen ve görülmeyecek olan) sonsuz bir sevgi ve şefkat vardır.)
İnsanlara sevgimle...
DUYGU ORUç (D’ORUÇ)