Biz sürekli artık Disiplin sorunu geride kaldı. CHP nin iktidarı için herkes üzerine düşen görevi yapsın, CHP Narlıdere İlçe Yönetimi de sırtını döndüğü insanları göreve çağırsın, parti içi barış ve kardeşlik sağlansın diye yazarken Sayın Narlıdere Belediye Başkanının kinini sürdürdüğünü üzülerek gördük.
Geçtiğimiz günlerde Narlıdere Belediye Başkanı Sayın Abdül Batur Ege Postası Radyosuna konuk olmuş. Olmuş olmasına ama Belediye Başkanı olduğunu unutup İlçe Başkanı gibi konuşmuş radyoda.
İl Kongresinde delegelerin özgür iradesi ile seçilen İl Disiplin Kuruluna ve İl yönetimine yönelik eleştirileri üzerine sürdürdüğü söyleşide, 30 Kişinin Yerel seçimlerde parti aleyhine çalıştığını ifade ederek Disiplin Kurulunun ceza vermemesinden rahatsız olduğunu dile getirmiştir.
Bu otuz kişi Disiplin Kurulunda aklandılar ama vicdanlarda aklanmadılar diyerek, Disiplin Kurulunu verdiği kararla vicdanları rahatsız ettiğini söyleyerek, İl Disiplin Kurulunu vicdansızlıkla suçlamıştır.

Öncelikle bir şeyi belirtelim ki CHP Türkiye nin kurucu iradesini temsil eder, öncelikle de yaşamını, mücadelesini, yaşam felsefesini CHP ye feda edenlerin, hiçbir yere yalpalamadan CHP düşünce anlayışı nın içinde dim dik duranların partisidir. Bu Ülkede ki Yolsuzluğa, vurguna, talana ve imar yolsuzluğuna karşı mücadele edenlerin partisidir.
Sayın Batur un söylemi ile elbette partinin tüzüğü vardır. Partinin kuralları içinde parti üyesinin parti adayına oy vermemesi suç olduğu gibi, Partinin yetkili kurullarını Kamuoyunda, medya aracılığı ile eleştirmek, hatta biraz daha ileri gidip vicdansızlıkla suçlamak daha ağır bir suçtur. Bakalım bizi İlçe Başkanını sosyal Medya da eleştirdi diye Disiplin Kuruluna gönderen İlçe örgütü sayın Abdül Batur için ne yapacak göreceğiz.

CHP li olma sorumluluğumuzla seçim döneminde CHP yi zora sokacak, toplum içinde itibar kaybettirecek sürecin içine girmemeye özen gösterdiğimiz bir süreçte, Narlıdere Belediye Başkanının söz konusu radyo da CHP nin İl ve Disiplin Kuruluna yönelik eleştirileri anlaşılır değildir.
Sayın Abdül Batur biliyor ki Disiplin Kuruluna İlçe örgütü tarafından sevk edilen 30 kişinin tamamı Parti aleyhine çalışma gerekçesi ile gönderilmemiştir. Benim de içinde bulunduğum bir grup arkadaşın disipline gönderilme gerekçesi içinde parti aleyhine çalışma asla yoktur. Zaten benim için bu ifadeyi ne sayın batur, ne de bir başka birisi söyleyebilir. Ne de iddia edebilir.
Biz 50 yıllık yaşamının 35 yılını CHP düşmanlığı ile geçirmiş insanlarla, 16 Yaşından beri Özgürlük ve demokrasi adına ödediğimiz bedeli de, CHP liliğimizi de tartışmayız. Onlara da tartıştırmayız.

Hayatında CHP nin siyasi alanında bir gün bile görev almayanların, Bu partinin İlçe Başkanlığını, İlçe sekreterliğini, İlçe yöneticiliğini yapmış, CHP için bedel ödemiş insanlara hiç söz söyleme hakkı yoktur.
Diyor ki sayın Batur “Onlar Disiplin Kurulunda aklanabilirler, ama vicdanlarda aklanamazlar.” Bu otuz kişi içinde CHP nin kurumsal yapısına oy verdiği halde size oy vermemiş olanlar olabilir. Ben onları savunacak değilim. Ama CHP yi en zor günlerinde tüm gücü ve özverisi ile omuzlayanlara, bu partiye sadece Belediye Başkanı olmak için gelenlerin vicdan dersi vermeye ne hakkı ne de yetkisi vardır.
Eğer vicdanları rahatsız edecek bir şey varsa, 1999 Seçimlerinde CHP yi Betona gömeceğim diyenlerde aranmalıdır.
1999 da Doğru Yol Partisinden Seçilip geldiği gün 40 tane CHP üyesi işçiyi sokağa bırakanlarda aranmalıdır.
1999 Seçim Kampanyasında CHP nin afişlerini söktürüp, pankartlarını kestirenlerde aranmalıdır.
CHP lileri iş vaadi ile partisinden koparıp, Doğru Yol Partisine oy verdirenlerde aranmalıdır.
Daha 4 ay önce 21 tane solcu işçiyi işten atıp, sonra da kültür merkezinde işsizlik konferansı verdirenlerde aranmalıdır.
Dört tane Tüm Bel sen üyesi devrimci memuru çağın kölelik sistemi olan ve sadece Melih Gökçek in uyguladığı MOBİNG e tabi tutanlarda aranmalıdır.

Emekçileri sokağa ve açlığa terk edip, emekten yanayım diye öğünenlerde aranmalıdır.
CHP nin Narlıdere de alması gereken %75 oyu %59 a düşürenlerde aranmalıdır.
Biz biliyorduk ama bu radyo programı ile de herkes anladı ki Kimin görevden alınacağına, kimin disipline verileceğine hatta İlçe örgütünün hangi eylem ve etkinliğe katılıp katılmayacağına, hangi etkinliğe kaç kişi ile katılacağına Belediye başkanı karar veriyor. Sayın Başkan Siz Belediye Başkanlığınızı yapın, Bırakınız ne yapacaksa İlçe Başkanı yapsın.
Benim felsefemde, benim partililik anlayışım da adaya göre oy verme anlayışı yoktur. CHP Üyesi isem CHP li gibi davranırım. Bu otuz kişi içinde size oy vermeyenler olduğuna inanıyorsanız suçu Disiplin Kurulunda değil , Dosyaya yeterli belge koymayanlarda arayın. İnsanların sanatçıların konserlerinde çektiğiniz fotoğraflarla, seçimlerden 5 ay sonra atılan işçiler için yapılan eylemlerde çekilen fotoğraflarla, AKP yöntemiyle insanların özel görüşmelerinden seçim sürecinden sonra çaldığınız alıntılarla yarattığınız dokümanların kanıt olamayacağını siz de iyi bilirsiniz.

Ama bu otuz kişinin dürüstlüğünü, partililiğini, demokratlığını başta Narlıdere Halkı olmak üzere kimse tartışmıyor. Çünkü onlar en azından Kamusal görevini yaparken ne görevlerini kötüye kullandılar, ne de bu nedenle ceza aldılar.
Aynı Radyo programında Sayın Batur; Yavuz Bingöl ün arkadaşı ve ağabeysi olduğunu, ona üzüldüğünü, ancak Berkin Elvanın ailesine yanlış yaptığı için verdiği sokak ismini kaldırma kararı aldığını belirtmiş.
Türkiye de hiçbir sol vicdanlı insan Yavuz Bingöl e ne acıyor ne de üzülüyor. Yavuz Bingöl kendi tercihini yapmıştır. Yanını Yolsuzluktan, hırsızlıktan, diktatörlükten, nefret söylemlerinden yana belirlemiştir. Yavuz Bingöl ün suçu Berkin Elvan ın ailesine yönelik sözü ile başlamamıştır. Yavuz Bingöl Temmuz ayında Başbakanın Cumhurbaşkanlığı Kampanyasına destek vererek daha sonra da iftar yemeğine katılarak artık farklı düşündüğü mesajını ver miştir. O günden sonra beş tane meclis geçmiştir. Oysa Narlıdere Halkı bu kararı dört ay evvel vererek Sokakta ki Yavuz Bingöl levhasını çıkarıp, Berkin Elvan Levhasını takmıştır.

Türkiye nin Barış ve Demokrasi güçleri Yavuz Bingöl ü ihanetçi görmüştür ve ismini hafızasından çıkarmıştır. Varsın birilerinin kardeşi, ağebeyi, arkadaşı olmaya devam etsin, varsın Yavuz için üzülsünler. Biz acıyı ve ihaneti gördük.
BİZE ACIYI VE İHANETİ GÖSTERENLER NE KARDEŞİMİZDİR, NE DE YOLDAŞIMIZDIR.