Dünya bu güne kadar 2020 Yılı geride bırakmış, Türkiye Coğrafyası da buna paralel olarak farklı yönetim ve farklı etnik kesimlere konaklık yapsa da içinde yaşadığımız bu coğrafya a 2020 yılı geride bırakmıştır. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Ülkemizde 97 Kez bir yıl uğurlanmış, 97 kez yeni bir yıl karşılanmıştır.

Elbette 97 kez uğurladığımız her yılın halkımıza yaşattığı olumlulukların yanında istemediği olumsuzluklar da vardır. Bazen olumlu yanlarının ağır bastığı, bazen de olumsuzlukların öne çıktığı yıllar oldu. Bu yılların halkı etkileyen, öne çıkan, iz bırakan olayları, katliamları ve sonuçları vardır.

Cumhuriyet Tarihinin en acı ve dramatik yılı 1938 dir. 1938 yılı hem Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önderi ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal yaşamını kaybetmiş ve de Alevi toplumunu derinden etkileyen Dersim katliamında 13.160 kişi yaşamını yitirmiş, 12 bin bölge insanı zorunlu göçe tabi tutularak sürgün edilmiştir.

1961 Yılı uğurlanırken Türkiye Halkının vicdanında Bir ülkenin Başbakanı ve iki bakanınıın idam sehpasında ölüme gönderilmesi iz bırakmıştır.

1972 Yılı uğurlanırken Türkiye halkının yüreğine düşen köz bu gün de korlanarak yanıyor. 68 Kuşağının devrimci önderlerinden 'Üç Fidan' Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam sehpasında, Mahir Çayan ve arkadaşları Kızılderede, İbrahim Kaypakkaya, işkencede öldürülmüştür.

1977 Yılı hepimizin yüreğinde 1 Mayıs katliamını hatırlatır. 37 devrimcinin İşçi sınıfının bayramını kutlamak üzere gittikleri Taksim Meydanı'nda katledildiği yıl olarak iz bırakmıştır.

1978 Yılı iki acımasız ve vahşi katliamı hatırlatır. Birisi 150'ye yakın insanın katledildiği, iki yüz evin yakıldığı, 100 iş yerinin yağmalandığı Maraş Katliamını, anaların yüreğine kor düşüren ve her biri benimde arkadaşım olan 5 TİP li gencin Bahçelievler'de acımasızca katledildiği yıldır.

1980 Yılı Türkiye Halkını derinden etkileyen iki önemli acıyı birlikte yaşadığı yıldır. Önce yüze yakın insanın katledildiği Çorum Katliamını, sonra da Tüm Siyasi partilerin ve Sivil Toplum Örgütlerinin kapısına kilit vurulan, TBMM ve Anayasanın Lağvedildiği, 650 bin kişinin göz altına alındığı, 230 bin kişinin yargılandığı, 300 kişinin işkence de, 50 kişinin idam sehpasında katledildiği, 1683 kişi nin fişlenerek işinden ekmeğinden edildiği yıldır 1980.

1992 Yılı bir başka katliamı hatırlatır bize. Pir Sultan Abdal anma etkinliklerine saz çalmak, türkü söylemek, şiir okumak ve semah dönmek üzere Sivas'a giden 35 sanatçının Madımak otelinde kıstırılarak katledildiği yıldır.

Tüm bu acımasız yıllar uğurlanırken, öfke ve nefretin yükseldiği, bu değerleri yok ederek giden yıllar lanetlenerek uğurlanmıştır. Bu acı ve göz yaşı dolu yıllar geride kaldı umudumuz var daha güzel yıllar bizi bekliyor dediğimiz yıllar gelecek der ken, AKP nin yönettiği son 10 yıl; Hukukun, Adaletin, İnsan Hak ve Özgürlüklerinin bir bir yok edildiği, yandaşlığın, kayırmacılığın, yap işlet devret talanının çoğalarak 2020 yılında zirve yaptığı sürece evirildi.

2020 yılı İnsan Hak ve Özgürlüklerine yönelik baskıların arttığı, barıştan, Demokrasiden, emekten ve özgürlüklerden yana olan kim varsa baskı altına alınan büyük bir toplumu etkilediği yıldır. Dünya yı kasıp kavuran Evrensel vrüs olan Covid 19 un Ülkemiz üzerine kara bulut gibi çöktüğü, İktidarın bununla mücadeleden çok bunu fırsata dönüştürerek özgürlüklerin daha çok budandığı, bu yüzden her gün üç yüzer üç yüzer pandemi ölümlerinin ikinci planda kaldığı yıldır 2020.

Ulusal Hukukun siyasallaştırıldığı, Anayasanın yok sayıldığı, üstelik Anayasayı yıkma girişiminden davalar açıldığı, Uluslar arası hukukun ayaklar altına alındığı yıldır 2020.

Kadın cinayetlerinin pik yaptığı, bu cinayetleri protesto eden kadınların şiddete uğradığı yıldır 2020

Doğa afetlerinin daha çok can aldığı, İzmir de 150 ye yakın insanın depremde yaşamını yitirdiği, sel felaketlerinde babasını kaybeden çocukların babalarını çamur birikintilerini kazma ile kazarak aradığı, Çocuklarını depremin yıkıntıları arasından çıkarmak için çırpınan anaların tırnaklarıyla enkazı ayıkladığı yıldır 2020.

Emeğin, emekçinin, yoksulun bir lokma kuru ekmeğe muhtaç edildiği, küçük esnafın tarihin en büyük zorluklarını yaşadığı bir yıldır 2020.

Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen, olumlu bir enerji biriktirerek 2021 e umut aktarmıştır 2020.

Kadınlar yaşama, demokrasiye, özgürlüğe ve daha da önemlisi kendine sahip çıkmış, korku duvarını aşarak meydanlarda büyümeye başlamıştır. Sadece kadınlar mı? Elbette değil. Bu güne kadar Dünya dan haberleri yok, a politik yaşıyorlar, internete teslim olmuşlar, kaffelerden çıkmıyorlar dedikleri Z Kuşağı kafasını kaldırarak geleceğine sahip çıktığını ortaya koyduğu yıl olarak ta ortaya çıktı 2020 Yılı.

İşte önümüzde ki seçimlerde AKP yi iktidardan götürecek olan güç bu güçtür. Giderek çığ gibi büyüyen Kadın hareketi ve 2023 yılında ilk kez oy kullanacak gençler, Anti demokratik kuralların ve dayatılan yaşam biçiminin sonucu biriken bu enerji izliyoruz ki AKP yi de korkutmaktadır.