Türkiye önümüzde ki süreçte kritik günlere gebe. AKP nin 18 yıllık kesintisiz iktidarı alarm vermeye başladı. Henüz seçimlere yaklaşık 2.5 yıl varken AKP ve destekçileri nin oy oranının anketlere göre bir hayli düştüğü gözükmektedir. Bu nedenle saldırılar artıyor, baskı artıyor, kutuplaştırma artıyor.
Türkiye halkı durumun farkına varmıştır, 18 Yıldır AKP nin yatırım yapmadığı, Cumhuriyet in olanaksızlıklar içinde yarattığı değerleri satarak bir tüketim toplumu yarattığı, yoksulluğu bitirmek iddiası ile geldiği iktidarda hedefi yoksulluğu yönetmek olarak belirlediği, Yasakları yok edeceğiz diye gelip, Ülkeyi yasaklar Ülkesi haline getirdiği, Yolsuzluğu bitireceğim diye gelip yolsuzluğu Ülke çapına yaydığı, Saraylar, saltanatlar kurarak bir avuç insanın zenginleşmesini sağlayarak israf ve talan sistemi oluşturduğunu artık Türkiye halkı biliyor.
AKP nin artık gidiş sürecine girdiği, bu gidişin Kilometre taşlarını yaptığı aktif siyasetle döşeyen Kemal Kılıçdaroğlu nun önemli işlevi olduğu biliniyor ve izleniyor. Kemal Kılıçdaroğlu sadece AKP ye yönelik mücadelesi ile değil aynı zamanda AKP yi iktidardan götürebilecek ittifak blokunun da bir arada tutulması, birbirlerinden farklı hatta zıt siyaset anlayışına sahip partileri ortak hedefe kilitlemesi başka bir başarı olarak ortaya çıkıyor.
Kemal Kılıcdaroğlu nun AKP ve yandaşları tarafından hedefe konması, davalar açılması, dokunulmazlığının kaldırılıp ceza evine atılma tehditleri yetmediği anlaşılınca durum Mafya ya havele ediliyor.
Ne hakkında dava açılması, ne ceza evi tehdidi ne Mafya tehdidi Kemal Kılıcdaroğlu nu yıldırmıyor, korkutmuyor, Mücadelesini en üst seviyede sürdürüyor.
İfade etmek gerekirse Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanları içinde en çok hedefe alınan bir liderdir Kemal Kılıçdaroğlu. Çünkü AKP gibi çok güçlü taban oluşturmuş ve yıkılmaz denen bir iktidarı, herkesin susturulduğu bir süreçte sarsmıştır.
Kısaca İktidarın ışığı görünmüştür. Böylesi bir süreç birlik, beraberlik içinde kenetlenerek CHP ye ve Onun Genel Başkanına sahip çıkmak iken, Üzülerek ifade edelim ki parti içinde AKP nin partiye yönelik komploları ve itibarsızlaştırma politikalarına paralel parti içinde kamuoyu önünde söylem geliştirenler vardır.
18 Yıllık AKP Hükümetinde binlerce yolsuzluk ayyuka çıkmışken AkP nin Menemen üzerinden saldırısı korosuna ne yazık ki katılanlar vardır. Oysa CHP anında partiden ihraç etmiş, asla sahip çıkmamışken bu konuda partiyi suçlamaya kalkanların aynı tarihlerde Ankara Belediyesinde ki Melih Gökçek in üç katrilyonluk asrın yolsuzluğu ne yazık ki konuşulmuyor.
CHP ve Kemal Kılıcdaroğlu nun en çok üzerinde durduğu Katar ilişkisi ve Tank Palet Fabrikasının peşkeş çekilmesi süreci AKP yi en çok huzursuz eden bir konudur. Bu konuda CHP nin görüşü Ordu nun Tank Palet Fabrikasının satışı olduğu herkes tarafından bilinmesine rağmen, bir televizyon programında CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır ın heyecanlı tartışma sürecinde söylediği sonra da düzelttiği halde talanın üstünü kapatmak için AKP nin sürdürdüğü Linç kampanyasına katılan ne yazık ki partilerimiz var.
CHP nin Kadına yönelik şiddet ve taciz anlayışı son derece açıktır. Bu anlamda bu konu da başta kadın kolları ve kadın milletvekilleri olmak üzere tüm parti üyelerinin hassasiyeti bilinmektedir. Doğal dır ki Ahlaksızlığın ve kişilik bozukluğunun partisi yoktur. Her partide bulunabilir bu bireysel bir suçtur. CHP bu tip suç unsurlarını bir dakika bile partide tutmaz. Maltepe de de durum ortaya çıkar çıkmaz ihraç süreci başlatıldığı halde partide ikbal bulamayanların giderayak partide tacize göz yumuluyormuş gibi algı yaratarak AKP nin ekmeğine yağ sürmesi anlaşılır değildir.
Önümüzde ki süreç iktidara giden süreçtir. Hiç kimsenin AKP nin saldırılarına çanak tutmaya hakkı yoktur. CHP nin iktidara yürüdüğü sürecin önüne taş koyarak, CHP nin yıpranmasına sebep olanları Türkiye Halkı asla affetmez. Açlığa, işsizliğe, ölüme terk edilenlerin, haksız yere zindanlarda çürümeye mahkum edilenlerin, ezilen, sömürülen, yoksulluğun pençesinde sıkıştırılanların geleceğe yönelik umutlarını yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.