Bir dostumun sözüyle başlayalım yazımıza.

Diyor ki;

“Bir yanım çaresizlik diğer yanımda yorgunluğum var. Bir yanımda yalnızlığım diğer yanımda geçmişe dargınlığım var…”

Dönüp arkana; neden demek. Neden yapamadım neden erteledim demek. Tüm yaptıklarının önüne geçen yapamadıkların… Bırak bir risk olsun hayatında, gücün sınırlarını aş biraz… Kapıl rüzgâra, araştır, hayal et, keşfet…

Ralph Woldo Emerson diyor ki;

“Günler, tıpkı uzak bir partinin gönderilmiş, sarılıp sarmalanıp paketlenmiş figürler gibi gelir ve geçer ve hiçbir şey söylemezler. Ve biz açmazsak eğer, getirenler o hediyeleri alıp götürürler.”

Yaşamdaki yılların boş geçmesi gibi. Yan odadan gelen müziğin sözleri kulaklarımda .

“Yılan dağına kar yağdı.

Emir dağı duman aldı.

Yazık oldu gençliğime,

Gurbet elde ziyan oldu.”

Bir dostum mektup yazmış.

Diyor ki;

“Bana sordular kimsin diye.

Cevabım;

Irkım ile dinim ile mezhebim ile oldu.

Düşündüm;

Irkımı ben mi seçtim, dinim ve mezhebim anadan, babadan kalmaydı. Sanki ben seçmiştim ırkımı, ailemi, doğduğum coğrafyayı.

Kariyerimi söyledim. Diyemediğim tek şey insanlığımdı… Şimdi üzülüyorum, yaşamımdaki bu eksiye, harcadığım bu zamana, geçen boş ömrüme…

Yaşamım;

İnsanlığımı anladığım günden bu yanadır. Savaşı sevmiyorum. Barış ve huzur diyorum. Yaşama; saygı, sevgi ve insanlık adına barış diyorum… Ne barışsız özgürlük olur, nede toplumsal siyasal adalet ve özgürlük olmadan barış.”

Yazımıza güzel bir hikâye ile devam edelim:

“İki keşiş nehir boyunca giderken, nehrin karşısına geçmek için yardım bekleyen bir kadına rastlamışlar. Kadın yüzme bilmiyormuş ve bu yüzden çok korkuyormuş.

Keşişlerden genç olanı kadına yardım edemeyeceklerini çünkü inançları gereği kadınlarla temas kurmalarının yasak olduğunu söylemiş. Fakat kesişlerden

yaşlı olanı genç kadına yardım edeceğini söylemiş ve kadını sırtına alarak nehrin diğer yanına geçirmiş. Diğer kesiş bu durumdan hiç memnun olmamış. Ama kadın kesişe yardım ettiği için çok teşekkür etmiş, şükranını göstermek için tekrar tekrar önünde eğilmiş.

Kesişler yollarına devam etmişler. Yol boyu genç kesiş kendi kendine söyleniyormuş. Yaşlı kesiş dayanamayıp yaklaşık bir mil sonra

Sormuş:

-Neden hala söyleniyorsun, bir sıkıntımı var?

Genç kesiş kızmış olarak cevap vermiş:

-Biz kesişiz; bir kadını sırtında taşıyıp karşıya geçirmek şöyle dursun, kadınlara bakmamız bile yasak. Nasıl böyle bir hareket yapabildin?

Diğer kesiş gülümseyerek cevap vermiş;

-Ben o genç kadını bir mil geride bıraktım. Sen neden hala taşıyorsun?”

Yaşamda her şeyi dert ederek, yükümüzü ağırlaştırıp çekilmez hale getirmemek gerekir. Geçmişe değil geleceğe bakmak gerekir. İnsanlığımızı gelecekle bütünleştirerek yaşamın tadına varmak gerekir.

Evet;

Hayatı yaşamak; pozitif olarak yaşamak. Birde sevdiğin güldüyse yüzüne; bugün tatlı bir gün ömrün içinde.

Hayatın bir anlamı var. Ağaç meyvelerini, hayvan yavrusunu, insan geleceği saydığı evladını yüce bir değer sayar yaşamında. Bunlar kolayda yetişmez. Bin bir güçlük bin bir sorun aşılır, eğitilir, öğretilir, kültürel birikimle donatılır. Amaç insan olmasıdır, vicdanlı olmasıdır, kısa ömrünün güzel geçmesidir.

Yaşamın güzelliği için, insanlık için barış temel taşımız olmalı hayatımızda…

Hoşça kalın

Eftal YILDIZ