“Kim senin yaşamını çiğnemedi ki söyle?

Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle?

Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen sen.

Sen ile ben arasında ne fark kalır ki söyle?

Ömer Hayyam böyle diyor.

Tepede olmak zor. Tepede durmak zor. Bir birikim gerektirir, kültür gerektirir, empati gerektirir, saygı ve sevgiyi özümlemiş yapı gerektirir. Dünyada yaşamın kısa bir zaman diliminde olduğunu bilmeyi gerektirir. Kararlarının yaşadığı coğrafyadaki insanların yaşamını etkileyeceğini bilmesini gerektirir. Hayatın kısa bir zaman dilimi ve kısa zaman dilimine yön verdiğini bilmesini gerektirir.

Tepede olmak zor,

Tepede olmak adil olmak ister,

Tepede olmak özveri ister,

Tepede olmak fotoğrafı görmek ister.

Tepede olmak; tepede olmayı hak etmek ister.

Yaşadığımız süreç içinde havaya ortağız, yaşadığımız süreç içinde süreye ortağız, özgürlüğe, sevince, hüzüne ortağız. Neden en güzel ömür ortakların olmasın ki.

Düşünüyorum:

Ömür çok kısa. Çocukluğumuz; hayatı anlamadan geçirdiğimiz en güzel yıllar. Gençliğimiz; idealist, öz güvenli, dürüst. Ekonomik özgürlükten yoksun, gelecek mücadelesiyle dolu günler. İş, evlilik, çocuklar. Çocukların geleceği, tasalar, özveriler tek noktaya adanmış yaşam.

Ve yaşlılık; sorunların bitti dendiği günler. Oysaki sağlıkla uğraşılan maraton. Kısaca ömür kısa, ömür bir döngü, herkesin yaşadığı yaşam şekli.

Dostum diyor ki;

“Zümrüdü Anka olamadım. Sana güvendim, sana inandım, rahatıma baktım, Simurg Anka bekledim. Simurg Anka Kaf dağının tepesinde dediler.

Simurg Anka’yı arayan kuşlar içinde ben;

Bülbülün gül’e aşkını haklı buldum.

Papağanın tüylerinin güzelliğine katıldım.

Kartal’ın krallığına evet dedim.

Baykuşun yıkıntısına, Balıkçıl kuşunun bataklığa dönmesine hak verdim. Yedi vadi üzerinde uçamadım. Uçup da Simurg Anka gibi otuz kuşun arasına giremedim.

Onların dediği gibi; her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.”

 

Şairin dediği gibi:

Bir ben olamadım.

Bir sen oldum,

Bir o oldum,

Bir ben olamadım.

Yaşam bizim yaşamımız. Yaşamımızda dönüp arkaya baktığımızda sevgi, saygı, özgür düşünce, empati, iyi eğitim, öz güven görebiliyorsak ne mutlu… Herkesin Zümrüdü Anka olması dileğiyle.