Bir yargıç var içimde; acımasız, adil, tarafsız, kanmayan, aldatılamayan, hiçbir şeyin etkisinde kalmayan yargıç. Vicdan…
Felsefe de vicdanın tarifi;
“Vicdan insanın görgü ve bilgileriyle kendini yargılama yetisidir.”
Evet;
Kişinin vicdanı kişiyi anlatıyor. O vicdan ki çok şeye etken yaşamın içinde. Yaşam ile vicdan arasında bir ilişki vardır. Yaşam böyle ivme kazanır. Vicdan ve duyguları örselenmiş insana insan denmez. Vicdanlı, vicdanı hür kişiler toplumun egemeni olmalı.
Yaşamın içinde bir yığın etken var. Yaşam; canlının serüveni. Tabiatın, iklimin, coğrafyanın, sarmaladığı yaşam.
Rengârenk yaşam;
Tuares gibi; çivitlerle boyalı elbiseler giyerek teni mavileşen mavi adam gibimi?
Sorulduğunda;
“Yemek, içmek, dans etmek ve uyumak için.” Diye yaşamaya geldim diyen. Naziler tarafından, Yahudiler den sonra en fazla katledilen Çingeneler gibimi?
Her şey düşüncede başlıyor. Namus belden aşağıda değil beyinde. Parası için evlenen ile beğendiği için beraber olan farklı.
Gönlün yaşam seçimi bir ütopya… Yaşam içinde çok figürler var…
Festinger diyor ki;
“İnsanlar düşünceleri ve eylemleri arasında çelişki yaşadıkları zaman, üstesinden gelme isteği duydukları, mesela susama gibi fiziksel bir rahatsızlık duyarlar.”
Bir çalışmanın sonuçlarını inceleyelim.
Dunning Kruger sendromunun metninde yazılı olanlardan bir bölüm.
“İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan “yetersiz” kişi kendini ve yaptıklarını övmekten, her iş de öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz. Aksine her şeyin hakkı olduğuna inanır.
Ancak bu “cahillik ve haddini bilmeme.” Karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
“Eksiler” kariyer açısından “artı” ya dönüşür. Sonuç da “kifayetsiz muhterisler”  her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler.
Gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında “fazla alçak gönüllü” davranarak öne çıkmaz; yüksek görevlere kendilerinden talip olmaz. Kıymetlerinin bilinmesini beklerler. Tabi ki beklerken kırılırlar. Kendilerini daha da geriye çekerler. Üstleri onları “ihtiras eksikliği” ile suçlarlar.”
İyi eğitim, iyi öğretim, öz güven, başarı, mutlu bir yaşam ve vicdanlı bireyler olması için; çocuğumuzun yolunu açalım. Tahsil dönemi, bluğ dönemi arkadaş olalım. Mesleğini elde ettiğinde yerimizi hayat arkadaşına bırakalım. Uzaktan izleyelim, yüreğimiz yanında olsun.
Sevgi ve saygılarımla…
Hoşça kalın.
 
Eftal YILDIZ