Kim Başbakan olduysa, hangi hükümet kurulduysa; bürokrasiden şikayet ediyor.
Kim Belediye Başkanı olduysa bürokrasiden şikayet ediyor.
Ordu’da ise bir hiyerarşi ve buna uygun bir terfi sitemi var.
Devlette ve Belediyede de kurallar var.
Kanunlar var çok sayıda. “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu”, “2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu”, “2914 sayılı Yüksek Öğrenim Personel Kanunu” , “4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun”, “926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu” ve KİT personeli için çıkarılan “399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”
“Atama görevde yükselme yönetmeliği” mevcut her kurum için.
2002 yılından bu yana mevcut Hükümet Personel Reformundan söz etmektedir. Ancak Reform yerine kendine yakın kişileri atayabilmek için mevcut var olan sistemi bile kuşa çevirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş, duyulmamış bir şekilde sözleşmeli personeli yaygınlaştırmıştır. Personelin liyakat, eğitim, sorumluluk ve kariyer planlaması bir tarafa bırakılmış, yerine sadakat ve yandaşlık yaygınlaştırılmıştır.
Kamu Kurumları, Belediyeler, Adliyeler ve diğer yerlerde Yasa’da var olmasına rağmen bürokratlara tam bir yetki ve tam bir güvence veriyor muyuz? Çalışan, üreten, karar vermekten çekinmeyen ve insiyatif kullananları değerlendirecek, ölçümleyecek ve takdir edecek bir sistem ve anlayış var mı.
Böyle bir sistem ve anlayış; Parti teşkilatları, amirler ve milletvekillerine bel bağlamak, onlara yağ yapmak yerine, Bürokratın çalışarak, yaratarak, başararak, kendini ispat ederek yetki ve sorumluluğunu artıracağı inancını da kurumlarda yerleşmesini sağlayacaktır.
Tayin/ terfi/ torpil/ iş ve ihale takibi düzenindeki bir çok grup Bürokraside söz sahibi olmak istemektedir. Bunun sonlandırılması da en önemli sorunlarımızdan biridir.
Dürüst bürokratlara karşı yapılan baskılar ve tehditlere karşı onları korunması ve savunulması da gerekmektedir.
Yerelleşme yerine merkezileşme son zamanlarda daha da artmıştır. Hatta orta yönetim kademesinde alınabilecek pek çok karar, en üst düzeydeki kişiden icazet alınır hale getirilmiştir.
Belediyelerimizde gözlemim ise Sosyal Demokrat Belediyecilik anlayışın yaşama geçirme gayretine rağmen çağdaş yönetim tekniklerinin istenilen düzeyde olmadığıdır. Hatta bir önceki kendi Partili Belediye Başkanına yakın isimleri bile görevden almanın ötesinde cezalandırmalara kadar götürmeyi hiç doğru bulmuyorum.
Sadakat önemlidir ama liyakat daha önemlidir. İş bilmeyen sadık personel yerine işi yapan dürüst personeli tercih ediyorum. Unutmayın ki; akıllı düşman akılsız dosttan daha iyidir.
Hepinize iyi bayramlar diliyorum sevgili okurlarım.