CHP’NİN İKTİDARI İÇİN PARTİ İÇİ BARIŞ
Türkiye, 12 yıldan bu yana; hukuku, Türkiye Cumhuriyetinin yaklaşık yüz yıllık oluşturduğu değerleri ve Devlet geleneklerini ayaklar altına alan bir Hükümet tarafından yönetiliyor. Benim yaptığım halkın yararınadır, istediğimi yaparım mantığını sürdüren, ne parlamento muhalefetinin, ne de toplumsal muhalefetin uyarılarına kulak asmadan, sadece yüz yıllık hedefine doğru ilerliyor AKP Hükümeti.
İktidara geldiği yıllarda hem yurt dışında hem de ülke içinde Demokratlık ve Demokrasi yarışı gösterisi yapıp, üç Y dedikleri Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar üçgeni ile mücadele edeceğini belirterek hem dışarının hem de Türkiye halkının önemli bir kesiminin desteğini arkasına almıştır.
Artık bu gün iktidara tam olarak yerleştiği için gerçek kimliğine dönerek hedefine adım adım yaklaşmaktadır. 12 Yılda tam tersine Yoksulluğun büyümesine, Yolsuzluğun Devletin iliklerine kadar işlemesine, Türkiye’nin meydanları dahil her yeri yasaklarla donatılmasına, Ordu, Yargı, Polis Teşkilatı, Eğitim Teşkilatı bir bir teslim alınmasına rağmen halkın önemli bir kesiminin desteği devam ediyor.
Türkiye Halkı’nın önemli bir kesimi ipnotize edilmiş, dini söylemlerle hiçbir yanlışı görmez hale gelmiştir.
Tehlike büyüktür. 2015’te yapılacak seçimleri de kazanmaları halinde tehlikenin daha da büyüyeceği açıkça gözükmektedir. Toplum baskı altına alınmıştır. Yargı, polis, ordu kontrol altına alınmıştır. Saraylar saltanatın gerekleri tamamdır. Anayasa’da Devletin niteliği de değiştirilerek Ülke Padişahlığa dönüştürülecektir. Ortada Demokrasinin D’si bile kalmayacaktır.
NE YAPMAK LAZIM
2015 Seçimleri bu ülkenin Barış ve Demokrasi güçleri için önemli olduğu gibi, henüz tehlikenin farkında olmayan halkın önemli bir kesimi için de önemlidir. Bu seçimler Ya demokrasinin tamamen ortadan kalkmasının son virajı olacak, ya da kurtuluş umutlarının ilk virajı olacak. Yani bu seçimler bizim için kurtuluş seçimleridir.
Önümüzde ki iki hafta içinde seçim süreci son altı aylık sürecine girecek. Yani klasik deyimle seçim sathı mahalline girilecek.
CHP’nin en sade üyesinden Genel Başkanına kadar herkesin seferber olması gereken bir süreç başlıyor. Herkesin hedefe Kilitlenmesi gerektiği bir sürecin başlangıcındayız.
Ancak, CHP içinde her dönemde egemen olan, az olsun benim olsun anlayışı içinde bulunan, benim parti içinde ki konumum iyi olsun da parti iktidar olmasa da olur mantığını partinin mantığına dönüştürmek isteyenler, parti aktivistlerini partiden uzaklaştırma çabası içindekiler duruşlarını yeniden değerlendirilmelidir. Partide hiç kimse ötekileştirilmeden topyekun bir seferberliğe ihtiyaç vardır. Ön yargılarımızdan, kaprislerimizden, kısa vadeli siyasi çıkarlarımızdan geri çekilmenin zamanıdır. Çünkü bu seçim yerel seçimlere benzemez. Sadece bir ilçenin, bir ilin değil Türkiye Halkının kaderini etkileyecek seçimlerdir 2015 seçimleri.
Herkesin kenetlenmesi, başarı hedefine kilitlenmesi, barış, sevgi hoşgörü anlayışının geliştirilmesi gerekli olduğu bir sürecin içindeyiz.
NARLIDERE DE DİRENÇ DEVAM EDİYOR
Üzüntü vericidir ki Narlıdere ilçe parti üyelerinin bir bölümünü ötekileştirmeye devam ediyor. Disipline gönderdikleri 32 kişinin Disiplin Kurulu tarafından aklanmasına tahammül edemedikleri açıkça gözükmektedir. Bırakınız barış girişimini ötekileştirmeyi, katmerleştirmeye çalışıyorlar. Ceza vermedi diye CHP’nin en saygın kurumu olan, partinin yargı organı Disiplin Kurulunu eleştiriyorlar. İl Disiplin Kurulunu itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Onun kararını kabullenmeyerek ellerinde Disiplin Kurulunun “cezaya gerek görülmedi” kararına rağmen Disiplin Kuruluna gönderilenleri üyeliği askıda uydurması ile mahalle toplantılarına bile çağırmıyorlar.
Kendi üyelerini ötekileştiren, kendi üyeleri ile barış sağlama çabasında olmayan, sadece “ben kendi yakınımdakilerle çalışırım” partinin daha az oy alması önemli değil anlayışı 2015 gibi bence demokrasinin kurtuluş seçimlerine denk düşen bir anlayış değildir.
Önümüzde ki seçimlerin öneminin ne kadar büyük olduğunu defalarca belirtmeye gerek yok. Herkes işin neresinden tutarım diye heyecan içinde. Büyükşehir Belediye meclis üyeleri bir araya gelerek şimdiden yollara düştü. Parti Eğitmenleri en ücra ilçelerde heyecanla görev yapıyor. Ama bazı CHP İlçe Örgütü üzerinde ki ölü toprağı bir türlü kalkmıyor.
DIŞ KAPININ MANDALLARI KİM
Daha önce yazdığım yazılardan birinde DIŞ KAPININ MANDALLARI diye yazmıştım. Sanıyorum yazı biraz kapalı olmuş. Kimi kastediyorsun diye yoğun biçimde tepki aldım. Bu nedenle konuyu biraz daha açmam lazım geldiğini anladım.
Peki Kimdir bu Dış Kapının Mandalları?
Kesinlikle CHP üyesi değildirler. Asla üyelik sorumluluğu taşımazlar. CHP’yi AKP’ye karşı değil, CHP üyelerine karşı koruma gösterisi yaparlar. CHP’ye oy verirler mi bilinmez. Ama içlerinde vermeyenlerin olduğu bilinir. Ancak; kimin CHP’ye oy vermediğini onlar daha iyi bilir. Onların koruduğu asla CHP değildir. Onlar sadece çıkarlarını korur. Özel sohbetlerinde CHP’yi yerin dibine vurup, Gazetelerinde CHP’nin silahşoru gibi davranırlar. Bunlar yaşadıkları ilçeyi de tanımazlar, yaşadıkları ilçenin insanlarını da. Kent Konseyine Kaymakamlık tarafından gönderilen kişilerin Narlıdere halkının içinden olduğunu bilmeyerek AKP’li damgası vururlar. Haklarını yemeyelim zaman zaman da muhalif olurlar. Ama muhalif oldukları dönemi kimse fark etmez. Sadece sorunlarını çözmek için kullanırlar.
Çünkü CHP üyesi değildirler. Bir sorumlulukta duymamaktadır. Onlar için günü kurtarmak önemlidir.