Önce Balyoz sonra Devrimci Karargâh davalarında verilen cezalar bilindiği için, Ergenekon’da verilen cezalar şaşırtıcı olmadı! Çünkü AKP için bu davalar siyasi intikam davaları olarak kurgulanmıştı. Özel Yetkili Mahkemeler oluşturulmuş, cezalar baştan kesilmişti. Bu yüzden birçok abuk sabuk dava aynı torbada birleştirildi. Mahkeme “özel” olunca yargılama da cezalar da özel oluyor.

Dün Sıkıyönetim Mahkemelerine, Devlet Güvenlik Mahkemelerine itiraz etmeyenler, ses çıkarmayanlar, bugün Özel Yetkili Mahkemelere “ses çıkartınca” hiçbir anlamı olmuyor. Çünkü devran dönüyor ve döndüğü bir yerde gelip onu da yakalıyor! Sorun tam da burada. Bu yüzden eğer bu ülkede adalet ve vicdan diye birbirleriyle bağlantısı olukça güçlü iki kavram yeniden hayatımıza girecekse hukuk herkes için eşit olmak zorundadır!

Hukuk herkes için eşit olursa, siyasi iktidarların isteğine uygun olarak, 1938’de olduğu gibi Seyit Rıza’nın yaşı küçültülerek, ya da 1981’de olduğu gibi Erdal Eren’in yaşı büyütülerek idam edilemezdi…

Ancak, bu ülkede hukuk hiçbir dönem herkes için eşit olmadığı için, Özel Mahkemeler de hep var olmuştur. Menderesleri idama götüren 1960’ların Yassıada yargılaması da, Denizleri idama götüren 1970’lerin Sıkıyönetim Mahkemeleri ya da 12 Eylül 1980’in darbe mahkemeleri de böyle mahkemelerdir. Bu mahkemelerin tümü, tıpkı bugünkü Ergenekon mahkemeleri gibidir. Tarihleri ve isimleri değiştirin aynı adaletsizliği, vicdansızlığı hepsinde göreceksiniz! Çünkü bu mahkemelerin tümü siyasi iktidarların öç alma mahkemeleri olarak rol oynamışlardır. Öç alındıktan sonra bu mahkemelerin de miadı dolmuştur. Tıpkı bugünkü Özel Yetkili Mahkemeler gibi.. Hak, hukuk, adalet ve dolayısıyla vicdan bu mahkemelerin uğradığı yerler asla olmamıştır!

* * *

Adam, cinayet işlemiş, Danıştay’ı basmış, Cumhuriyet’e bomba atmış. Davanın hem tanığı hem sanığı hem de gizli tanığı olmuş. Davaya çok sonradan eklenmiş, dün öbür davadan müebbet almış, bu davadan ise beraat etmiş. Mahkeme heyetinin “Osmanım”ı olmuş ve verdiği ifadelerle bir çok kişinin ceza almasını sağlamış… Adam JİTEM’i kurmuş, arkadaşı devlet, mafya, siyaset üçgeninin kilit ismi Abdullah Çatlı ile içli dışlı, asit kuyuları var, faili meçhul cinayetler var… Adam Hrant Dink’in öldürülmesini azmettirenler arasında… O da bu davada yargılanıyor… Hepsi bir arada…

Gürültünün bini bir para ama sonuçlanan davada, ne “derin devlet” çözülüyor ne tescillenen “terör örgütü” açıklanıyor… 3 yıl mahkeme başkanlığı yaptıktan sonra, verdiği kararlar nedeniyle sürgün edilen Köksal Şengün Odatv’de “bu davada derin devlet çözülmedi. Dosyadaki hiçbir sanık hakkında eylemlerle bağlantı kurulmadı, deliller eşliğinde suçlama getirilmedi” diyor ve haklı olarak soruyor: “Türkiye’nin tarihindeki cinayetleri kimlerin yaptığı, kimlerin emir verdiği ortaya çıktı mı? Hangi eylemin perde arkası ortaya çıktı? Daha iddianamede bile, bir tek faili meçhul cinayetin deliller eşliğinde kimseye ithaf edildiğini görebildiniz mi?”

“1990'larda gerçekleşen insan hakları ihlallerinin soruşturulmamış olması, Ergenekon kovuşturmasının o karanlık döneme ışık tutma imkanını kullanamayacağı anlamına geliyor" diyen Uluslararası Af Örgütü de sanki Şengün’ü teyit etmiş. Çünkü hukuku ve adaleti değil de, siyasi öç almayı öne çıkartıp kurgunuzu hem de onlarca yıla yayılmış kinleriniz üzerine yapıp, ilgili ilgisiz herkesi bir araya toplarsanız, ne faili meçhul cinayetleri ortaya çıkartırsınız, ne de bu işin siyasi sorumlularını. Böyle yaparak bir tek “zalimleri bile mazlum” yapmayı becerir ve arkasından da birçok kişinin haksız olarak ceza almasını sağlarsınız. “Yok hükmünde” olan kararlarınızla da fazla sayıda vicdanı kanatırsınız. Bu mahkeme sonuçları da bunu gösteriyor.

“Bin yıllık arkadaşım” ve Gazetemiz Yurt Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’a verilen ceza bunun belgesi gibi. 12 Eylül darbesi öncesi de, sonrası da kerelerce gözaltına alınan, tutuklanan, işkence gören, hapis yatan Merdan Yanardağ “darbeci” olacak, daha dün Ethem’in, Ali İsmail’in öldürülme belgelerini karartan AKP iktidarı da darbecileri, faili meçhul cinayetleri yargılayan bir iktidar olacak! Hadi canım sende! Başka kapıya!

Not: Twitter hesabım niyeyse halen “askıda” o yüzden yeni bir Twitter hesabı açtım: @saracnecdet