Bugün Gültepe Konak ilçesine bağlı bir mahalle, eskiden Gültepe bir ilçeydi.
1973 Yerel Seçimlerinde Aydın Erten Cumhuriyet Halk Partisinden Belediye Başkanı seçilerek 2 dönem Gültepe’de Belediye Başkanlığı yaptı.
Aydın Erten Gültepe halkının umudu ve önderi oldu.
Ordu Fatsa’da Bağımsız Devrimci Başkan (Terzi) Fikri Sönmez nasıl bir efsaneyse Gültepe halkının belleklerinde Aydın Erten’de bir efsanedir.
Başkanlığı döneminde Gültepe de ilkleri gerçekleştirdi. 
Belediyenin halk ekmek fırınından yoksul Gültepe halkına ucuz ekmek dağıttı.
Aydın Erten Gültepe’nin İzmir’e ulaşım sorunu olan dar yolları genişletti. Altyapı yok denecek kadar azdı, birçoğunu gerçekleştirdi.  
Gültepe’deki köşe başlarında sokak çeşmeleri vardı, su sorununu da giderdi, evleri suya kavuşturdu.
Aydın Erten Gültepe gecekondularında kiracı olan yoksul ailelere Toros Mahallesinde Sosyal Konut yapmaları için ücretsiz arsa dağıttı.
Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) Elektrik direklerini dikmeyince başkan Gültepe de işçileriyle birlikte gecesini gündüzüne katıp çalıştı, Elektrik direklerini dikti.
 
Aydın Erten TARİŞ olaylarında grevci işçilere ve işçi ailelerine destek oldu.
Gültepe olaylarında Halk Direnişinde barikatlarda en öndeydi.  
Aydın Erten 12 Eylül 1980 İhtilalinde her seçilmiş gibi başkanlık makamını bir atanmışa bıraktı.
Günlerce süren Tariş direnişine destek verdiği, işgal sırasında işçilere kumanya dağıttığı için 12 Eylül Yönetimi tarafından gözaltına alındı, günlerce işkenceye maruz kaldı. Urla Cezaevinde 2 yıl mahkûmiyetten sonra 17 yıl siyasi yasaklı olmasına rağmen siyaset yapmaktan geri durmadı.
 
1968 yılında Gültepe Orta Okulunda okuyordum, Aydın Erten’i İzmir CHP İl Gençlik KollarıBaşkanlığı yaptığı, 1969 yılında “6. Filo Defol” mitinginde tanıdım.
 
1973 yılında Gültepe de Adalet Partisi’nin Belediye Başkanı İsmet Uç’a karşı Cumhuriyet Halk Partisi Gültepe Belediye Başkan Adayı Aydın Erten’nin kazanılması çok zor bir seçimdeki mücadelesine ve azmine tanık oldum.
 
Aydın Erten; Arkadaşlar elimizdeki malzeme sınırlı, malzemeleri özenli kullanalım. Adalet Partililerin adaletsizliğine uğramayalım diye bizleri ikaz ederdi.  
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 oklu bayrakları rüzgâr da bir araya toplamasın diye lamba fitiline 4 veya 5 adet bayrak aralıklı olarak kendi evlerimizde annelerimize diktirip en göz alıcı yerlere asardık.  Adalet Partili fanatik gençler 6 oklu bayrakları indirmesinler diye bayrak nöbeti tuttuğumuzda olmuştur. Bayrak mücadelesinde Adalet partililerle birbirimizin sırtında sopa kırdığımız kargaşalarda yaşanırdı zaman zaman. 
Aydın Erten, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’inafişlerini bizimle birlikte Gültepe sokaklarına yapıştırır seçim çalışmalarında hep yanımızda olurdu.
Yaşanan her kargaşada bir komutan gibi en önde dururdu.
Gerektiğinde silahını kuşanır, köşe başlarında gözlemcimiz olurdu.
Aydın Erten aydınlığın karanlığa karşı verdiği mücadelede yiğit, devrimci bir önderdi.
Aydın Erten hakka yürüyeli 13 yıl oldu. Her yıl 10 Ağustos günü Gültepe Toros mezarlığındaki Kabri başında vefalı dostları Sancar Maruflu, Hüsnü Oral, Zeki Gönen ve sevenleri Aydın Erten’i yıllardır anmaktalar. 
 
Aydınlığa daha çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde, Mart 2014 Yerel Seçimlerine
8 ay kala Aydın Erten gibi Belediye Başkanları var edebilmek adına 13. ölüm
yıl dönümünde 12 Ağustos 2013 tarihinde Konak CHP İlçe Örgütünün düzenlediği anmada bir araya gelelim.
Devrimci Halkçı Başkan bir efsane oldu.
Ruhu Şad Olsun.
 
Aydın Erten’le Son Görüşmem;
 
Aydın Erten ismi gibi aydınlatan, yol gösteren bir ışık meşalesiydi.
Aydın Erten’in haklı çıktığı son görüşmemi hiç unutamadığım anımı siz okurlarımla paylaşmak istedim.
Yıl 1998 Karşıyaka CHP İl Delegesiyim, birlikte olduğum siyasi arkadaşlarımla ekipsel bir bütünlük içinde 8 Mart 1998 de yapılacak olan CHP İzmir İl Kongresine, CHP İzmir İl Başkanlığına Bülent Baratalı’yı destekleme kararı aldık.
Ekip arkadaşlarım ve sekretaryada ki arkadaşlar Bülent Baratalı listesindeki İl Yönetimine beni ve birkaç arkadaşı önerdiler. CHP İzmir İl Seçimine 15 gün kala Aydın Erten ani bir kararla CHP İzmir İl Başkanlığına aday adayı oldu. Seçimlere 3 gün kala Basmane Meydanında CHP İl Binasının altındaki Merkez Kıraathanesinde Aydın Erten birkaç arkadaşıyla çay içip sohbet ediyorlardı, yanlarına gittim başkan adaylığı için başarılar diledim. Arkadaşlarından biri Şükrü Boyraz siyasi rakiplerinle beraber deyince Aydın Erten gözlerini gözlerime dikerek İbreti Baba’nın oğlu Deli Poyraz sendemi dediği anda, kendimi Büyük Sezar’ın sırtına hançer saplayan Brütüs’ün yerine koydum.  Saygıdeğer Başkanım yıllardır bir ekipsel hareketin içindeyim, aylardır da İl Başkanlığı seçimleri için İzmir genelinde çalışıyoruz. Siz adaylığınızı daha önce açıklamış olsaydınız ben yanınızda olmasam dahi İL Yönetiminde görev almazdım çok üzgünüm dedim.
 
Ayrılmak üzereyken ayağa kalkıp el sıkıştığımızda elimi sıkıca tuttu bırakmadı, arkadaşlarına biraz sonra geleceğim dedi, kapının önüne çıktığımızda elimi var gücüyle sıkarak İbreti Baba’ya benden selam söyle, sen yurtsever bir babanın devrimci oğlusun, Bugün Siyasi Birlikteliğin Olanlar Kendileri İçin Hedefledikleri Mevkilerine Geldiklerinde Seni Tanımazlar bu sözümü unutma dedi. 
 
Hakka yürüyen Aydın Yoldaş Nur içinde yatsın.
Aydın Hocam haklı çıktı, ilkesiz ideoloji mağduru adaykolikler yıllar sonra adımı Yorgun Demokrat’a çıkarttılar ve Aydın Hocam haklı çıktı. 
 
 
 
 
 
 
Efsane Başkan Aydın Erten’in sevdiği şiirler ve anısına
 
 
YORGUN DEMOKRAT
 
Dağ başında ekin tarlasında doğdu
Göbeğini iki taş arasında kopardılar
İlk kanı toprağa düştü, Kızıl toprağa belendi
İlk çığlığını dağlara verdi,
Elbistan’dan İzmir’e göçebe geldi,
Ana dili Kürtçeydi,
Öğrenime geç başladı,
O artık kekemeydi.
 
Gültepe ortaokulunda din derdi hocasıyla tartıştı
Arapça’ya dili dönmüyordu,
Okul Müdürü Nadi VAROL o bir komünist dedi
Kendini okulun dışında buldu.
Siyasi ilk adımını Gültepe de Hüseyin Koç
Arkadaşıyla işçi köylü Gazetesini dağıtmakla başladı
6. Filoya defol mitinginde Aydın Erten’i tanıdı
Aydınlandı, Kemalist oldu
 
Parti içi Demokrasi mücadelesinde
Yıllarca yoğruldu ve yoruldu
Siyaseti temiz tutmaya gücü yetmedi
Önce İnsan, Önce Emek, Önce Ahlak dedi
Jurnalci dalkavuklarla baş edemedi
Demagog siyasilere yenildi
Yıllar yılı neler yaşadı, neleri gördü
Beleş kundağa belenmiş, haram sütle büyümüş
Atama bekleyen nice adaykolik tanıdı
 
Madımak’da ozanlar, yazarlar, şairler,
Canlar Alevlerle Semah döndüğünde
Koray Kaya, Hasret Gültekin toprak olalı,
Beyaz güvercinim Barış engelli doğalı
Artçılar oluştu beynimde
Soludum depremleri
Karşıyaka sahiline vuran her dalga
Tsunami oldu yüreğime.
 
*Şairler tutukluysa ülkende şiirler okumalısın*
*Şairler yakılmışsa ülkende şiirler yazmalısın.*
Üstatlardan ilham aldı şair oldu.
 
Yusuf Hayaloğlu’nun bestelediği,
Ahmet kaya’nın seslendirdiği,
Yorgun Demokrat Mahlazı oldu.
 
Karanlık yollardan geçtik,
Zehir gibi sular içtik,
Can yoldaşlarla el ele,
Sırat köprüsünden geçtik.
Bir sen kaldın geriye,
Ah akıp gidiyor hayat,
Yüreğim anlıyor seni,
Artık susma Yorgun demokrat…
 
Dünya şairi mavi gözlü dev
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret, bu davet bizim.
Anadolu da bir çınar ağacının gölgesinde olmak isterdim
Diyen Nazım Hikmet’in
Yarım asırdır özlemi ve vatan hainliği hala bitmedi.
 
Teyfik Fikret; Osmanlı’nın zulmüne, yanlış hükmüne
Başkaldırıyı şöyle dile getirir.
İnsanları korumak utanç, acımak ayıp;
Kudurmuş benlik, elde kılıç, katı kararlı kadı
Başlar her türlü, düzenin üstüne kalkmış
Yalnız ayaklar altında kalanlarda eşitlik…
 
Kadılar, müftüler fetva yazarsa
İşte kement, işte boynum asarsa
İşte hançer, işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan …
Hızır paşa zulmüne boyun eğmeyen
Bozuk düzende sağlam çark olmaz diyen
Düğüne gider gibi, idam sehpasına yürüyen
Pir Sultan Abdal aşkına
Yorgunum ben Yorgun Demokrat
 
Ahmet Arif; Hasretinden prangalar eskitmiş
Hücrede taş duvarlara seslenmiş.
Haberin var mı taş duvar
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim.
Uğruna ölümlere gidip geldiğim
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
 
Tam bağımsız bir ülke için
Devrim andı içtik
Bıçak üstü yolu seçtik
Masum sevdamıza kefenler biçildi
Yağlı urgan boyunda
Üç Fidan darağacında
Kızıldere’de büyük bir katliam
Ser verdi de sır vermedi yiğit adam
Nurhak’ta öldü Sinan doğdu Taylan
Omuzladı silahını …
 
 
 
Vurun parçalayın beni her parçamdan beni aşanlar doğacak
Kalemi ve yüreği ile ülkeyi aydınlatan Sakıncalı Piyade
Uğur Mumcu’nun anısına
Gazeteciyim ben; Metin Göktepe
Namluya mermi süre gibi film takıyor makinesine
Hazırlanıyor, işkencecilerin fotoğrafını çekmeye
Fadime Ananın çığlıkları çıkmıyor kulaklarımdan
 
Maraş’ta, çocuklar ağaçlara çivilenirken
Çorum’da insanlar fırınlarda yakılırken
12 Eylül’de postallar kemikleri kırarken
Yitik bir kuşaktan arta kaldım
Yoruldum ben
Yorgun Demokrat
 
Gazi mahallesinde yaralı bedenler
Çöp konteynırlarına atılırken
Manisa’lı gençler işkencede direnirken
Van depreminde bebekler çadırlarda yanıp
Soğuktan donarken
Polise taş atan çocuklar ıslah evlerinde
Faşizme zevke sunulurken
Ülkem karanlıklara gömülürken
 
Ülkemde yurtseverler
Silivri hücrelerinde tutukluyken
Taksim Gezi Parkı bir milat oldu
Ülkeyi yöneten iktidar korktu
Yalan teorilerine başvurdu
Ve 5 Ağustos 2013
Silivri’de adalet yoktu hukuk sustu
Müebbet … 40 yıl … 34 yıl … 20 yıl …
Yağmur seli gibi ağırlaştırılmış cezalar
Böyle cezalara reva görülenler
Kaç kişiyi kimleri öldürdüler ?
Nereyi bombaladılar ?
Kimleri gasp edip kimleri kaçırdılar ?
Nerelerde güvenlik güçleri ile çatıştılar ?
Hücre evleri eylem planları nerede ?
Bu nasıl hukuk ?
Bu nasıl adalet ?
 
 
Şükrü Boyraz
Yorgun Demokrat