“Aşığın ruhu başka birinin bedenindedir.”

 

Bir dostum sevdiğine yazdığı mektup da diyor ki:

 

“Asmalar altında size bir lale sundum; yanında beyaz karanfil. “Adamın sevip de aldığı karısı, sevip de alamadığı kara sevdası olurmuş.”

Ben ilk olanı diliyorum. Asmalar sarhoşluğu, lale ilanı aşkı anlatır. Beyaz karanfil ise ;sizi çoktan beri sevdiğimi.

Çiçekler size halimi anlatmakta. Tercih sizin; isterseniz eşim, isterseniz kara sevdam olacaksınız.”

 

Aşk ; yaşamın pınarı. Aşksız yaşamı düşünmek imkansız. Aşkın bir yığın çeşitleri var. Aşk yüreğin enerjisi. Aşk bana Aborjin’lerin düş zamanı hikayelerinden Gök kuşağı yılanı nı hatırlatıyor.

 

Hikayeye göre :

“Tüm dünya uykudaydı. Her şey sessiz, hareketsizdi ve hiçbir şey büyümüyordu. Hayvanlar yer altında uyumaktaydı. Bir gün gök kuşağı yılanı uyandı ve dünyanın yüzeyinde süründü. Her şeyi bir kenara itti ve bu onun tarzıydı. Tüm bir diyarı gezdi ve yorulduğunda kıvrılıp uyumaya başladı. Böylece her yere izini bıraktı. Sonra geri döndü ve kurbağalara seslendi. Onlarda su dolu kocaman miğdeleriyle ortaya çıktılar. Gök kuşağı yılanı onları gıdıklayıp güldürdü. Sular ağızlarından çıktı ve gök kuşağı yılanının izlerini doldurdu. Göl ve nehirler böyle yaratıldı. Daha sonra çimenler ve ağaçlar büyümeye ve yer yüzünü yaşam doldurmaya başladı.”

 

Bu hikaye bana aşkın insan yüreğini doldurup, çoşturduğu, mutluluğun tüm vucudunu sardığı anı hatırlatıyor.

 

Aşk ile cinselliği çoğu zaman bir birine karıştırıyoruz. Oysaki çok farklı dallar.

Freud insan soyundaki ilk tabunun cinsel tabu olduğunu yazar. Ahlak kavramı bugün dahi büyük ölçüde cinsellikle düşünüldüğüne göre, demekki bu görüşün tutarlı bir yanı var. Binbir gece masalları buna örnektir.

 

Masala göre;

“Karısının kendini aldattığını duyan sultan her gece bir bakire alır, zifaf a girer, gün ağırırkende  aldatma ihtimalini kesin olarak ortadan kaldırmak için kızın kafasını kestirir. Şehrazat da bu kızlardan biridir. Sultana her gece hikayeler anlatır. Hikayelerin en heyecanlı kısmını bir sonraki güne bırakır. Bu şekilde yaşamını sürdürür. Anlattığı hikayeler aldatmayla ilgilidir.

 

Aşk ile cinsellik farklı. Aşk kutsal bir duygu. Aşık bedel ödeyen kişidir. Sever, karşılıksız sever,kavuşamamak bir kor gibi yakar. Hasret büyür, arzu had seviyeye ulaşır. Dimağında sevgili ; kusursuz,hatasız, bir peri, bir prensdir artık. Ömürün bir parçası olmuştur sevgili. Kavuşamamak artık farklı bir sevgili yaratmıştır dimağda.

 Mecnun’a Leyla’sını getirmişler. Mecnun “ Bu benim Leyla’m değil.” Demiş.

 

Aşk da saygıyı, sevgiyi, empatiyi,özgürlüğü karşılıklı sunabilmek dileğiyle.

Hoşçakalın

                                                                                                          Eftal  YILDIZ