Akşamın hafiften hüzün yüklediği saatlerde arkadaşımı aradım. Neşeli, özgüvenli, gür bir ses duymayı hayal ederken, aksi bir ses tonuyla karşılaşmak; insandaki hüznü katlayarak bakış açınızdaki güneşin yerini bulutlara bırakıyor.
Derler ya;
“Yürek yorgun olunca ter gözden akar.”

Arkadaşım anlattıkça; kısa yaşamdaki olmaması sorunlar, bakışlar, görüşler, anlaşmazlıklar beni başka yerlere taşıdı.
Biran Afrika’daki yamyam kabilesinin rutin yaptığı tören aklıma geldi. Törende meydandaki ağaca tırmanan yaşlıya değer verilmesi, tırmanamayan yaşlının pişirilip yenilmesi. Eskimoların yaşlıların buzlar arasında ölüme terk etmesi, eskiden Japonların yaşlı annelerini karlı bir ormanda bırakmalarını hatırladım.

Arkadaşımın korku ile baktığı yaşamı, hüznü. Bana korkuyla gelen güven isteğinin; bir topluma kendilerince bir dil yaratmalarını hatırlattı. Çepnilerin 400 kelimelik yarattığı dili anımsamak.
Özünde kısa, korktuğumda çok uzun, hüznünde çekilmez dediğin hayat. Bir kere yaşadığın, belli bir zaman dilimini paylaştığın, geldiğinin coğrafyanın kaderiyle bütünleşen, aynı dilimi kullanan kişilerle yaşamak zorunda olduğumuz hayat. Özünde neşe, mutluluk, sevgi yüklü geçirebileceğimiz geçici süre. Bazen şaşıyorum neden sana başka gözle bakıyoruz. Neden kavga, işkence, acı yüklü olarak harcıyoruz bu hayatı.

Ah! Tolstoy seni anlamak, bir anlam yüklemek için empati gerekli.
Tolstoy;
1910’da 82 yaşındayken yarım yüzyıla yakın evliliği olan, ona bir düzine çocuk veren, evinin ve eşinin yardımına koşan karısı Sofia’dan resmen kaçtı.
Karısı onun gözünde; kendisini zindanlara atan bir gardiyandı. Sadık kalan eşine teşekkür ederken son günlerini “ yalnızlık ve sessizlik ” içinde geçirmek istemiştir. Tolstoy yolda hastalandı. Astapova adlı bir istasyonda indi. İstasyon şefinin evinde rahatsızlığı 1 hafta sürdü ve hayata gözlerini yumdu. Eşinin çok ısrarlarına rağmen görüşmedi. Eşi onu ancak komada iken görebildi.
Böyle anlarda Dr. Todd’un literatüre giren içki ile tedavisini hatırlar ve uygularım. Sinir ilacı ve uyku hapları yerine bir bardağa yakın viski.
Yaşam kısa, güneşi doyarak yaşamak, ay ışığının altında duygusal yapımız, yağmurda ıslanan aşık, yıldızlarla, sevgiyle gökyüzünde gezmek.
Hüzünsüz, acısız, sevgi ile yaşayalım kısa ömrü.
Hoşçakalın.