Çoluk -çocuk ,yaşlı- genç,kadın -erkek denmeden birçok kişinin katliama ve sürgüne maruz kaldığı Dersim faciası Türkiye'nin kanayan yarasıdır.Kanayan bu yarayı iyileştirmek ve toplumun vicdanını rahatlatmak için devletimize önemli bir görev düşmektedir.Ancak uzun yıllar geçmesine rağmen devlet yetkililerimiz ne bu facianın esas nedenleri konusunda ne de bu facianın baş aktörleri konusunda somut bir inceleme yapabilmiş değil. Yalnızca zaman zaman konu siyaset gündemi olarak tartışılmıştır. özellikle üç dönemdir ülkemizi yöneten AKP iktidarı geçmişte yaşanmış bu acı trajediden siyaset üretmeyi kendine ilke edinmiş durumda. Bu koşullarda , vicdanları rahatsız eden ve yürekleri yakan Dersim isyanını bütün yönleriyle araştırıp, detaylandırmak oldukça güç.Ortada yaşanmış bir acı gerçek sözkonusu. Bunu inkar etmek kendini güçlü ve demokratik gören bir devlete yakışmaz.Bu nedenle devletimiz bu mevzuda olayın yaşandığı süreci enine boyuna incelenmesi için toplumu oluşturan bütün katmanların temsilcileri katılımını sağlayarak, Türkiye halkını şefaf bir şekilde bilgilendirmeyi amaçlamalı.Aksi takdirde söylemlerle ve siyasi nutuklarla ülkemizin tarihinde yaşanmış bu süreç hep karanlıkta kalır.