Barış ve mutluluk her an mevcuttur; barış ve mutluluk her adımdadır. Ruhun meseleleri için siyasi çözümler yoktur. Yapılması gereken; her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzen yeniden kurulacaktır fakat günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Oysa bilgi mazidir, hikmet ise istikbal..

Bizler ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce dua ederek af diler, ardından toprağa ikram sunarız. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce af dilemezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar. Ve şu bilinmelidir ki; insan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır. Kalbi ölmüş olan bir insanın, kendisi de yaşamıyor demektir.

Eğer bana sorarsanız; sessizlik nedir? Size cevap veririm; o, yüce yaratıcının sesidir. Ve yine sorarsanız; sessizliğin meyveleri nelerdir? Size cevap veririm; kendini bilmek ve yaratılmış olan her şeye saygı göstermektir. Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. Ve her insan da kendisine yaşamı veren doğa anaya saygı göstermeli, onu korumalıdır. Her şey bir halkadır ve her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz, hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.

Doğum yapan her şey dişidir. Kadınların ezelden beri bildiği kainatın dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır.

Babam derdi ki; avlayacaksan en zayıf geyiği avla çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını getireceklerdir. Bir düşünsenize! Hayvanlar olmadan insan nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup, giderse; insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olursa, insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Her şey tanrısal tapınağın bir parçasıdır. Yerküre annemizdir, yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının başına da gelir. Eğer yere tükürürseniz, annenizin yüzüne tükürmüş olursunuz. Biz şunu biliyoruz; dünya insana değil, insan dünyaya aittir. Biz biliyoruz ki; var olan her şey, bir aileyi bağlayan kan bağı gibi birbirine bağlıdır ve biliyoruz ki; hiçbir kurbağa içinde yaşadığı gölü içip, bitirmez.

Atalarımız der ki; son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda ve son balık öldüğünde; ancak o zaman paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksın! İnsan şunu kavramalıdır; fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir şeydir ve insan şerefin ne olduğuna karar vermelidir. En büyük şeref;  annemiz yerküreye saygı göstermektir. Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan herkes yanlışı yapan kadar suçludur. Bu nedenle yeryüzüne iyi davranın! İyi davranın ki; suçlu ebeveynler olmayasınız. Çünkü dünya babanızın malı değildir. Onu çocuklarınızdan ödünç aldınız ve buradan göçüp, gitmeden önce onlara geri vereceksiniz. Çocuklarınıza vahşetiniz ve doyumsuzluğunuzla yakıp, yıktığınız bir dünyayı bırakmak ister misiniz? Çocuklarınızı ateşe atıp, sonra nasıl rahatça uykuya dalabileceksiniz?

 

Bu yazı farklı Kızılderili kabileler tarafından, farklı zamanlarda dile getirilmiş sözlerin derlenmesiyle oluşturulmuştur.