Bu habere bir resim koymadık! Elimizde bir veri olmadığı için değil, bu yazıya ekleyebileceğimiz resimleri ne yüreğimiz, ne de midemiz kaldırmadığı için!

Ama bu koyamadığım resimleri anlatacağım sizlere!
 
Suriye’de köyler basılıyor; masum insanlar, Ortaçağ savaşçılarını andıran insan müsveddeleri tarafından hunharca doğranıyor!

5 – 10 yaşındaki çocukların boğazları kesiliyor!!!

İnsanlar Alevi oldukları için katledilip, bu katliamın fotoğraf ve videoları internette paylaşılıyor ve bu, din kisvesi altına servis ediliyor!

İnanmıyor musunuz? Yüreğiniz varsa, girin ve yazın “Suriye’de Katliam Var” Öyle şeyler göreceksiniz ki, diyemiyorum çünkü ilk gördüğünüz resimden sonra araştırmayı bırakacağınıza adım gibi eminim.

Amacım psikolojinizi bozup, sizi delirtmek değil fakat hemen yanı başımızda insanlar canlı canlı doğranırken, sizin psikolojinizden bahsetmek, insanlığa, vicdana sığar mı?

Abilerim, ablalarım, kardeşlerim, arkadaşlarım! Hepimiz kandırılıyoruz! Hepimiz uyutuluyoruz! Uyanmamız gerek!

Denizaşırı Hoca, olayın üstünü örtmek için Yolsuzluk videoları sürüyor önümüze..

Adam(!) bellenmiş olan başbölücüler İnternet sansürü, Gezi’yi polisler büyüttü! ya da Başörtülü bacılarıma saldırdılar haberleriyle gündemi başka yöne çekiyorlar. 

Bu adamları biz getirdik ve bu katliamda hepsinin parmağı var, yani herkesin, hepimizin, oy veren vermeyen, hepimizin bu katliamda parmak izi var! Susmaya devam ettikçe de olacak.

Toprak Ana’nın güzel insanları, Anadolu’nun vicdan sahibi, yiğit insanları, biliyorum ki; ülkem bir sürü saf, temiz ve duyarlı insanla dolu. Sizlerden rica ediyorum diyemem, sizlere yalvarıyorum; AÇIN GÖZLERİNİZİ!!!

Dün Afganistan’ın, Irak’ın başına gelen yarın bizim başımıza gelecek!

Bugün Suriye’de doğranan çocuklar, yarın sizin çocuklarınız olacak! 

Amerika’ya kafa tutuyormuş gibi gözüken yalandan yiğitleri dinlemeyi, izlemeyi bırakın artık! Bunlar danışıklı dövüşler! Bunlar insan canını, çocuk kanını paraya çeviren iblisler!

2 gündür uyuyamıyorum. 7 – 8 yaşlarında bir çocuğun boğazından fışkıran bademciklerini gördüm! Ve elimden gelen tek şey; sizlere seslenmek!

Bırakın işi gücü, her şeyinizi bırakın! Allah’ınız, Kitabınız, vicdanınız, kalbiniz için, insana verdiğiniz değeri, içinizdeki insanı ortaya çıkarın!

Çocuklar kasap malzemesi gibi doğranıyor diyorum!

İçim acıyor! Canım yanıyor! Etim yanıyor! Biliyorum ki, bu çığlığı duyacak insan, orada, içinizde bir yerde!

Korkularınızı, günlük saçma sapan telaşlarınızı, faturalarınızı atın bir kenara! İnsanlar doğranıyor! İnsanlık ölüyor! 

Biriniz açıklayın bana; nedir bu Alevilerin suçu, günahı! Küçücük çocuklar, ne suç işlemiş olabilirler de canlı canlı doğranarak cezalandırılıyorlar. Hangi Tanrı göz yumar bu vahşete! 

Hangi Allah’tır ki, gözlerinize, kalplerinize indirmiş bu perdeyi! 

Bir düşünün; nasıl bir insanlık suçu işledik ki, insanlığımızı aldılar elimizden. Bir düşünün! 

Yalvarıyorum sizlere! Düşünecek bir beyin bıraktılarsa eğer, bir düşünün!