Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülüyor.

Dünyada her 3 kadından 1'i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Her 5 kadından 1'i hayatının bir döneminde tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor. Dünyada, ağırlıklı olarak Afrika kıtasında 135 milyondan fazla kadın sünnet ediliyor. 280 milyonluk Arap dünyasında her 2 kadından 1'i okuma yazma bilmiyor. Suudi Arabistan'da kadının oy hakkı 2011 yılında verildi, araba kullanması yasak.

Size, ilk aptalın bir kadın olduğunu düşündüğümü söylesem ne hissedersiniz? Kadın hakları konusunda ki çalışmalarımı küçümser, beni ikiyüzlülükle suçlar, hatta saldırıya bile geçebilirsiniz değil mi? Oysa düşünün! Tanrı, Lilith’i cennetten kovduğunda başladı her şey… Havva itaat ettiği için tüm bu sorunlar…

Mağara yaşamından, gökdelenlere uzanan zamanı, bu zamanın bireylere ne kazandırıp ne kaybettirdiğini düşünün! Çünkü düşünmeden saldırıya geçmek sizi aptal durumuna düşürür! Ünlü psikiyatr Freud bu zaman başlangıcını "ilk erkek ateşi işeyerek söndürebildiği için böbürlenmiştir" diye özetler! Peki, bu doğru mu? Kısıtlamalar getiren yenidünya ahlak karmaşasını, O ilk ahlak-sızın davranışları sonucu oluştuğunu düşünürsek bu doğru olur mu? Ve cevap verirken düşünün! Belirteceğiniz fikir empoze edilmiş ahlak bilgileri mi? Salt duyguların ahlak-sız'lığı mı? İnançlarınızı suçlayın hanımlar. 'Doğa' bu konuda adil davrandı. Bakın ne diyeceğim;

Tanrının bahsettiği Âdem; M.Ö 3681 de cisimlere isim vermekle meşgulken (bu tarih tespit edilmiştir!) henüz kaburgası eksik değildi, tabi Havva, Âdemin kaburgasından değil de penisinden yaratılmış olsaydı Âdem onu daha çok severdi ama bu başka bir saçmalığın konusu. Kendi konumuz içinde Âdem, Havva’yı mağarada bırakıp o ilkel mızrağıyla ava giden bir başka eril olabilir sadece. Tıpkı diğer eriller gibi avlanır, doyar, zamanla doyurur ve 'yaşam'a uzvuyla katkıda bulunur. Gerisi tamamen Havvaların sorunudur. Havva’nın umurunda bile olmadığı için rahmindeki cenin de tek bir anlamı içerir; Avlanacak bir eril daha! Tüm süreç boyunca, anne-çocuk ilişkisi düşünüldüğünde ayakta işeyebilenleri suçlamak hiçbir sorunun çözümü olmaz. Hele ki 'babalık' toplumsal bir terim olarak henüz ortaçağda ortaya çıkmışken. Ama tüm saçmalıkların nasıl başladığı sorulduğunda, ben rahatlıkla Havva’nın ahlaklı olduğunu söyleyebilirim. Nasıl mı?

Köklü ve derin olan anne-çocuk ilişkisinde, çocuğun keşifleri annenin hem gözlerinin hem de hislerinin denetimindedir, bununla gurur duyarlar! Ama çocuk için doğru olan şeyler anne tarafından 'onaylanmış' olan şeylerdir! Tehlikede tam olarak burada başlıyor. Mağaradaki Havvalarımız o kadar ahlaklıydı ki, iyinin, kötünün, doğrunun, hatanın. Hatta kaderin tohumlarını bir çırpıda attılar. Çocuklarının keşiflerine müdahil oldular ve bu döngüyle günümüze kadar geldik. Şimdi düşünün, kadınlara yaşamı başlattıklarını söylendiğimizde gururlanıyorlar ve kutsal olduklarını düşünmemiz onları böbürlendiriyor. Fakat mağaralardaki Havvalardan, modern Havvalara gözlerinizi iyice gezdirin, gerçekçi olun; Onlar aslında başarısız oldular. Etrafınıza bir bakın hepsi, yetiştirdikleri tarafından taciz ediliyor, yetiştirdikleri şiddet uyguluyor ve tecavüz ediyor. Yetiştirdikleri aleyhlerinde yasalar çıkarıyor. Onlar, kendi suçlularını doğurdular, rahimleri bir tecelli!

Doktor koltuklarına yapışıp topluma uyumlu hale gelmeyi bırakın hanımlar. İçinizde, o ilk aptalın yetiştirdiği çocuğu bulun ve ahlaksız olmak için elinizden geleni yapın. Ve sizi destekleyen erkeklerden utanın.

Tüm Lilith yolunda giden yürekli kadınların ruhlarına, varlıklarına, benliklerine kaldırın kadehlerinizi... Gününüz kutlu olsun onurlu, kendini bilen, isyan eden güzel kadınlar. Yüreğinizden öpüyorum...