Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine. Diyen, dünya şairi Nazım Hikmet Ran’ın ölümünün üzerinden yarım asır geçmesine rağmen mezarı Moskova’da Novodeyviçye mezarlığından hasret kaldığı ülkesine ve bir çınar ağacının gölgesine getirilmedi.
 
Nazım Hikmet 1901 yılında Selanik’te doğmuş.Rus Devrimiyle ilgilenen şair ,Batum’ dan Moskova’ya gitmiş Doğu Üniversitesi’nde Ekonomi Toplum Bilimi okumuştur. (1922-1924) Yurda dönüşünden sonra Aydınlık Dergisi’nde çıkan şiirlerinden dolayı hakkında “gıyaben” mahkûmiyet kararı verildiğinde Rusya’ya kaçmış, Af çıkması üzerine Türkiye’ye dönmüş Hopa Cezaevinde tutuklu kalmış.
Mahkûmiyeti bittiğinde İstanbul’a yerleşmiş çeşitli gazete ve dergilerde yazıları, şiirleri yayınlanmış.(1928-1932).Yine tutuklanmış ve Cumhuriyetin 10.yılında çıkarılan Af Yasası ile serbest bırakılmış. Akşam, Son Posta ve Tan gazetelerinde Orhan Selim takma adıyla yazarlık yapmış. İlk şiir kitabı yayınladığında Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda yaptığı iddiasıyla yargılanıp 1938’de Harp Okulu Askeri Mahkemesince 14 yıl Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesince 14 yıl olmak üzere 28 yıl hapis cezasına çarptırılır. Sovyetler Birliğine gitmek zorunda kalan şair 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlıktan çıkartılır. Nazım Hikmet 3 Haziran 1963’de Moskova’da vefat etmiş.
Yurdunda 1928-1951 yılları arasında geçirdiği yirmi iki yılın on yedi yılı hapishanelerde geçmiş. Hayattayken yazdıkları kırktan fazla dilde, otuzun üstünde ülkede yayınlanan, dünya şairi Nazım Hikmet’in kendi ülkesinde Türkiye’de ölümünden yirmi sekiz yıl sonra eserleri yayınlanmış.
Yaşam hızla geçiyor bütün canlılar bir solukta büyüyor, yaşlanıyor ve ölüyor. İz bırakanlar anılıyor, takvimlerde yaşıyor.
İnsanoğlunun asırlardır emek ve düşünce gücüyle yarattığı bir dünya var. Dünyanın da bağrında taşıdığı kendine özgü çelişkileri, evreni yenileyen dölleyen çelişkiler ki nice güzelliklere gebe. O çelişkiler ilham kaynağıdır yazara, ozana, şaire.
İnsan hakları ihlalleri var oldukça zulüm, adaletsizlik hüküm sürdükçe, aydınlar, yazarlar, şairler direncin öncüleri olmaya devam edecektir.
Zor günlerde dar boğazdan geçerken tünelin duvarlarına çarpmak, bağırmak, ağlamak, bir çok duyarlılığı tatmak, adaletsizliğin acımasızca dönen dişlilerini durdurmak için direnç şairi olmak ellerini, yüreğini, beynini dişlilerin arasına koymaktır. Bütün insanlar gücün tutsağı olamazlar. Direnç şairlerinin şiirleri silah, sözleri mermidir. Şiiri yaşam nedeni sayanlar korku nedir bilmezler.
Nazım Hikmet’in izinde olmak Sivas’ta yanmaktır.
Madımak katliamını unutmak tekrar tekrar yanmaktır.
Mücadele içerisinde kuşkusuz Pir Sultan’lara darağaçları kurulacak.
Che Guevara’lar Lorca’lar kurşunlara dizilecek.
Nazım Hikmet’ler sürgünlerde vatan hasretiyle ölecek.
 
Vatan Haini
Vatan fabrikalarınızda al kanımızı içmekse
Vatan polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan
Vatan Amerikan üsleri, Amerikan topuysa vatan
Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan
Ben vatan hainiyim
Yazın üç sütun kapkara haykıran puntolarla
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala…
 
Yorgun Demokrat