Engelimle yaşarım ben
Beni hakir görüyorsan
Engel senin yüreğinde
Her yılın 10 – 16 Mayıs tarihleri arası Engelliler Haftasıdır.
Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı zaman diliminde engelli sorunları
değerlendirilir çareler aranır.
Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirgesinde kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma) herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar sakat olarak tanımlanmaktadır.
Engelli sözcüğü genelde hareket yeteneği sınırlanmış bireyi çağrıştırmaktadır. Hareket yeteneğini sınırlayan nedenler ise doğuştan olmakla beraber sonradan yaşanan bir hastalık veya kaza sonucu ortaya çıkan işlev eksiğidir. Bireyin fiziksel işlevlerindeki bozukluk ve bunların hareket yeteneğinde yarattığı eksiklik ve güçlük, onu toplumun diğer bireylerinden farklı kılar. Bu farklılık engellilerin yaşadığı ayrımcılığın da asıl nedenidir. Bilindiği gibi her türlü ayrımcılığın temelinde farklı olmak, yani “alışılmamış özelliklere” sahip olmak vardır. Fiziksel işlevlerdeki bozukluklar ve bunların hareket yeteneği üzerinde yarattığı sınırlamalar bireyi toplumdan uzaklaştırır. Toplumsal destek sistemlerinin yetersizliği, toplumun dışlayıcı tutum ve davranışları da engelli bireyin topluma eşit bireyler olarak katılmasını önler.
Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütünün Sakat Hakları Bildirgesi ülkemizde 55 inci hükümet döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarıyla kabul görülen engelliler yasası ne yazık ki yıllardır engelli haklarının uygulanması, ülkemizde yeterince sağlanmamaktadır.
Bir ülkede Uluslar arası yasaları kabul ettikleri halde uygulanmıyorsa o ülkede insan hakları ihlalleri ve demokrasi sorunu vardır. Demokrasinin gelişmediği ülkelerde engelli olmanın zorlukları saymakla bitmez.
Bir Ülkenin Çağdaşlığı, Özürlüsüne Verdiği Değerle aynı Orantıdadır.
M. Kemal Atatürk
Günümüz Türkiye'sinde engellilerin toplumla bütünleşmesi yönünde yoğun sorunlar içinde yaşadıkları bilinmektedir. Sorunu adlandırmadan başlayan ve yaşamın pek çok alanına yayılan bu sorunlar, engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler, kendilerini mutsuz hissederler. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldırır. Engelli bireyler için “Erişebilirlik” bir ihtiyaç olmakla beraber aynı zamanda temel bir haktır.
Her canlı bir engelli adayıdır.
En büyük engel düşüncededir.
Ülkemizde engelli dostu kenti seçilen İzmir bir ilki gerçekleştirdi uluslar arası katılımlarla
ENGELSİZ İZMİR Kongresi kapsamında paneller, seminerler, engelli spor müsabakaları
ve sosyal etkinlikler düzenlendi. Engelsiz İzmir stratejik planı oluşturuldu. Engelsiz binalara Kırmızı Bayrak asılması da karara bağlandı. İzmir’in Metrosunda ve Karşıyaka
ilçesinde Engelsiz İzmir kımızı bayrağı dalgalanmaktadır.
İzmir genelinde (Senin Engelin Benim Yolum) Projesi ile görme engeliler için kaldırımlara kabartmalı sarı bantların döşenmesi devam ediyor. Engeli rampaları ve sarı kabartmalı engelli yolu vatandaşlar tarafından işgal edilmemelidir.
Ülkemizde dokuz milyonu aşkın engeli yaşamaktadır
Siz ayağınızı eliniz gibi, kullanmayı denediniz mi?
Siz gözlerinizi bağlayarak, yürümeyi denediniz mi?
Siz kulaklarınızı kapayıp, kuş sesi dinlemeyi denediniz mi?
Siz kollarınızı bağlayıp, birinin sizi beslemesini denediniz mi?
Siz sokağa çıkarken kaybolmaktan korktunuz mu?
Siz tekerlekli sandalyeye bağlı olarak, koşmayı denediniz mi?
Siz konuşamayıp, Türküler söylemek istediniz mi?
Yorgun Demokrat