30 Mart Yerel Seçim sonuçları, yolsuzluklara karşı duyarsız bir toplum haline geldiğimizin göstergesidir.
Halk hırsızlık, yolsuzluk iddialarına karşı böyle duyarsızsa bu siyasi çürümenin en belirgin işaretidir.
30 Mart yerel seçimleri rekor düzeyde itirazlar nedeniyle en şaibeli seçim olarak tarihimize geçecek. Sandıklar şeffaf diye seçimlerin de şeffaf olması gibi bir kural
yok ki.
Oy pusulalarında seri numarası ve ya barkod da yok.
Sandık, yargı ve ilahi adaletin tecelli edeceği sihirli bir kutu da değil.
 
Ülkemizde olağanüstü bir durum olmazsa Ortadoğu bataklığına sürüklenmezsek Ağustos ayında cumhurbaşkanı seçimi yapılacak.
 
Başbakan R.Tayyip Erdoğan çözüm süreci dengeleriyle BDP’nin desteğini alarak Abdullah Gül ile yola devam diyecek veya kendisi Cumhurbaşkanı adayı olacak.
 
Peki, karşısında kim olacak? Cumhurbaşkanı seçimi ülke demokrasisi için çok önemli. İktidarın karşısında bütün yurtsever siyasetçilerin uzlaştığı tek bir aday olmalı.
 
Dünyanın birçok ülkesinde siyasetçiler ırkçı söylemlerle iktidarlarını sürdürme gafleti içindeler.
Ortadoğu’yu mezheplere dayalı inanç politikaları kan gölüne çevirdi.
 
Ülkemizde demokrasiyi dinselleştirmek dini siyasallaştırmak isteyen siyasiler cumhurbaşkanı seçimlerinde başarılı olurlarsa otoriterlik sandıkta meşrulaşır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlarını sıraladığımızda tarihi gerçek göz önündedir.
İsmet İnönü’nün partisi vardı.
Celal Bayar’ın partisi vardı.
Cemal Gürsel’in Ordusu vardı.
Cevdet Sunay Genel Kurmay başkanı.
Fahri Korutürk Kuvvet Komutanı.
Kenan Evren’in Ordusu vardı.
Turgut Özal’ın partisi vardı.
Süleyman Demirel’in partisi vardı.
Abdullah Gül’ün de partisi vardı.
 
Ahmet Necdet Sezer Türkiye’nin ilk ve tek “Partisiz Sivil” Cumhurbaşkanıydı.
Ahmet Necdet Sezer 14 makam aracını geri çevirdi, annesi vefat ettiğinde cenazesine sivil araç ile gitti.
Devlet erkanı için yollar kapanırken bakanlar, valiler ve hatta kaymakamlar trafik ışıklarını ihlal ederken koskoca devletin başkomutanı şoförüne kırmızı ışıkta durmasını söyledi.
Eşi bileğini kırdı röntgen kuyruğuna girdi.
Oğlu evlendiğinde elektrik faturasına kadar kendisi ödedi.
Cumhurbaşkanı ödeneğinden tasarruf edip, artan 46 trilyon lirayı maliyeye iade etti.
Köşke hizmet eden personelin sayısını azalttı.
Partisiz olduğu için resmi davetler haricinde eşine dostuna partiler vermedi.
Kendisine hediye edilen 1240 parçadan oluşan mücevher, saat, heykel ve tabloyu köşkte bıraktı.
Hamili yakınımdır notuyla kimseye kartvizit vermedi.
Basını haberdar edip gösteriş namazı kılıp, ibadet yapmadı.
En önemlisi dünya halklarının katillerinden Beyaz Saraydan akıl almadı.
Türkiye Cumhuriyetinde Ahmet Necdet Sezer yeminine sadık kaldı, hukuku üstün kıldı.
Cumhuriyeti kuran asırlık çınar Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı adayı belirlerken bütün yurtsever siyasi partilerin ortak adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini mutlak kazanmalıdır.
 
 
Yorgun Demokrat
Şükrü Boyraz