30 Yıldır süren bir silahlı mücadeleden sonra Kürdüyle Türküyle bu toplumun bu meseleden bıktığını ve bu meseleyi nihayi bi çözüm istediği aşikar. Marjinal milliyetçi guruplar politikaları icabıyla temkinli olsalar da bu sorunun çözümü için en nihayetinde katkı sağlıyacaklarından umutluyum.Her ne zaman bu konuda çözüme dair bir ışık görsem heyecanlanırım.

Çünkü terör olayların yaygın olarak yaşandığı bölgelerden birinde dünyaya geldim ve çocukluğum orda geçti. Liseli yıllarımda içimi bir merak sardı doğduğum yere Muş iline gittim.

Gitmez olaydım tablo içler acısıydı olağan üstü halin uygulamada olması nedeniyle bölgede kendimi bir an sanki savaş ülkesinde hissetim. İnsanlar perişan bir haldeydiler bir taraftan terör baskısı bi tarafatan da askeri baskı mevcuttu. Durumun vahimiyetini bizzat görmüş ve anlamış oldum o andan itabaren.

Türkiyenin en can yakıcı sorunu olan bu mesele için süreci AKP başlattı. Ancak çözümü bekleyen bu kronik sorun için asıl görev Türkiyenin en köklü partisi olan CHP'ye düşmektedir. Uzun bir siyasi gecmişi olan CHP bu tür hayati devlet meselelerinde önemli deneyimlere sahip olduğu için sürece angaje olup önemli katkılar sağlamalı.

Uzun soluklu olacağa benzeyen bu süreçte CHP kendi içinde muabakat sağlayarak yek vücut şeklinde meseleye mantığın egemenliğinde ülkenin bütünlüğünü göz önünde bulundurarak ülke halkların arasında barış sağlansın diye, Türkler ve Kürtler evlatlarını kaybetmesin diye, ülke ekonomisi zenginleşsin diye elini taşın altına koymalı.

Aksi taktirde CHP bu sürecin dışında kalırsa ve bu süreç başarıyla taçlanırsa CHP'in topluma vereceği hiç bir cevabı olamaz, ülke nezninde büyük bir saygınlık kaybına uğrar. O nedenle CHP süreci önemsemeli.