..........................
Başbakan böyle sordu bugün gurubunda,batılı ülkeleri kastederek:
''Bizim onlardan neyimiz eksik?''
...
Dünyanın en cennet köşelerinden birinde,üç yanı denizlerle çevrili,dört iklimi aynı anda yaşayan Anadolu yarımadası vatanımız.Tarih dersen ansiklopedilere sığmıyor.Bu soruyla demek istiyor ki başbakan,bizim ülkemiz neden batılı ülkeler gibi ileri gidip zenginleşmiyor?
...
Bak, ben yaklaşık 23 yıldır Avrupa'nın ve dünyanın en güçlü ülkelerinden birinin,yani Almanya'nın en büyük şehirlerinden olan Münih'te yaşıyorum.Burada da tarih var ama Anadolu ile kıyaslamak ayıp olur.Doğal güzellik dersen;Münih ortasından geçen İsar nehrinin etrafında geniş bir ova üzerine kurulmuş bir şehir.Doğanın özel olarak bahşettiği bir güzellik olmasa da,insanoğlu emek verip güzelleştirmiş.İklime gelmeyelim daha iyi.Her evin balkonu olsa da balkona ihtiyaç yok kadar az.
...
Ama başbakana yazayım buradan eksiklerimizi,fazlalarımızı.
Münih,Almanya'nın en büyük şehirlerinden biri olmasına rağmen nüfusu 1,35 milyon kadar.İşsizlik oranının tüm ülkede en az olduğu şehirlerden biri.Etrafı 70 yıllık ormanlarla çevrili ve bu ormanlar ülkemizdeki gibi birilerini zengin etmek için imara açılmıyor,yağmalanmıyor.Bu nedenle nüfus da öyle çok hızlı artmıyor.
''Yaşanılabilir şehir'' imajını korumakta israr ediyor üç dönemdir Belediye Başkanımız sayın Ude.
...
Müslümanların toplam nüfusun sadece onda birini oluşturduğu şehirde neredeyse kilise kadar cami var.Halkımızın ''solcu'' diye beğenmediği sosyal demokratlar ve yeşiller Münih'in tam da göbeğine görkemli bir cami yapılması için kampanya yürütüyorlar.Yani ''Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz'' diye bir atasözü yok burada.
...
Her yeşil alanda kimin top oynadığı,kimin ip atladığı,kimin ne içtiği,kimin kime sarıldığı KİMSEYİ ilgilendirmiyor.
...
Gencecik delikanlı kızların mini etek ya da şort giydiği,bizim gençler olmasa KİMSENİN dikkatini çekmiyor.
...
Şehrin etrafında bulunan göllerin yanında,etrafında çıplaklar kimseyi rahatsız etmeden piknik yapıyorlar.KİMSE bu durumdan şikayetçi değil.
...
Metroda yüksek sesle telefonda konuşanlardan rahatsız olunuyor ama öpüşenlerden değil.
...
Her köşe başında,bir ağaç gölgesinde insanlar ellerinde bira şişeleriyle SADECE bizim,yani yabancıların dikkatini çekiyor.
...
On yılda bir defa Nazi şehitliğini ziyaret etmeye gelen 40 kişiyi protesto etmek için onbin kişi toplanıyor.
...
Birkaç tane kendini bilmez yabancı düşmanı çıksa da kimse kimsenin nereli olduğuyla,hangi dine inandığıyla, hangi partiye oy verdiğiyle ilgilenmiyor.
...
Markette ya da bir mağazada alışveriş yaparken ''fiş istemezsen'' diye başlayan bir cümle kurulmuyor.Herkes bir sentin hesabını yapıyor.
...
İnsanların giyim kuşamıyla,saçının başının rengiyle,kolundaki,yüzündeki dövme ile,orasına burasına taktığı kolye, küpe,kolbağıyla ilgilenenler;acaip bulanlar,yadırgayanlar da genellikle bizimkiler.
...
Eğerki bir diskotekte karı-kız yüzünden iki gurup birbirine girmişse,bir tarafı garanti türk ya da kosovalıdır.Namus denilen şeyin bir genç kızın bacaklarının arasında olmadığı konusunu çoktan halletmişler.Bizim insanımız halen takılı kalmış orada.
...
Sokağa çöp atanların,tükürenlerin büyük bir kısmı;aldığı krediyi ödemeyenlerin yarıdan fazlası;cinnet geçirip evde karıyı,çolu çocuğu kesenlerin hemen hemen tamamı bizim millet.
...
Binlerce işçinin çalıştığı büyük fabrika ve işyerlerinde yüzde doksanı İsevi olanların yok ama;bir Afgan'lının ibadeti için açılmış mescit var.
...
Kimse kimsenin dinine,inancına,ahlakına,namusuna müdahele etmediği gibi yorum da yapmıyor.
...
İster beğenin,ister beğenmeyin ama memleketin dışişleri bakanı bir eşcinsel ve bu kimseyi rahatsız etmiyor.Daha geçen günlerde şansölye Merkel'in gençliğinde çekilen çırılçıplak fotoğrafları yayınlandı sanal alemde.Kimin nesine gerek?
...
Burada koyun asılmıyor ama asılırsa da kendi bacağından asılıyor.
...
Siyasiler din tüccarlığı,ahlak amirliği yapmıyor.
...
Fakir fukara,garip-guraba yalnızca seçim arifesinde hatırlanmıyor.İşi olmayana işsizlik yardımı,onu da almayana sosyal yardım yapılıyor.Adam sosyal yardımla geçiniyor,birasını içiyor.
...
Hülasası başbakanım,bunlar bizim gündemimizi belirleyen,manşetlere taşınan olayları aşmışlar.
...
Bu arada hatırlatmak isterim:Bir tezgahtar ya da satıcının,ya da temizlikçinin asgari saat ücreti (YEDİ € ).Eğer kıyaslayacak olursak ülkemizde bir tezgahtarın günde 0n-oniki saat çalışarak bir ayda aldığı parayı buradaki bir tezgahtar üç bilemedin dört günde kazanıyor.
...
Ben aklıma gelenleri yazdım.
Gerisini de sen düşün bul,başbakanım!
Neyimiz eksik?