Ne yazacağım bilemiyorum.
 
Hırsızlık ve yolsuzluk yapanlarımı yazayım,
 
Sosyal medyada düşüncelerini yazanların, terörist suçlamasıyla tutuklanmalarını mı yazayım,
 
Cezaevine giren cumhuriyetçi gazetecileri mi yazayım,
 
Diyarbakır Mitingi, Dürümlü ve Bağlar saldırılarında ölenlerimi yazayım,
 
Suruç’ta ölenleri mi yazayım,
 
İstanbul Atatürk Havalanı’nda, Sabiha Gökçen Havalanı’nda, Vezneciler’de, İstiklal Caddesi’nde ve Sultan Ahmet Meydan’ında ölenleri mi yazayım,
 
Ankara Garı’nda, askeri servis araçlarında ve Kızılay Meydanı’nda ölenleri mi yazayım,
 
Gaziantep’te ölenleri mi yazayım,
 
FETÖ darbe girişiminde ölen vatandaşlarımızı mı yazayım,
 
Suriye’ye sınırları içerisinde devam eden Fırat Kalkanın da şehit olan askerlerimizi mi yazayım,
 
İstanbul Beşiktaş’ta ve Kayseri’de şehit olan polislerimizi mi yazayım,
 
2017 yılında vatandaşlarımızın bir umutla yayınladıkları yeni yıl mesajlarının ardından, yeni yılın ilk 1 saati içinde Reina’ya yapılan saldırı sonucunda öldürülen vatandaşlarımızı mı, yoksa İzmir Adliyesine yapılan saldırıyı önleyerek, onlarca insanın öldürülmesini engelleyen Kahraman Şehit Polis Memuru Fethi SEKİN’i mi yazayım,
 
Bu ülkede artık bir can pazarı yaşandığını mı, yoksa bu can pazarı içerisinde altüst olan ekonomiyi mi yazayım,
 
Biz can pazarı ile uğraşırken mecliste BAŞKANLIK geçsin diye biat içinde canhıraş mücadele eden AKP’yi mi, yoksa MHP’yimi yazayım,
 
Milletvekillerinin cezaevinde tutulduğunu mu yazayım,
 
Sosyal Medya’da paylaştığın şeylerin iktidarın aleyhine olursa tutuklanma riskin olduğunu mu yazayım,
 
Yandaşsan sorun yok, değilsen sorun çok, onu mu yazayım,
 
Halkın iradesini temsil etmesi gereken vekillerin, Genel Başkanlarının iradesini temsil etmeye devam ettiğini mi yazayım,
 
Aslında; yazsak ne olacak ki.
 
Bunların hepsi; vatansever gazeteciler ve siyasetçiler tarafından her gün söyleniyor, anlatılıyor ama dinleyen kim?
 
Kendi çıkarlarını, toplumsal çıkarların üstünde tutan zihniyet bu düşüncelerinden vazgeçmediği sürece hiç bir şey değişmeyecektir.
 
Ancak; şunu söylemekten hiçbir zaman vazgeçmemek gerektiğine inanıyorum.
 
Terör nerden gelirse gelsin kimden gelirse gelsin hepsine lanet olsun.
 
Bu güzel ülkemde; çocuklar, gençler, kadınlar ve hiç kimse terör nedeniyle ölmesin.
 
Üç kuruşluk menfaati için; doğruyu görmekten ve VATANINDAN hiç kimse vazgeçmesin.
 
DEMOKRASİ ve HUKUK DEVLETİ vazgeçilemez, vazgeçilmemelidir.
 
Ha bu arada, yazımın başlığına gelince, “2017 Yılında Meydana Gelecek Bir Felaket Mi Var?” sordum öylesine, var mı? Ne derseniz.
 
Felaketi bir tarafa bırakında; DEMOKRASİ ve HUKUK DEVLETİ’nden vazgeçildiğinde ne olacağını aslında hepimiz biliyoruz.