Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu genel seçimlere yönelik olarak il ve ilçe başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin milletvekili aday adaylıkları için son istifa tarihini 25 Aralık olarak açıkladı. Genel seçimlere 7 aydan az bir süre kaldığı şu dönemde güçlü yönetim kadroları ile seçimlere hazırlanmanın şart olduğu gözden kaçırılmayacak bir gerçektir.
CHP’nin mevcut il ve ilçelerdeki yönetim kurulları; yerel seçimlerdeki adaylık süreci içerisinde, istifalar nedeniyle boşalmış ve yedek üyelerden tamamlanmış olduğu kamuoyu tarafından yakından takip edilmektedir.
Özellikle, İzmir ili için bu husus daha da dikkat çekici bir hal ortaya koymaktadır. Yerel seçimler sonrası 5-6 ilçede olağan üstü kongreler gerçekleşti ve özellikle Buca ilçesinde yönetim kurulu ile ilgili kriz durulmak bilmiyor.
Dikkat çekici ve en önemli konulardan biri ise, lokomotif görevi yapan il başkanlığı ile ilgili, hem basında hem de kamuoyunda yönetim zafiyeti ve yetersizliği söylemleri gün geçtikçe artmakta ve İzmir’deki kitleleri harekete geçirebilecek coşku ve heyecanın kesinlikle kalmadığı dilden dile dolaşmaktadır. Çok önemli bir proje olan “Umut Gönüllüleri İktidar Yürüyüşü” etkinliğinde yaşanan fiyasko ise bunun üstüne tuz biber olmuştur.
NARLIDERE’DE SİYASETİN SEYRİ
Asıl konumuz olan Narlıdere ilçesini ele alırsak, o ayrı bir muamma. Yerel seçimlerde yaşanan başarısız ve güdümlü siyasi çalışmalarını bir kenara koyalım.
Mevcut durumu değerlendirmeye çalışalım. 14 asil yönetim kurulu üyesi ile yola çıkan Narlıdere CHP İlçe Yönetimi şu anda yedek üyelerinde bitmesiyle 13 kişi kalmıştır. 4 Asilden kalma üye 9 yedekten gelen üye bulunmaktadır. Yönetim kurulu, toplantılarında karar alma sayısına bile kimi zaman ulaşılamamaktadır.
Keyfiyetle toplantılara katılmayan üyeler, yoğunluğu belediye de çalışan üyeler daha neler neler. Yaptıkları etkinliklerde üyelerini dahi toplayamayan, hatta il başkanlığının yaptığı parti etkinliklerine bile katılmayan yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir topluluk. Tabi doğal olarak Narlıdere içerisinde bile her hangi bir aktivitesi veya etkinliği bulunmamaktadır. Neden mi; göreve yönelik ilgisizlik ve yetersizlik kitleleri harekete geçirme özelliğini de beraberinde kaybetmiştir.
Narlıdere’de birleştirici ve toparlayıcı misyonunu kullanmak yerine ayrıştırıcı ve ötekileştirici tutum ve davranışlarına devam etmektedirler. Göstermelik ve ayrıştırılmış mahalle toplantıları bile 10-15 kişiyi geçmeyen katılımcılarla sürdürülmektedir. Narlıdere’de malum kişi ve ilçe başkanının şahsi düşünceleri nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilen üyelere karşı husumetlerini ısrarla sürdürmektedirler.
Bu mantık çerçevede görevini yürüten İlçe Başkanı; disiplin kurulunun kararını yok sayarak “kurul kararıyla aklanmış kişilerin üyeliklerin askıda olduğunu ileri sürerek” parti çalışmalarına davet etmemektedir. Konu kendisine sorulduğunda söylediklerini inkar ederek “ben öyle bir şey söylemedim” derken, yüzü kızarmadan yalan söyleyebilmektedir. Niye çağırmadınız o halde sorusuna ise böbürlenerek “ben istediğimi çağırırım istemediğimi çağırmam” demektedir. Bu bağlamda; hem siyasi ahlaka hem de bir ilçe başkanına yakışmayacak tavırlar sergilemektedir.
İlçesindeki partililer içerisinde ötekileştirmeyi önleyerek birleştirici bir tavır sergilemek yerine, üyeleri ile kavga etmeyi seçen ve hatta yönetim kurulu üyelerini bile toparlamakta zorluk çeken bir ilçe başkanı ile Genel Seçimlere gidilmesinin mantığını sizlere bırakıyorum.
2015 Genel Seçimleri önemli ve çok iyi hazırlanılması gereken bir seçimdir. Kadroları yetersiz ve halk ile kaynaşma problemi çeken, bilgi eksikliği ve diyalog yetersizliği olan yönetim kurulu 25 Aralık 2014 tarihinde topluca istifa etmelidir.
Narlıdere’de; dinamik, kişilere hizmet yerine partisine hizmet etmeyi kendisine vazife edinmiş kadroların oluşturulması ve tüm partilileri kucaklayan halkı ile barışık bir İlçe Başkanı ve Yönetim Kurulu ile seçime gidilmesinin sağlanması zaruridir.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun ilke edindiği “Ben sizlere hiçbir zaman yalan söylemeyeceğim” sözüne çok değer verir, saygı duyarım. Bu ilke çerçevesinde; yazımı Anton ÇEHOV’un bir sözü ile tamamlamak isterim.
“Yalan kadar insanı alçaltan şey yoktur.” Anton ÇEHOV
Her şeyde olduğu gibi siyasette de başarı doğru ve dürüst insan olmaktan geçer.