''Terör örgütüyle masaya oturdular'' diyenler mi şerefsiz?

Yoksa...

''Terör örgütüyle masaya oturduğumuzu iddia edenler şerefsizdir'' diyenler mi şerefsiz?

Peki...

''Terör örgütüyle pazarlık yapıyorlar'' diyenler mi namussuz ve ahlaksız?

Yoksa...

''Terör örgütüyle pazarlık yapacak kadar namussuz ve ahlaksız değiliz'' diyenler mi namussuz ve ahlaksız?

.........................

Biri Başbakan...

Diğeri Başbakan Yardımcısı.

Sadece yaptıklarından değil, söyledikleri herşeyden de utanıyorum ülkem adına.

Ya hakaret...

Ya küfür...Ya belden aşağı...

Ya argo sözcüklerle konuşmaları belli ki, ailelerinden aldıkları terbiye ile ilgili.

Komşum olsalar yüzlerine bakmam ama bunlar kendi aralarında konuşmuyorlar ki!

Her an muhatap olmak zorundasınız.

Sözde ülke yönetiyorlar...

Sözde örnek olmaları gerekiyor...

Ama hep sözde!

..........................

Bakın ne diyor yine Tayyip Bey;

''Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk yerinde saymak.''

Yani, ''Dört-beş çocuk yapın'' diyor.

Oysa...

Çıksa milletin yatak odasından...

Gitse Siverek'in Çıkrık Köyü'ne...

Görse 133 öğrencinin aynı sınıfta okuduğunu!

Yoksulluk sınırı dayanmış 3 bin liraya...

Ama...

Asgari ücret sadece 774...

Memur maaşı sadece bin 800 lira!

Ve sen...

Bu insanlara alay eder gibi ''Dört-beş çocuk yapın'' diyebiliyorsun.

Ciddiysen eğer...

Ciddi bir problemin var...

Alay ediyorsan eğer...

Ayıp!

 

.....................................

Ayıbın sonu yok ki bu iktidarda...

Hadsizlik de cabası.Eğitim kadrosuna aldıkları aynı zihniyetteki insanlar, rahatlıkla, ''Şu kitap sakıncalı, şu kitap zararlı'' diyebiliyor.

''Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu'' diye, kerameti kendinden menkul bir kurul, ''100 Temel Eser'' listesindeki klasikleri inceliyor ve hiç utanmadan, John Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar romanının bazı bölümlerinin sakıncalı olduğuna karar verebiliyor.

Steinbeck, mezarından kalkıp, ''Sen kimsin hadsiz'' dese haksız mı?

Ve Şeker Portakalı...

Yoksul bir ailenin çocuğu olan Zeze'nin yaşadıklarını konu alan, Vasconcelos'un bu eğitici, ders verici, çocuklarda yardım duygusunu geliştiren

kitabı da Türk örf ve adetlerine aykırıymış!

Kızımın da çok duygulanarak, bazen ağlayarak okuduğu ve ihtiyacı olana yardım etmesi gerektiğini öğrendiği bu kitap örf ve adetlerimize aykırı ise eğer, siz o örf ve adetleri değiştirin beyler...

Hatta...

Alın o örf ve adetlerinizi...

Ve...

Örümcek ağı bağlamış zihniyetlerinizi...

Gidin artık...

Lütfen gidin!