50 yıldır yutturulmaya çalışılan bir masaldır dershanelerin kapatılma masalı.
İlk kez 4 Ağustos 1962'de dönemin iktidarı tarafından verildi bu söz ve daha sonra gelen tüm hükümetler aynı vaatte bulundular.
Verilen söz de aynıydı, yarattığı sonuç da; Dershane sayısı katlandı!
12 Eylül darbecileri yasa bile çıkartmadılar mı dershanelerin kapanması için?...
Herşeyde olduğu gibi bu sorunu da (sorunsa eğer) yasaklayarak çözmek istemediler mi?...
Ne oldu peki?... Dershanelere olan ilgi ve dershane sayısı arttı!
Tansu Çiller de denedi aynı şeyi; ''Üniversite sınavını kaldıracağızdır... Dershaneleri kapatacağızdır'' dedi o şahane (!) Türkçesiyle...
Sonuç; Dershane ve dershaneye giden öğrenci sayısı her yıl biraz daha arttı.
Ben, şunu sormak isterdim ucuz kahramanlıkla prim yapmayı çok seven Başbakan'a; ''Siz, 2008'de de aynı şeyi söylemiş, 'garabet' diye tanımladığınız dershaneleri kapatacağınız sözü vermemiş miydiniz?... Aradan geçen 5 yıl içinde ne yaptınız bunun için?''
Cevabı belli bu sorunun... Hiçbir şey yapmadığı gibi, geçen yıl, 40 yıllık dershaneciye Üstün Hizmet Ödülü verdi!
.......................................................................................................................
Tayyip Bey'in dershaneleri kapatmak gibi bir derdinin olmadığı belli.
Onun derdi 'Cemaat'la.
Evet... Sadece onun değil bizim de 'Cemaat' gibi bir derdimiz var.
Ve bu ülke, bu kerameti kendinden menkul 'Cemaat' ile Tayyip Bey arasındaki iktidar savaşında ezilen taraf.
Fethullah Gülen de Tayyip Bey de bu savaşı dershaneler üzerinden kazanmaya çalışıyorlar.
Her iki tarafın da bu ülke için felaket olduğuna inansam da, objektif bir gözle baktığımda, Gülen tarafının, oyunu daha dürüst oynadığını görebiliyorum.
ABD'nin desteğiyle, önce elele ülkeyi karanlığa götürmek için anlaşan iki taraftan, Tayyip Bey, MGK'da cemaati bitirme kararının altına imzasını atarak, ne kadar güvenilir (!) olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Bu ortaya çıkınca da, ''İmzaladım ama uygulamadım'' diyerek yan çizdi.
Sonrası, karşılıklı tehditler, kaset şantajları v.s.
Bir tarafın geri adım atması gerekiyordu.
Artık neden korktuysa, Tayyip Bey oldu geri adımı atan.
Ertelendi dershanelerin kapatılması.
.......................................................................................................................
Eğitim şartlarının eşit olmadığı liselerden mezun olan öğrencilere, dershane dışında önerilecek bir çözüm yolu yokken, kapatmaktan söz etmek ne derece rasyonel, tartışılır.
Ama dershanelerin Cemaat'in eline geçtiği de tartışılmaz bir gerçek.
Bakın geçtiğimiz günlerde Arnavutköy'deki bir dershanede neler yaşandı;
Öğretmenler sınıfa kitap-defterlerinin yanı sıra onlarca bildiriyle girdi. Öğrencilere dağıtılan bildiride, dershanelerin kapatılmaması gerektiği vurgulandı. Ayrıca öğrencilerden bildirileri fazlaca alıp komşularına dağıtmaları istendi. Bu dakikaları dersteki bir öğrenci cep telefonuyla kaydetti.
Aynı dershanede polis olmak isteyen öğrencilerin isimlerinden oluşan bir liste tutuldu. Ekim ayında öğrencilere "Polis olmak isteyen, danışman öğretmene ismini yazdırsın" denildi. Dershanede kız ve erkek öğrenciler için 5 dakika arayla çıkış zili çalındığı da biliniyor.
......................................................................................................................
Evet...
Bir yanda Fethullah Gülen, diğer yanda Tayyip Bey.
Türkçesi, iki ucu pis değnek.
Bu ülke bunu hakediyor mu sizce?