Köyün kavalcısı gibiydim.
Bir zaman
Görev yaptığım bir köyde,
Alışmıştım
Rotasyondan tainim
Çıktığında
Dört parçam vardı
1-Elbise dolu valizim
2-Babamın yedek subaylığından
Evde bulunan çok kalın askeri hurç
İçinde yatak yorgan ,yastık ve de bir kilim.
3-İçinde küçük tüp ve mutfak eşyası
Dolu bir koli
4-Çevreye uyum sağlayıncaya kadar
Aç kalmamak için çay ,şeker, peyni,r zeytin
Çünkü gittiğim bazı yerlerde
Ne yol , ne bakkal, nede fırın
Yoktu.
Temkinli olmalıydım..
Fare deyince anlatacağım.
Bakın
Köyün birine yerleştim
Yatağımı serdim
Bir ip çakıp elbiselerimi astım
Mutfak eşyalarımı çıkardım
Mutfak ta da tel dolabı var
Şeker ,çay ,peynir zeytinimi koydum
Okulu açtım derslere başladım.
Öğle arası kahvaltı yapıyorum
Tel dolabında
Zeytin çekirdeklerine rastlıyorum
Önemsemiyorum
Heralde ben yedim
Çekirdeğini ben attım diye düşünüyorum.
Aradan 3-4 gün geçtikten
Sonra mutfağa girdiğimde
Tel dolabında 3 tane fındık faresi
Beraber beslenmişiz
Aynı kaptan
Hepsini döküyorum
Bir saatlik mesafede
Bakkalı olan köye yürüyorum
İhtiyaçlarımı alıyorum
Tel dolabını tamir ediyorum
Köyden bir fare kapanı temin edip
Tuvaletede bir konserve kutusundan
İçine beton döküp
Ağırlık yapıp tıkıyorum.
Bir gecede sekiz fare yakaladığımı
Hatırlıyorum
Önlemlerimi
Alıp rahatlıyorum.
Yani benim gibi yurdunun her yerinde
Şikayet etmeden
Daha zor koşullarda
Hatta hayatını kaybeden
Emek veren bir çok insan var
Bu millet bu tür insanlara
Saygı duymalı
Benim garibime giden
Yaşadığı yerden hiç ayrılmamış
Hiç çalışmamış
Emek vermemiş
Tembel
Devamlı bir hırs ve
Kıskançlık içinde
Sömüren
Duygu sömürüsü yapan
Devamlı ağlayan (sümüklü)
Bu günkü yaşantınıza bakıp
Tuzu kuru
Tatlı su SAZANI diye yargılayanların
İstinat ettiği eleştirilerdir
Bunlara ne diyebilim ki
YUHH OSSUN…
Bu günün emeklilerinin
Zamanında EMEKÇİ OLDUKLARINI
Unutmayalım.