Maraş,
        Çorum,
             Sivas,
                 Surç :
                        Diyarbakır
                                  ve en acısı ANKARA’yı

                                        gördük

Ateşi ve ihaneti gördük.
Ve kanlı pazarlıklarında
                      memleketi satanlar,
yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak kandan medet umuyorlar.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı alçaklarla dövüşüyordu fakat,
                      dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
                                    iki kat soyulmamak için,

                                        Ve en önemlisi BARIŞ için

 

Nazım Hikmet Ran’ın şiirinin birkaç yerini değiştirdiğimizde
tamda bu gün yaşadıklarımızı anlatıyor.

 

Söylenecek bir tek kelime yok.
Hayatımız satranç tahtası üzerinde
feda edilecek piyonlar gibi değersiz bir konuma getirilmiş.
Alçakça ihtiraslar ve hainliklerle; güç bende diye bağıran,
ben olmazsam kimse olmasın ruh haliyle,
kanla beslenen güruhlar, hergün yeni katliamlara imza atıyorlar.
 

En masum, en insani duygularla barış isteyenlerin hunharca katledilmesi;
tam bir savaş çığırtkanlığı, kan ve ölü seviciliğidir.

Ankara'nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Uyan uyan insanlık
Şu alçakların işine bak!

Ankara KARA hem de KAPKARA