İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 47 şüpheliye ilişkin soruşturmada hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildiği ajanslara son dakika haberi olarak geçildi.Ancak konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Cumhuriyet söz konusu iddialara ilişkin Adliye kaynaklarına ulaştı. Cumhuriyet'e bilgi veren adliye kaynakları iddianame ve dosyanın kapsamlı olması nedeniyle heyetin dosya incelemesinin devam ettiğini ifade etti. İddianamenin kabul edilmesi durumunda resmi açıklamanın yapılacağı belirtildi.

İDDİANAMEDEKİ TELEFON KAYITLARI

Öte yandan iddianamede dikkat çekici ayrıntılar yer aldı. İddianamedeki telefon kayıtlarına göre, Gök ve Taşçı arasında geçen konuşmalarda, "Doğukan öldürecekler bizi. Üç-beş kuruş için hapse gireceğiz. Hapse girmeyi bırak öldürürler. Türkmen mafyasına bulaşırız," şeklinde ifadeler kullanıldığı görüldü. 

Yapılan bir başka telefon görüşmesinde ise, erken doğan bebekler için solunum güçlüğü tedavisinde kullanılan ilaçların hastaneden çalınarak satılması üzerine konuştukları belirlendi. Taşçı'nın Gök'e, "Hasan bak basit geliyor sana kanka, beni tutuklarlar. Bizim sattığımız fiyata bakma kardeşim sen. 20 tane, 10 tane, 30 tane çıkarttın. Şu an güncel fiyatı 7 bin lira. O ilacın SUT’tan (Sağlık Uygulama Tebliği) sonra 210 bin lira para yapar" dediği kaydedildi.

Mansur Yavaş Nallıhan'da madencilerin eylemine destek verdi Mansur Yavaş Nallıhan'da madencilerin eylemine destek verdi

Konuşmaların devamında, çete üyelerinin sattıkları ilaçların yüzdelik payını ve kazanacakları miktarları hesapladıkları, "Kutu diyorum bak sana, 10 bin lira yapıyor Doğukan hesapla", "10 bin güzel para kanka. Benim benzin param yok" gibi ifadelerle paranın peşinde oldukları tespit edildi.

Söz konusu diyaloglar, çetenin hastanelerden ne kadar ilaç çıkarabileceklerini de planladıklarını gösterdi.

Cumhuriyet