İsrail'le ticaretin devam ettiğini iddia eden Saadet Partisi ile AKP arasında Meclis Genel Kurulu'nda sert tartışmalar yaşandı.
TBMM Genel Kurulu, kamuoyunda '9'uncu Yargı Paketi' olarak da bilinen 'Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı.
Genel Kurul'da kanun teklifinin 4'üncü maddesi üzerine görüşmeler sürerken söz alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, Gazze'nin 400 gündür İsrail'in işgali altında olduğunu belirterek, "Tarih şunu yazacak: Gazze'de katliamlar devam ederken Siyonistlerle ticaret yapan iktidar, Gazze için eylem yapanları gözaltına alan, mahkemelere sevk eden iktidar. Tarih şimdi tekrar şunu yazacak: Ve tarih şunu yazacak: Ülkemiz için tehdit olan terör rejimine limanlarımızdan mühimmat taşıyan iktidarın varlığını yazacak. Ne diplomasiniz ne hukukunuz ne ticaretiniz, tarih sizi maalesef İsrail'in varlığına güvence bir iktidar olarak yazacak. Emin olunuz değerli dostlar, kardeşler, arkadaşlar; emin olunuz, bir yıldır biriniz çıksın şuradan, 'Somut şu adımı attık' desin lütfen, lütfen, lütfen. Bakınız, sevkiyat devam ediyor. Maskeniz düştü, suçüstü yakalandınız" ifadelerini kullandı.
"BAŞTAN AŞAĞI YALAN DOLAN"
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın'ın açıklamaları üzerine AKP sıralarından, 'Yalan söylüyorsun, yalan' diyerek tepkiler yükseldi. Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "Biraz evvel kürsüde konuşan hatip baştan aşağı iftiralarla, yalan ve dolanlarla kendi seviyesini aşağıya düşürmüştür. Yani bu konuşmacılara, bu tür yaklaşımlara Filistin Ulusal Ekonomi Bakanı El-Amur, 'Asılsız iddialar ancak İsrail hükümetine hizmet eder' diye en güzel cevabı vermiştir. Bunun dışında bir şey söylenmesi gerçekten zaittir, gereksizdir" diye konuştu.
"İSRAİL'E SİLAH TAŞIYAN GEMİLERİ İFŞA ETTİK"
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun açıklamaları üzerine söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya ise "Bundan tam bir sene önce Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez bu kürsüde konuşurken bir kısım arkadaşlarımız, 'yalan söylüyorsunuz' diyerek sıra kapaklarına vuruyorlardı. 31 Mart seçimlerinden sonra Sayın Cumhurbaşkanımız, 'İsrail'le ticareti kesiyoruz' diyerek burada, 'yalan söylüyorsunuz' diyenlerin aslında yalan ve iftira attığını net bir şekilde tescil etmiş oldu. Dolayısıyla buradan, 'yalan söylüyorsunuz' diye bağırmakla, dost acı söyler. Bakın, biz iktidar partisinin avcı kahvehanelerinde ne anlattığına bakmıyoruz ne yaptıklarına bakıyoruz. Bakın, daha iki gün önce Haydarpaşa Limanı’nda Siyonist İsrail'e silah taşıyan geminin demirlediğini kamuoyuna ifşa ettik. Ya, çıkın bunun cevabını verin" dedi.
"SİYONİST İSRAİL AĞZIDIR"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya'nın sözleri üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "Bir sene önce de yalan söyleniyordu, şimdi de yalan söyleniyor. Bunda değişiklik yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği, mefhumu muhalifinden çıkarılmaya çalışıldığı anlam tam manasıyla bir çarpık zihniyetin yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Şunu söylüyorum, bakınız o zaman da 'İsrail’e silah sevkiyatı yapılıyor' deniyordu. Bunlar, bu ülkeye, bu millete, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ömrü Filistin davasıyla Gazze’yle Kudüs’ün özgürlüğüyle geçmiş Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun dava arkadaşlarına atılmış en büyük iftiradır ve ancak Siyonist İsrail ağzıdır" değerlendirmesinde bulundu.
"HAYDARPAŞA'DAKİ GEMİYİ AÇIKLA"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun açıklamaları üzerine yeniden söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, "Ben Sayın Akbaşoğlu’na, 'Siyonizm ağzıyla konuşuyorsun' demeyi kendime zül addediyorum. Ama Sayın Akbaşoğlu’na tavsiyem şu, Haydarpaşa’daki gemiyi açıkla, gemiyi. Ben Sayın Akbaşoğlu’nu muhatap almayacağım, Genel Kurula hitap edeceğim. Bakın, bağırarak çağırarak suçluluğunuzu örtemezsiniz. Biz Sayın Erdoğan’ın Filistin'le ilgili yürek yangınına bir şey demiyoruz. Kalbi Ali söyleyenlerin dilinin Muaviye söylememesini tavsiye ediyoruz sadece, başka bir şey söylemiyoruz. Kalple ilgilenmiyoruz, yaptığınız icraatlarla ilgileniyoruz. İsrail'in OECD üyesi olmasına kim onay verdi? NATO'da daimi gözlemci olmasına kim onay verdi? Mavi Marmara gemisindeki katil İsraillilerin Türkiye'de ve uluslararası mahkemelerde yargılanmamasına dair kanunu kim buradan geçirdi?" ifadelerini kullandı.
"İDDİASINI İSPATLAMAYAN MÜFTERİDİR"
AK Parti ve Saadet Partili milletvekilleri arasında sataşmalar yaşanırken söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "Her şey milletimizin ve dünyanın gözü önünde cereyan ediyor. İsrail’e, 'one minute' diyen ve bütün dünyanın gözü önünde, Birleşmiş Milletler'de İsrail'in soykırımını lanetleyen ve bütün insanlığı bunu kınamaya, İsrail'e karşı durmaya davet eden ve Berlin’de, Brüksel’de, Washington’da, bütün dünyanın dört bir yanında halkların İsrail'in vahşetine, soykırımına karşı ayaklanmasına vesile olan liderin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şunu ifade edeceğim: Sayın Erdoğan’ın geçmişi de şu anı da herkesin malumudur. Bu konuda Gazze’nin, Filistin’in, Kudüs’ün yanında yer aldığı gerçeğini şehit İsmail Haniye de Sinvar da bütün Filistin davasının liderleri de Erdoğan’a teşekkürle ortaya koymuşlardır. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. İspat etmeyen de hukuk önünde çok açık bir şekilde müfteridir. İspat yükü, iddia edene aittir, dünyanın genel kuralı da budur" diye konuştu.
"BU GEMİNİN ORADA NE İŞİ VAR"
Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, "Gerçekler yüzüne haykırıldığı zaman hala, 'yalan söylüyorsunuz' diyen yalancıya laf anlatmak dünyanın en zor şeyidir. Onun için, bu gemi İskenderiye Limanı’na gittiği zaman ilgili gazeteler manşet atmıştı, 'Bu geminin orada ne işi var?' diye. Almanya da izin verenler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bu suça karışmış geminin Türkiye karasularına girmesine niçin engel olamıyoruz? Hadi onu da geçtim, bu savaş suçunu işlemiş gemiyi Mavi Marmara gemisinin dışında başka bir yer yoktu da oraya mı demirliyorsunuz? Çıkın, bunu anlatın. Bu cevabı vermek için niçin üç gün bekliyorsunuz? Bir diğeri de iktidar partileri devlet değildir, hükümettir. Dolayısıyla her dış politik tercih aynı zamanda siyasal bir tercihtir" diye konuştu.
Sözcü