Maymun çiçeği virüsü son zamanlarda yine endişe yaratmaya başladı. Ülkemizde henüz vaka tespit edilmediği açıklandı ancak virüsün Afrika’da hızla yayıldığına, Avrupa’da birçok ülkede görüldüğüne dikkat çeken Demir, hastalıkla ilgili merak edilen noktalara değindi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) maymun çiçeği olarak bilinen Mpoxvirüsü nedeniyle küresel halk sağlığı için ‘’acil durum’’ ilan etti. WHO’nun tavsiyesinden bir gün önce de Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, maymun çiçeğiyle bağlantılı olarak kıta çapında halk sağlığı acil durumu ilan etmişti. WHO’ya göre sadece Afrika’da bu yıl virüsle bağlantılı 537 ölüm yaşandı, toplam vaka sayısıysa 15 bini geçti.  Uzmanlar şu anki salgının virüsün farklı bir varyantından kaynaklandığını belirtirken, bunun öncekilere göre daha tehlikeli bir varyant olmasından korkuyor. Peki, maymun çiçeği virüsü nedir? Hangi belirtilere yol açar? Nasıl bulaşır? Tehlikeli midir? 1980’den önce yapılan çiçek aşısı ne kadar koruyucu?

İşte Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gökçe Demir’in bu sorularıma verdiği yanıtlar:

AŞISI VAR MI?

1980’den önce çiçek virüsü dünya genelinde ciddi bir problemdi ve bu virüs için aşı politikaları geliştirildi. Geliştirilen aşı, maymun çiçeği hastalığına karşı da koruyucudur. Bu sebeple o dönemlerde çiçek aşısı yapıldığı için şimdiki 45 yaş üstü kişiler, maymun çiçeği virüsüne karşı da bağışıklık kazanmışlardır. Aşılama kaldırıldığı için, 1980’den sonra kullanılmadı. Şu anda mpox için üç aşı bulunuyor ancak bunlar sadece risk altındakiler veya enfekte bir kişiyle yakın temasta bulunanlara veriliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yaygın bir aşılama programı tavsiye etmiyor. Ne kadar koruma sağladıklarını anlamak için yeni mpox varyantlarına karşı aşıların daha fazla denenmesi gerektiğini belirtiyor.

Narin Güran cinayetinde 'akşam namazı' çelişkisi Narin Güran cinayetinde 'akşam namazı' çelişkisi

İLK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?

Maymun çiçeği virüsü, zoonotik (hayvanlardan insanlara geçen) bir hastalık. İlk olarak 1958’de laboratuvar maymunlarında keşfedildi. İnsanlardaki ilk tespit, 1970’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kaydedildi. Bulguları çiçek hastalığına benzediğinden ‘maymun çiçeği‘ olarak adlandırıldı. Aslında maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerden insana geçen bir hastalık. Günümüzdeki görülen salgınlardaki bulaşma yolu insandan insana. Enfekte anneden bebeğine plasenta veya doğum sırasında geçebilir.

CİNSEL YOLLA DA GEÇER Mİ?

Direkt temas yoluyla bulaşan hastalıklarda el hijyenini korumak şarttır. Özellikle Afrika ülkelerinden ülkemize gelenlerle ülkemizde yaşayanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Hastalık, vücutta oluşan içi su dolu kabarcıklardan oluşan lezyonlara dokunmakla bulaşıyor. Bu sebeple toplu taşımalardaki tutunma aparatları ve kapı kollarından da bulaşma riski yüksektir. Yastık ve çarşaf kılıfları, havlulara da dikkat etmek gerekir. Suya ve sabuna ulaşmak her zaman mümkün olmadığı için cepte ya da çantada el dezenfektanı taşınmasını öneriyoruz. Bu arada hastalığın cinsel yolla da hızlı bulaşabileceği unutulmamalıdır. Uzmanlar, birden fazla partneri ya da yeni cinsel partneri olan kişilerin risk altında olduğunu belirtmektedir.

TEDAVİSİ VAR MI?

Özellikle Tip-1 denilen baskın olan türün yüzde 4 gibi bir hayati kayıp oranı vardır. Özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, yaşlılarda, altta yatan kronik hastalığı olanlarda çok daha ağır seyredebilir. Birçok viral hastalık gibi destek tedavisi yapılmaktadır. Çiçek virüsü ailesinde kullanılan ilaçlar bağışıklığı düşük olan bu grupta denenebilir.

HANGİ BELİRTİLERE YOL AÇABİLİR?

Maymun çiçeği, çiçek virüsü ailesinin bir üyesidir. İlk başta diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi hafif kırgınlık, kas ve eklem ağrısı, farklı olarak lenf bezlerinde şişlikler, yüksek ateş ve döküntülerle seyreder. Döküntüler genelde yüz bölgesinde başlayıp daha sonra avuç içi, kol, bacak, ayak tabanları ve cinsel organ çevresinde görülmeye başlar. Bunlar içi su dolu kabarcıklar şeklinde olur.

ÜLKEMİZDE DE GÖRÜLEBİLİR Mi?

Maymun çiçeği, şimdiye kadar grip ya da Covid-19 gibi kitlesel ciddi salgınlar yapmamıştır. Ancak Temmuz ayında 90 bin civarındaki vaka sayısı Dünya Sağlık Örgütü’nün alarm düzeyini bir derece artırmıştır. 2023’den sonra Tip-1 dediğimiz aslında daha fazla hastalık yapma potansiyeli olan bir formu daha baskın hale geldi. Özellikle temas yoluyla bulaşan bu hastalık, direkt ya da doğrudan bulaşabilir. Koronavirüs gibi damlacık yoluyla çok fazla bulaşmaması dünya için bir şanstır. Çünkü damlacık yoluyla bulaşan hastalıklar, daha çok pandemi potansiyeline sahiptir. Avrupa’da birçok ülkede maymun çiçeği vakası bildirildi. Türkiye’de ise İstanbul’da 2022’de bir vaka bildirilmişti. Sonrasında bir bildirim olmadı. Tüm dünyada hareketli bir nüfus var ve uluslararası seyahatler çok fazla yapılıyor. Bu sebeplerle bulaşma riski yüksek olduğu için Türkiye’de de vaka görülmesi kaçınılmazdır. Hastalık ülkemizde henüz görülmese de bu hiç görülmeyeceği anlamına gelmemeli.

OKULLAR AÇILDIĞINDA NE GİBİ ÖNLEMLER ALINMALI?

Okullarda çocuklar birbirleriyle sık temas halindedir. Şüpheli bir olgu olduğunda sınıf içerisinde bulaş riski de artar. Yüksek ateş ve lenf bezlerinde şişliği olan çocuklar varsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurarak net bir tanı konulana kadar çocuklar okula gönderilmemelidir. Ayrıca çocuklara el hijyeninin önemi sık sık hatırlatılmalı.

Sözcü