Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” dediği gerekçesiyle hakkında “siyasi yasak” istenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı, 3 Eylül’de istinaf başvurusunu incelemesini değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’ne yeni bir başvuruda bulundu.

Avukat Mehmet Pehlivan, ceza hukuku profesörü Adem Sözüer ve anayasa hukuku doçenti Tolga Şirin’in 49 sayfalık mütalaasını da başvuruya ekledi. 

Pehlivan, İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına yol açan Türk Ceza Kanunu maddesi hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla somut norm denetimi yapılması için davanın geri bırakılarak dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne go¨nderilmesini talep etti.

'CEZA YAKINDA AÇIKLANACAK' İDDİASI

Süreç devam ederken; gazeteci Altan Sancar, katıldığı Sözcü TV yayınında önemli açıklamalarda bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'na,  Yüksek Seçim Kurulu üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla açılan davayla ilgili Sancar, şunları söyledi:

"Hazırlıklar var. İstinaftan çok yakın bir zaman içerisinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cezası çıkacak ve Yargıtay'a gönderilecek. Bunun sesleri artık Ankara'da her taraftan duyuluyor, yargıdan da duyuluyor, siyasetten de duyuluyor. Ekrem İmamoğlu'ndan sonra İBB Başkanı kim olacak?

Bu sefer muhalefet kamuoyuna sis bombası olarak bu atılacak; ya bambaşka bir noktaya gidiyoruz. Erdoğan'ın kendisi yerine bir veliaht atar mı, atamaz mı tartışması vardı. Ben ise yerine bir 'veliaht' (tırnak içerisinde söylüyorum) yani kendisinden sonra gelecek ismi işaret etmesini çok beklemiyorum."

'AHMAK DAVASI' NASIL BAŞLADI?

Ekrem İmamoğlu 30 Ekim 2019 tarihinde Avrupa Konseyi’nde yaptığı konuşmada “31 Mart’ta oylara, sandıklara ve demokrasiye 16 milyon İstanbullu’yla birlikte hep birlikte sahip çıktık. Günlerce sandıkların başında nöbet tutup, iktidar manipülasyonla kazanamadığı seçimi, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla iptal ettirerek kazanmak istemiştir. Ama iktidarın tüm gücüne rağmen yurttaşlarımızın güçlü iradesi 23 Haziran gecesi bir kez daha ve çok daha gür ve güçlü bir sesle demokrasiden yana olmuştur” dedi.

Bu sözlere 4 Kasım 2019’da tepki gösteren dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bugün terörizmden yargılanan aynı zamanda terörist olmaktan ceza alanları bu ülkenin selameti ve o beldenin selameti için görevden aldığımızda Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” ifadelerini kullandı.

Aynı gün bir gazetecinin kendisine sorduğu soru üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, “Ben lafa bakarım ‘laf mı’ diye bir de söyleyen adama bakarım ‘adam mı’ diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. Oraya bir cümle yapmak isterim, 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında o olan şeyleri biten şeyleri baktığımızda tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce ona bir odaklansın” değerlendirmesinde bulundu.

İmamoğlu’nun bu sözleri üzerine 15 Kasım 2019’da Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı Seçim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İmamoğlu’nun sözleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/22456 numaralı iddianamesinde mağdurlar; Yüksek Seçim Kurulu üyeleri Sadi Güven, Erhan Çiftçi, Faruk Kaymak, İlhan Hanağası, Kürşat Hamurcu, Muharrem Akkaya, Nakiddin Buğday, Refik Eğri, Cengiz Topaktaş, Yunus Aykın, Zeki Yiğit olarak yer aldı.

Ancak Sadi Güven vekili Av. Rafet Ersöz, bu sözlerin lehte oy verenleri hedef aldığını söyleyerek müvekilline yönelik bir beyanın sözkonusu olmadığı ifade etti. Cengiz Topaktaş ve Kürşat Hamurcu da benzer bir tutum aldı.

10 Ocak 2022’de İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan yargılamada 14 Aralık 2022 tarihinde 2 yıl 7 ay 15 gün mahkumiyet kararı verildi.

Devlet Bahçeli'den 'görüş ayrılığı' iddialarına flaş yanıt Devlet Bahçeli'den 'görüş ayrılığı' iddialarına flaş yanıt

İstinaf mahkemesi Avukat Mehmet Pehlivan’ın başvurusunu reddeder ve ilk derece mahkemenin kararı onanırsa dosya Yargıtay’a gidecek.

Yargıtay’ın ilgili dairesi de onama yönünde karar verirse İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı İmamoğlu, “siyasi yasak” ile karşı karşıya kalacak.

Cumhuriyet