CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 31 Mart yerel seçimlerindeki başarısına ilişkin konuştu. Özel, "Değişim ile beraber seçmen toparlandı, sandığa yüzünü döndü. Sandıktan umutlandı, başarıya inandı. Biz de doğru yöntemle doğru adaylar belirledik" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV'de Uğur Dündar’ın Arena programında gündeme dair soruları yanıtladı.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'İSTİRAHAT ETMESİ İSTENENLERE İSTİRAHAT VERDİK'
"Bir yıl içinde en hoşunuza giden neydi derseniz; bütün herkese en keyif veren şey şuydu; büyük bir başarının geldiğini gördük. Değişim ile beraber seçmen toparlandı, sandığa yüzünü döndü. Sandıktan umutlandı, başarıya inandı ve o inanmayla bu sefer biz de üç altın kuralı uyguladık. Gençlere güvendik, kadınlara güvendik, bilime güvendik. Doğru yöntemle doğru adaylar belirledik. Biraz seçmenin gönlünde artık istirahat etmesi istenen arkadaşlarımıza istirahat verdik. Beklemesi gerekenleri beklemeye aldık. Ama seçmenin memnun olduklarına da başımız gözümüz üstünde büyük bir memnuniyetle adaylaştırdık. Bu birlik ve bütünlük halinde yürüdük.
'İLK SEÇİMDEN DE 1'İNCİ ÇIKACAĞIZ'
Seneye buraya geldiğimde girdiğimiz ilk seçimden de 1'inci çıkmış bir genel başkan olarak gelmeyi umuyorum, sözünü veriyorum. Elbette eksiklikler, hatalar olmaması mümkün değil. Siyaset söz ile yapılan bir iş, insan ile yapılan bir iş. İnsan varsa ve söz varsa elbette hata olur, olmaması mümkün değil. Pişmanlıklar, hatalar var. Hatay'ı süreci yeterince doğru yönetemediğimiz için kaybettik.
'DİLRUBA'NIN PROTOKOLE OTURMASI GÖNÜL KIRDI'
Dilruba kardeşimiz yaptığı bir sokak röportajından içeri girdi. Ben kendisini cezaevinde ziyaret ettim. Ona dedim ki 'Çok yakında serbest kalırsın.' Sözlerimin arkasındayım ama sözlerimi öyle çarpıttılar ve öyle bir yerlere gitti ki AKP'li seçmenlerin kalbinin kırıldığını görüyorum. Onlar hakkını helal etsinler diye başla dedim. O da çok uygun karşılamıştı. O aslında Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir şeydi. Gencecik bir kadını şeytanlaştırdılar. Saatler sonra serbest kaldı. Yatarı olamayan bir suç, ana muhalefet lideri de gidince serbest bırakıldı. Bu işin doğru tarafı. O gün fuar açılışı var konuşma yapacağım. Bir baktım yanımda boş bir koltuk, size bir sürpriz var dediler. Dilruba, geldi ve oturdu. AKP'ye hareket ettiği düşünülen birisinin protokole oturması ve sözlerini düzeltmeden oturması yanlış oldu. Gönül kırdı.
'YUMUŞAMA BEKLİYORLARSA ÇOK BEKLERLER'
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeleri sonrası başlayan siyasette normalleşme tartışmalarına ilişkin şöyle konuştu:
"Biz santim santim ölçtürüyoruz her şeyi. Bir kere bir şeyin eleştirilmesi için öyle bir şeyin olması lazım. Yumuşama diye bir şeyi asla kabul etmem, kim kime yumuşamış? Tayyip Bey iki kere denedi o lafı kullanmayı, öyle bir şey bekliyorlarsa çok beklerler. Normalleşmenin isim babası benim. Ben 31 Aralık günü Erdoğan beni genel başkan seçildiğimde aramadığı için, Sayın Bahçeli aramıştı, oyu bizden daha düşük olan bütün partileri aradım; bir tek Erdoğan'ı aramadım. Partisinin beni arayan en üst yetkilisi olan Grup Başkanı'nı aradım, 'Partililerinizin yeni yılını kutluyorum' diye. 31 Mart'ta 1'inci parti olduk. Artık 1'inci partiye düşer, Nisan ayının başında bayramda Erdoğan dahil bütün liderleri aradım. Kin gütmek bana düşmez. Bunu da Sayın Erdoğan'a telefonda söyledim, 'Bana düşerdi, ben aradım. Uygun görürseniz bir randevu talep ederek, Çankaya Köşkü'nde, Meclis'te ya da partinizde sizi ziyaret etmek isterim' dedim. Kendileri bana bir randevu vereceklerini söylediler, bir ziyarete gittim. Sonra da iade-i ziyaret yaptılar.
'NEREDE YUMUŞAMIŞIZ?'
Bana gazeteciler sorduğunda 'Normali bu, normalleşiyoruz. Çünkü ülkenin 1'inci partisi diğer partilerin liderleriyle bayramlaşma, şehit cenazesi gibi acının en yüksek olduğu yerde bir taziye vermekten kaçamaz, kaçmamalı. Normali bu' dedim. Nerede yumuşamışız, nerede yapmamız gerekenden bir adım eksik atmışız?"
'İKTİDAR SEÇMENİ CEZALANDIRMAK İÇİN KAYYIM ATIYOR'
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve belediyeye kayyım atanması hakkında konuşan Özel, şu açıklamaları yaptı:
"Kayyım meselesi çok ciddi bir mesele. Kayyım Türkiye demokrasisini 80 yıl geriye götüren bir şey. Türkiye 80 yıldır belediye başkanlarını insanların verdikleri oylarla seçtiği, şehirlerini kimin yöneteceğine karar verdiği bir ülke iken ve bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok partili rejime geçmesiyle birlikte olurken, hiçbir dönem hiçbir süreçte kimse böyle bir şeye cüret etmemişken bu iktidar kazanamadığı belediyeleri kayyım eliyle ele almak, kendisine oy vermeyen özellikle Kürt seçmeni cezalandırmak için bunu yapıyor. Bir kere normalde belediye başkanının bir suçu olursa, suçu kesinleştiğinde düşüyor zaten. O zaman da belediye meclisinden seçiliyor. Ama bir kanun hükmünde kararnameyle bunu eğer suçlama terörse yargılama beklenmeden, yani suçlandığı anda kayyım atıyor. Belki beraat edecek? Mahkemenin kararını beklemeden kayyım atıyor.
'AHMET ÖZER HAKKINDA ÜÇ BÜYÜK YALAN VAR'
Onun yerine de belediye meclis üyelerinin içinden seçmek yerine onlara 'siz de hepiniz teröristsiniz' diyor ve beş kişilik kurul atıyor. Bugün Esenyurt'ta yapılan bu. Ahmet Özer üç büyük yalanla kayyım atandı. Esas şey şu; Esenyurt'ta 'Neden CHP'nin adayına oy verdiniz' diye Kürtlere kızıyorlar, hatta iddialar var yalanlar var... Üç büyük yalan var; 'Ahmet Özer DEM'lidir' yalanı; 10 yıldır üye Ahmet Özer. 'Remzi Kartal ile görüştü' diyorlar; iddiası var, kanıtı yok. Ne günü var ne saati. Oysa iki AKP'li, birisi Ayşe Nur Bahçekapılı birisi Hüseyin Yayman, oturdular yemek yediler Remzi Kartal ile birlikte. Üçüncü büyük yalan; hesabına kaynağı belirsiz para geliyor, yatan para kızının kira bedeli. Şimdi bu kişiye kayyım atadılar."
İBB'YE KAYYIM ATANIRSA CHP NE YAPACAK?
Özel, İBB'ye kayyım atanmasına olanak vermediklerini ancak planlarının hazır olduğunu söyledi. Özel, "Hiç tavsiye etmem bunu. Biz ilk dakikadan itibaren ne yapacağımızı uzun uzun çalıştık. Ama biz bunu olası ve olanaklı görmüyoruz. Böyle bir şeyi ihtimal dahilinde gören bir tondan herkesi uzak durmaya davet ediyoruz. Bugün yaptıkları bile Türkiye'ye büyük kötülük. İstanbul'a kayyım demek, Türkiye'yi vurmak demek. İstanbul'a böyle bir şeye yeltendiklerinde Türkiye ekonomisini çekip alnından vursunlar daha iyi. Böyle saçmalık olmaz. Böyle bir durumda biz onların yaptığını yanlarına bırakmayız. Ama şunu bir kez daha hatırlatırım; siz bu hazımsızlığı 2019'da yaptınız, kazanılmış seçimi göz göre göre iptal ettirdiniz. Ve o iptal ettirilen seçimden sonra tekrar sandığa gittik. Fark 13 bin iken, 806 bine çıktı. Çünkü haksızlığa uğrandı. Bu millet bunu affetmez" dedi.
'ERDOĞAN, İMAMOĞLU'NU CUMHURBAŞKANI YAPMAK İSTİYORSA...'
Özel, "Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmak istiyorsa bu işlere kalkışır, valla kendi bile anlamaz nasıl desteğe dönüştüğünü, çığ gibi büyüdüğünü bu işlerin. Biliyor olması lazım, kendi aldı bu desteği" ifadelerini kullandı.
'BAHÇELİ'NİN ÖCALAN ÇAĞRISI SAMİMİ DEĞİL'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısı hakkında konuşan Özel, "Bu işin iyi niyetle, samimi yapılmadığına çok eminim. Zaten ağzından baklayı artık çıkardı Sayın Bahçeli, 'Abdullah Öcalan gelsin, kürsüden konuşsun ve örgüt silah bıraksın, kendi de umut hakkından yararlansın' diyor. Bir kere o kısmında hukuki bir sorun var, yani umut hakkından yararlanmadan çıkıp oraya gelemez. Bir affa uğraması lazım, o öyle bir şey değil. Umut hakkıyla ilgili meseleyi de tersinden kuruyor, sanki işime gelirse umut hakkından yararlansın falan. Bir kere bu iş en olmayacak lafı en başta söylemek samimi ve çözüm alıcı bir süreç tarif etmekten çok uzak. Biz CHP olarak, 'Meclis'te olmalı, bütün partilerin katılımına açık olmalı, samimi olmalı, şeffaf olmalı ve toplumsal mutabakatla olmalı' dedik. Bizim kırmızı çizgimiz toplumsal mutabakattır ve şehit ailelerinin, gazilerinin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeyin içinde olmayız" ifadelerini kullandı.
'CHP'Yİ İKTİDAR YAPIP ATATÜRK'ÜN HUZURUNA ÇIKACAĞIM'
Özel, "Şimdi önümüzde bir genel seçim var. Ben o genel seçimden de CHP'yi birinci parti ve iktidar yapan kadroların genel başkanı olarak bir kez daha elbette Ecevit'e, elbette İnönü'ye, elbette Deniz Bey'e ama en çok da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün huzuruna çıkacağım" dedi.