Sohbet sırasında Yılmaz, dizi senaryosu yazmanın zorluklarını esprili bir dille anlattı.

Yılmaz'ın renkli anlatımı ve Altaylı'nın dikkat çekici yorumları izleyicileri güldürürken, ikili arasında geçen diyaloglar sosyal medyada ilgi odağı oldu.

"DİZİ BÖYLE Mİ YAZILIYOR?"

Yılmaz, "Erşen Kuneri sezonunu Çatalca'daki evde yazdım. Vakit geçiriyordum bununla ilgili eve kapandım. Dedim ki en azından bir 15-20 gün hiç İstanbul'a gelmeyeyim, yazayım. Evde çalışan arkadaşım arada bir bana ya bir şey yer misiniz abi, çay içer misiniz diye soruyor falan bir müddet sonra Halime çok acıdı. Dedi ki, Cem Bey bir şey soracağım. 'Siz ne yapıyorsunuz?' dedi. Dedim, yavrum ben işte diziyi yazıyorum. 'Böyle mi yazılıyor?' dedi ağlamaklı. Dedim, valla böyle yazılıyor. O kısmı, o çileyi emin ol süsleyerek söylemiyorum, çileli bir kısmı var" ifadeleriyle senaryo yazımının zahmetli tarafını esprili bir şekilde dile getirdi.

"BİZ SEÇKİN FAKİRLERİZ"

Fatih Altaylı'nın "Ya para için yapılacak iş değil, ben sana söyleyeyim. Zaten para çok sende" şeklindeki yorumuna ise Yılmaz, esprili bir şekilde, "Hayır, hayır aşk olsun. Nerede? Bu memleketin şu durumunda mı? Biz seçkin fakirleriz ya şu anda" diyerek yanıt verdi.

A.R.O.G AÇIKLAMASI ŞAŞIRTTI: "HASILATI ZARFLA ALDIK"

Programda Cem Yılmaz'ın A.R.O.G açıklaması gündem oldu.

Yılmaz, "A.R.O.G filmini 4 milyon kişi izledi." dedi. Fakat neredeyse hiç kar edemediğini söyleyen Yılmaz, "Biz hasılatı zarfla aldık, karımız bu kadardı." ifadelerini kullandı.

Cem Yılmaz, gösteri biletlerinin karaborsaya düşmesiyle ilgili de çarpıcı bir açıklamada bulundu.

Altaylı ile Yılmaz arasında şu diyalog gerçekleşti:

Mehmet Ali Erbil'in kızı isyan etti: Onun kızı olmak çok yorucu Mehmet Ali Erbil'in kızı isyan etti: Onun kızı olmak çok yorucu

Fatih Altaylı: Sen de Galatasaray gibi karaborsaya mı düştün?

Cem Yılmaz: Katiyen öyle değil.

Fatih Altaylı: Öyle bir şeyler okudum da o yüzden...

Cem Yılmaz: Herkesin bildiği bir konu bu ve bu gerçekten bizim baş edeceğimiz bir şey değil. Ben bununla ilgili, zamanında, bu bizim ofisel, yani ciddi resmi biletimizi satan şirkete "Bu kadar çabuk bitemez" paranoyası yaptık. Bunda bir bit yeniği var falan diyorduk. Güvenlik kameralarıyla geldiler, neyin güvenlik kamerası, online şeyin güvenlik kamerası, yani ekran açık. Ekran açık böyle, saat 10'da online ediyor, bitiyor. Çünkü neden? Ya bizim 20-30 tane oyun var. 

Fatih Altaylı: Peki resell (tekrar satın alan) var mı alanlardan?

Cem Yılmaz: Şuraya kadar getirdik işi... Yan yana ancak iki kişi alabilirsiniz. Yani artık böyle bir nezaket sınırlarını aşan kurallara falan dönüşmeye başladı ama bir karaborsa var. Ama bizim baş edebileceğimiz bir şey değil. Ben şimdi araştırdım. Buradaki en dikkat çekici şey karaborsacının, Google'a girdiğin zaman en üste çıkması. Bizim ofisin, yani resmi bilet sattığımız yerin o olduğunu düşünüyor adam. Başka bir konu daha var. Ben bu konuda niye bu kadar celalliyim. Acıklı olan, bileti benim sattığımı zannetmeleri.