Endişeli ve sıkıntılı dönemler geçirmeye devam ediyoruz.
Tabi bu sıkıntılı dönemlerden geçerken
biraz geçmişi hatırlamakta fayda var.
2011 Genel Seçimlerine hazırlanan ülkemizde
bir süre terör olaylarında tırmanma vardı.
Ve her gün şehit cenazeleri ile ülkemizde analar kan ağlıyordu.
Ancak, seçimlerin yaklaşmasına doğru terör olaylarında
birden bire bir kesilme ve şehit cenazelerinde
çok büyük ölçüde azalma ve hatta bitme seviyesine geldi.
Seçimler yapıldıktan sonra terörde tekrar bir tırmanma meydana geldi.
O günlerde bunun sebebini pek anlayamamıştım.
Kokusu sonradan sonraya çıkmaya başladı.
Oslo görüşmeleri ve İmralı sürecinin artık alenen ortaya çıkması
gözümüze inmiş olan perdeyi aralamaya başladı.
Birkaç gün önce bu perdenin aralanmasında katkı sağlayan,
fakat doğruluğuna emin olmadığımız bir beyanat Murat KARAYILAN’dan geldi. “AKP’nin iktidara gelmesinde katkımız var”. Bu çok iddialı bir söylem.
Demek ki iktidar olmanın çeşitli atraksiyonları varmış.
Dini siyasete alet etmenin yanı sıra başka şeyleri kullanarak ta iktidar kapısı açılıyormuş. Bu arada Başbakan’ın; MHP’yi kanla besleniyor diye suçlamaları, CHP’yi BDP ile hareket ediyor demesi, kendini gizleme ve saklama çabalarıymış.
Son olarak; AKP’nin amacının Kürt sorununu çözmek ve ülkeyi huzura kavuşturmak olmadığını, BDP’nin Karadeniz turu esnasında çıkan olaylarda bir kez daha gördük.
Başbakan, Mardin’de “Tüm milliyetçiliği ayaklar altına aldık” derken,
Kırıkkale’de, Rize’de ve Yozgat’ta aynı söylemi yapabilir mi?
Bir milleti ayaklar altına almak nasıl bir duygu acaba bunu bilmek isterdim.
Tabi ki bu söylemi değerlendirmek, ülkemde yaşayan tüm yurttaşların bileceği bir şey, kendilerini ayaklar altında görmek istiyorlarsa yapacak pek bir şey yok demektir.
Şimdi bir atasözü aklıma geliyor.
Allah Dağına Göre Kar Verir.