Kıbrıs'ta uyuşturucudan temin edilen paraya dair trafiğin merkezinde olduğu iddia edilen kumarhaneler sahibi Halil Falyalı’nın konvoyuna düzenlenen silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin yankıları sürüyor. Falyalı için Kumyalı’da dün cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye Kuzey Kıbrıs Başbakanı Faiz Sucuoğlu, İçişleri Bakanı Kutlu Evren, UBP milletvekilleri Ünal Üstel ile Nazım Çavuşoğlu, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü ve birçok siyasetçi katıldı.
Falyalı’ya yönelik suikast Kıbrıs halkının da ana gündemi oldu.

Suikast sonrasında halktaki korku ve paniğin arttığı aktarıldı. İnsan hakları hukukçusu Fezile Osum, Ada’daki durumla ilgili şu bilgiyi verdi: “Tedirginlik ve korku arttı. İnsanların uzun süredir polisle ilgili sıkıntısı var. Polisin güvenliği sağlayıp sağlayamadığı uzun süredir sorgulanıyor. Bu olayın yaşanması sürpriz olmadı. Falyalı’nın bir süredir oyun dışı bırakılacağı konuşuluyordu. Falyalı, mafyatik olaylarla ismi anılan birisi ama toplumun genelinde ulaşılamaz, erişilemez bir yansıması yoktu. Bu olaydan memnun olan hiçbir kesim yok. Falyalı’nın ölümü aslında bir başlangıç. Burada gerçekten aktörler mi değişiyor, yoksa Falyalı çok şey bildiği için mi öldürüldü? Falyalı’nın elinde AKP’lilere, Türkiye’deki bürokratlara dokunan bilgiler gerçekten var mıydı? Bir sürü senaryo var bununla ilgili. Baya bilgi kirliliği de var. Demokratik bir işleyiş olmadığı için Ada’nın kapıları organize suç örgütlerine tamamen açıldı. Peker’in gündeme getirdiği iddialar da vardı. Hiçbir somut adım atılmadı. Kutlu Adalı suikastı ile ilgili de adım atılmadı.”

Kıbrıs’ta polisin askere bağlı olduğunu kaydeden Osum, “Polisi yöneten kurum Türk Silahlı Kuvvetleri. Demokratik olarak seçtiğimiz siyasilerin polis üzerindeki yetkileri çok kısıtlı. Polisin suç meselelerinde pasif kalmasını sorgulayabileceğimiz demokratik kanallar yok” dedi. Ada’da son yıllarda birçok yere MOBESE kamerası yerleştirildiğini anlatan Osum, “Falyalı öldürüldükten hemen sonra, bir MOBESE görüntüsü paylaşıldı. Bu birli kirliliği yarattı. Birincisi o kişilerin failler olmadığı polis tarafından söylendi. MOBESE’lere itiraz eden ciddi bir kesim var. Burada kaydedilen görüntülerimizin Türkiye’ye aktarılacağına dair kaygı vardı. Falyalı olayında MOBESE görüntüsünün paylaşılması bu kaygıyı doğruladı” diye konuştu. Falyalı suikastının üstünün kapatılmasından endişe duyulduğunu aktaran Osum, “Ada’da Afrika, Rus mafyası ile ilgili uyuşturucu trafiğine dair de uzun süredir iddialar dillendiriliyor. Bunlarla ilgili bir şey yapılmamasına insanların tahammülü kalmadı” dedi.

ada-halki-tedirgin-979149-1.
Halil Falyalı - Şafak Mahmutyazıcıoğlu - Veysel Şahin



HALKIN RUH HALİ HİÇ İYİ DEĞİL

Kıbrıs'ta yayımlanan Afrika Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni Şener Levent ise yaşananlarla ilgili sanal bahis operasyonunda tutuklanan ve 700 milyon dolarlık malvarlığına el konulan Veysel Şahin'e dikkat çekti. Falyalı’nın eskiden Şahin ile birlikte çalıştığını kaydeden Levent, “Falyalı’nın yaptığı iş yasadışı değildi. Burada 5 kişinin yasal sanal hakkı vardır. Bunlardan birisi de Falyalı’ydı. Bu izni de kendisine veren eski Başbakan Hüseyin Özgürgün’dü. Aldığım bilgilere göre Veysel Şahin tutuklanmadan önce Türkiye’ye sahte isimle gitmiş. Kendisini ihbar edenin Falyalı olduğu söyleniyor. O gittikten sonra da bütün işe Falyalı hakim oluyor. Şahin’in hapisten çıktığı zaman ilk vuracağı adamın Falyalı olduğu söyleniyordu. Falyalı’nın buradaki işleri almasının ardından Sedat Peker, Alaattin Çakıcı gibi isimler buraya gelemedi. Kardeşi Hüsnü Falyalı’nın ipleri ele alacağı düşünülüyor. Onun da çok dikkatli bir şekilde korunması gerekiyor” dedi. Ada halkının olaylara yaklaşımıyla ilgili de konuşan Levent, şunları söyledi: “Halkın ruh hali hiç iyi değil. Böyle olaylar hayatta kalkanları korkutur. Geride kalan iş insanları da korku içinde. Olayın yaşandığı yere yakın oturanlar savaş başladığını zannetmişler. Falyalı da ilk atıştan sonra kendisini arabadan asfalta atmış. Böyle bir saldırıda en az 6 kişinin olması gerektiği paylaşıldı. Bunlar profesyonel tetikçi. Önemli olan talimatı kimden aldıkları. Burada yüzlerce MOBESE kuruldu. Bunlar doğrudan Ankara’ya bağlı. Ankara bizi bu şekilde mi gözetliyor? Beni arayan bazı iş insanları bu cinayetten sonra hepimiz korkuyoruz dediler. Bu, Türkiye’deki rejimin yansımalarıdır. 2 hafta içinde 2 kurşunlama yaşandı. Bu sonuncusu Güney'de de yankı buldu. Polis Girne yolundaki arabaları durdurup pek çoğuna kimlik soruyor. Olay yerinde araştırma devam ediyor.”

Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Başkanı İzcan da toplumun genel havasını tarif ederken, “Halk, ‘Bize neler oluyor, memleket ne hale geldi, ülkede her kişiye neredeyse 1 asker, 1 polis, 1 MİT görevlisi düşerken, bunlar neden oluyor?’ diye soruyor” sözlerini sarf etti.

Kıbrıs’ın bir kumarhane cennetine dönüştüğünü ifade eden İzcan, “Kumarhanelerin, gazinoların olduğu yerde, esrar da olur, eroin de olur, insan kaçakçılığı da olur, hesaplaşma da olur. Toplum ‘su testisi su yolunda kırılır’ diyor. Bu işin içinde Türkiye'deki yeraltı güçleri var. Toplum, bunun da farkında. Ayrıca Ada’nın bu hale gelmesinin sebebinin Türkiye yönetimi olduğunu da biliyor. Türkiye'deki iktidar, 1990'lardaki terör örgütlerini, yeraltı örgütlerini yeniden hortlattı. Kutlu Adalı’yı geçmişte kimler öldürdü? Alaattin Çakıcı'nın avukatı Şafak Mahmutyazıcıoğlu öldürüldü. Almanyalı Osmanlılar’la yakın bağları olduğu iddia edilen Taner Ay, Bulgaristan'da öldürüldü. Herkes bu işlerin Kıbrıslı Türklerin kendi arasındaki bir mesele olmadığının farkında. Biz küçük bir toplumuz. Eskiden bu tür şeyler hiç olmazdı. Kapıları pencereleri açık yatılan, cinayet işlenmeyen bir ülkeden, kalaşnikof silahlarla suikast düzenlenen bir noktaya taşındık” diye konuştu.

Falyalı’nın kendisine ve partisine 2 milyon TL’lik tazminat davası açtığını, mahkemenin de başlamak üzere olduğunu aktaran İzcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendisine mafya dediğimizi iddia ediyordu. Biz iddiaları ortaya koymuştuk. Bakın Ulusal Birlik Partisi, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve bakanlar, hepsi sıraya girmiş. Falyalı bunların finansal destek mekanizmasıydı. Partilerine her türlü maddi desteği veriyordu. Bir anda bu yapı ortadan kaldırıldı. Falyalı’nın bu ülkede ciddi bir ağ ördüğü, medya patronlarından gazetecilere ve siyasi partilere kadar kendisine bağımlı etki alanı yarattığı bir gerçek. Bu güç, daha büyük güçler tarafından ortadan kaldırıldı. O güçler Türkiye'de. Ülkem adına, toplum adına üzgünüz. Bu işlerin çıkış yolu uluslararası hukukun içine girmektir, demokrasidir, laik demokratik bir hukuk devletinde yaşamaktır.”

***

Cinayetler bağlantılı mı?

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Falyalı cinayeti ile avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinin bağlantılı olduğunu iddia etti. Falyalı’nın ölümünün nedeninin, yıllık cirosu milyarlarca doları bulan KKTC merkezli yasadışı bahis siteleri olduğunu belirten Şık, “Kendi bahis siteleri için çoğunlukla Makedonya olmak üzere Belarus, Ukrayna, Malta gibi ülkelerden lisanslar alan Falyalı, sektöre girecek kişilerin lisans işlerini halleden kişiydi aynı zamanda. Bu bilgi de bizi Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetine bağlayacak zaten" dedi.

Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürülmesinin de yasadışı bahis siteleriyle ve Falyalı ile ilgisi olduğunu söyleyen Şık, şunları söyledi: "İddialara göre bir iş insanı, Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ve daha önce de KKTC merkezli bir yasadışı bahis soruşturmasında 1 yıl hapiste kalan ortağı Rober Güler’in sahibi olduğu bahis sitesinde 12 milyon TL kaybetmiş. Ödeyemeyince de 25 milyon TL’lik mülküne el konulmuştu. Aradaki fark olan 13 milyon TL’yi isteyen iş insanına ödeme yapılmadığı ve Avukat Mahmutyazıcıoğlu’nun 27 Ocak 2022 gecesi öldürülmesine neden olan alacak verecek meselesinin de bu konu ile ilgili olduğu da iddialar arasında. Mahmutyazıcıoğlu’nun sahibi olduğu yasadışı bahis sitesinin asıl ortağının da lisans işinden alacağı komisyona karşılık Halil Falyalı olduğu ancak kendisini temsilen Rober Güler’in ortak göründüğü de bir diğer iddia."

Madencilerin eylemi 72 saati geride bıraktı: 'Sesimizi duyan yok mu' Madencilerin eylemi 72 saati geride bıraktı: 'Sesimizi duyan yok mu'

***

Soruşturma sürüyor

Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş’ın silahlı saldırıda öldürülmesine dair soruşturma sürüyor. Dün gözaltına alınan Ömer Tunç, Girne Kaza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktı. Tunç’un soruşturma amaçlı 2 gün tutuklu kalmasına karar verildi. Cinayette parmağı olduğu söylenen "Söylemez Kardeşler" olarak bilinen suç örgütünün lideri Mustafa Söylemez ile 2 adamı da İstanbul’da gözaltına alındı. Şüpheliler İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorguya çekildi. Sercan MERİÇ