Zifiri Karanlıkta Yol Görünmez

AKP Hükümeti 2023 de hedeflediği Cumhuriyeti ve Parlamenter Demokrasiyi bütün kurum ve kuralları ile yok etme sürecini hızlandırmıştır.
Yüz yıllık Çankaya geleneği sona erdirilmiş, Atatürk ün yeşil alan olarak kalması için kurduğu Atatürk Orman Çiftliğindeki ağaçlar katledilerek Önce Başbakanlık konutu olarak yapılan ama Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmesi ile Cumhurbaşkanlığına dönüştürülen üzerinde mahkeme kararı bulunması nedeniyle de Kaçak Saray ünvanını koruyan Saray tamamlanmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan Anayasayı değiştirmesi olanaklı olmayınca hukuken getiremediği Başkanlık sistemini fiilen getirme çabası içindedir.
Cumhurbaşkanlığı nın geleneklerinde olmayan Bakanlara paralel Başkanlıklar kurulmuştur. Yani Sarayda parelel bir Kabine kurulmuş Hükümetin görevini fiilen üstlenmiştir. Ocak ayından itibaren de Cumhurbaşkanı Bakanlar kuruluna fiilen başkanlık edeceğini açıklamıştır.
Türkiye Atatürk dahil 11 Cumhurbaşkanı görmüştür. İçlerinde darbe yöneticilerinin de olduğu 11 Cumhurbaşkanından hiçbirisi Cumhurbaşkanlığı makamından hemen hergün muhalefet ile kavga etmemiştir. Hiçbirisi yerinde tarafsızlık yemini edip, sonra da hemen her konuda muhalefet partileri ile polemiğe girmemiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Meydanlarda başladığı mitingler tepki alınca, seviyeli seviyesiz her toplantıya giderek oradan muhalefete cevap vermektedir.
Cumhurbaşkanlığı geleneklerine, Cumhurbaşkanın görev ve sorumluluklarına tamamen aykırı bir süreç göstere göstere yaşanmaktadır.
Saraylar saltanatlar kurulmuş, Saray kabinesi hazırlanmış, Cumhurbaşkanlığı forsu değiştirilerek Osmanlı Padişahlığı Forsu getirilmeye hazırlanılmaktadır. Sarayda adeta bir koruma ordusu kurulmuş, sadece bir Anayasa değişikliği kalmıştır. Anayasa ya Devletin şeklinin değişeceği de yazılırsa operasyon tamamlanacaktır.
Tek sorun Anayasa değişikliği olarak gözükmektedir. AKP hedeflediği rejimin işini kolaylaştıracak tüm yasaları parlamento çoğunluğu nedeniyle çıkarmakta, çıkarmaya da devam edecektir. Ancak Anayasayı değiştirmeye sayısı yetmemektedir. Açıkça gözükmektedir ki, bel bağladıkları 2015 seçimlerinde de bunu çoğunluğu sağlama olanakları yoktur.
Tek bir umut gözükmektedir. Çözüm sürecini bu konunun çözümü için kullanmak. Bu anlamda Öcalan ın ortaya koyduğu yol haritasını bu konu ile birlikte pazarlık konusu yapmak.
Bu konu uzak bir ihtimal olarak gözükmemektedir. HDP için her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan ın Tek adamlığına yönelik Başkanlık sistemi olmaz gözükse de, konu Öcalan ın ev hapsine çıkarılması, Eyalet sistemine geçilmesi ve Genel Af söz konusu olunca en azından Başkanlık sistemini de içine alan bir pazarlık olabilir gibi gözükmektedir.

BİZ NE YAPACAĞIZ
Hem CHP üyeleri hem de Demokrasi güçleri durumun ciddiyetini fark etmelidir. Tehlikeli gidiş hızla yol almaktadır. Hırsları uğruna yakın zamana kadar kol kola oldukları, her şeyi birlikte yaptıkları yol arkadaşlarının kapısına dayanmışlardır. Bundan iki yıl önce Hayrettin Karaca ve Ekrem Dumanlı nın AKP tarafından göz altına alınacağı kimsenin aklına gelmezdi.
Hayrettin Karaca ve Ekrem Dumanlı da bu sürecin bu kısmını akıllarına bile getirmemişlerdir. Durum onlar için de dramatik bir hal almıştır. Çünkü solcular uydurma suçlarla toplanırken onlar bizden değil diye ses çıkarmadılar. Kürtler toplanıp zindanlara sokulurken bizden değil diye seslerini çıkarmadılar. Ergenekon ve Balyoz sanıkları uydurma delillerle toplanırken seslerini çıkarmadılar hatta desteklediler. Bu nedenle de kendileri götürülürken onları destekleyecek kimse kalmadı. Her şeye rağmen sol vicdanı olan insanlar haksızlığa tepki gösteriyor. Biz Barıştan demokrasiden yana olan insanlar aynı konuma düşmeden süreci iyi okumalıyız.
Gün yan yana gelme günüdür, gün faşizme karşı direnme günüdür, gün küçük siyasi çıkarların öne çıkarılmaması gerektiğinin günüdür, gün koltuk ve ikbal uğruna yol arkadaşlarının ötekileştirilmeme günüdür.
Kısaca topyekun seçim seferberliği günüdür. CHP Genel Merkezi tüm bu sorumluluklardan nasibini almalı ön seçim yapmalı, Barıştan, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden yana olan, onuruna, kimliğine, geleceğine sahip çıkan namuslu yurttaşların tek yürek ve tek yumruk olarak sandığa gidip haramilerin saltanatına dur demelidir.

CHP NARLIDERE İLÇEDEN HALA SES YOK
AKP nin bunca saldırılarına, Cumhuriyete, demokrasiye insan hak ve özgürlüklerine rağmen yok etme planına, hırsızlığı, yolsuzluğu, vurgunu koruma altına alma planına topyekun direniş sürecine girilmesine rağmen, CHP Narlıdere ilçe örgütünün sanki böyle bir sorunu yokmuş gibi davranıp dar grupçu anlayışla örgütü yönetmeye devam etmesi kaygı vericidir. Hala Narlıdere nin siyaset yapan insanları dışlanmakta, üye toplantılarına çağrılmamaktadır. Unutulmamalıdır ki, bugünkü koşullarda CHP yi kendi hırsları için daraltanlar, CHP kadrolarını çalışma alanlarından uzaklaştırma çabası içinde bulunanlar AKP iktidarının varlığını sürdürmesinin sorumluluğunu ömür boyu yaşar.
Unutulmamalıdır ki; Zifiri Karanlık Çöktüğünde kendi yakınızda ki arkadaşınızı bile göremezsiniz.