Yaralı , yorgun ve olgun

Güzel güneşli bir günde, çay bahçesinde sohbet ediyoruz. Arkadaşım güzel bir giriş yaptı.

 “ Yaşadığını anlamak, dönüp arkana baktığında kendinle gurur duymak, yaşam seni bir daha yaşarsam yine aynı şeyleri yapardım demek ; özgür insanın haykırışı olmalı.

Düşünüyorum, irdeliyorum, mukayese ediyorum ; demekki ben düşünen bir bireyim. Bu sözü söylemek güzel olmalı.

Dünya…

Seninle bir kere karşılaştım, bırakta hayatımı esir olarak değil ; özgür olarak yaşayayım. Ne sen bana hükmet arkadaşım, nede ben başkasına…Saygı aramızda bir duvar olsun. Bunu söylemek güzel olmalı.

Bu düşünce okumakla , kendini geliştirmekle olur. Aydınlanmak kitaplardan geçiyor.

Aristo diyorki :

 “Okuyup yazanla okumayan arasındaki fark ölü ile diri arasındaki fark kadardır.”

Okumalıyız, okumalıyız, okumalıyız.”

Arkadaşımın konuya girişi sohbetin güzel olacağının işaretiydi.

İnsanların hayalleriyle yaşamları aynı olmuyor. İmkan olsada ; yaşayamadığımız hayalleri hiç olmazsa rüyamızda yaşasak. Yaşam daha renkli olurdu.

Mevlana güzel diyor:

 “Yaşamak direnmektir sevmek güvenmektir.Şunu  unutma, insan çoğu zaman dünyanın hakimi, bazende küçük bir kalbin esiridir.”

Arkadaşım : “Platonik aşk gibi “ dedi ve devam etti.

 “Platonik aşk ‘ın iyi yönüde var.İyi bir gözlemci oluyorsun. Zamanla hızlı gelişiyorsun, dert olgunlaştırıyor. Ömürde zaman hiç ‘e gitsede ; karşılığını bulamadığın aşkında öğrendiklerini yeterli sayarak moral bulabilirsin. En güzeli ; zaman o kutsal sevgiyi köreltip, mantıksal düşünceye çevirerek sizin ruhunuzun o bedenden tekrar size dönmesine yardımcı oluyor. Tabiki dönen ruh gittiği gibi değil ; yaralı, yorgun ve olgun.

Zengin bir masaydı. Çok güzel konular konuşuldu masamızda. Dikkatimi çeken ; masamızın önemli bir konusu olan hoşgörü…Hayatımızda büyük pay sahibi olması gereken hoşgörü. Birlik ve barışın, huzurun temeli hoşgörü…

Metin Münür bir yazısında diyorki :

 “Hoşgörülü olmak kolay değildir. Çünkü hoşgörü insan doğasına aykırıdır. Aşiretsel düşünüp davranmak ve dışlayıcı olmak insanın doğasında vardır. Hoşgörü, uygarlık gibi, öğrenilmesi gereken bir şeydir.”

Hoşgörü bir birikim gerektirir. Bizler nasıl düşüncemize, yaşam tarzımıza saygı istiyorsak ; diğer insanlarda  yaşam tarzlarına ve düşüncelerine saygı istiyorlar. Bu onların hakkı olmalıdır. Bence hoşgörü yaşamımızın temelini oluşturmalı.

Bu güzel günü bir çin atasözüyle süsleyelim.

 “Geniş fikirli olanlar farklı dinlerde gerçeği görür, dar görüşlü olanlar sadece farkları görür.”

Hoşçakalın