Umuda Yolculuk Mu? Bataklıkta Kayboluş Mu?

Siyaset vasıtasıyla zenginleşme arsızlığı,

Dini inançların siyasete alet edilmesi ahlaksızlığı,

Hukukun katledilmesi,

Hırsızlık ve yolsuzluk,

İşsizlik ve yoksulluk,

İş kazaları ve maden kazaları,

Taşeron işçi çalıştırılması,

Türkiye’deki halkların sorunları,

Emeklilerin ve gençliğin sorunları,

Kadına şiddet,

% 10 Baraj engeli,

Gibi onlarca sosyal adaletsizliğinin gölgesi altında 2015 Genel seçimlerine doğru gidiyoruz.

 

Siyasi parti liderleri önümüzde ki 4 yıl içinde yapacaklarını açıklamaya başladılar. 2002 yılından beri iktidarda olan AKP, Türkiye’yi;kedinin oynadı yün yumağı haline getirdi kio yumağın açılması mümkün değil. 13 Yılda yaratılan bataklığı daha dagenişletmek adına 350 sayfalık seçim bildirgesi yayınlıyor.

 

AKP’nin bu tavrı  “kumar oynayarak ailesini uçuruma sürükleyen kocanın karısına valla bir daha oynamayacağım.” deyip kumara devam etmesine benziyor. Teşbihte hata olmaz, kadının yapacağı en güzel şey “hayatını ve geleceğini garanti altına almak için hep yalan söyleyen o kumarcı kocayı boşamasıdır.”

 

Ve artık AKP ülke gündeminden çıkmalıdır.

 

İlk bahar; yeni umutların ve doğanın uyanışıdır, doğurgan toprak anaya sarılmış ağaçların çiçeklerini açarak meyvelerini sunmasıdır. İşte tam bu anlamda, 7 Haziran 2015 seçimleri de Türkiye için yeni umutların ve halkın uyanışı olmalıdır.

 

Bu bağlamda; CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun

19 Nisan 2015 tarihinde açıkladığı seçim bildirgesi dikkatle okunmalıdır.

 

“İLK 1 YIL

Çiftçiye mazotu 1,5 liradan vereceğiz

Asgari ücret üzerindeki vergiyi kaldıracağız

Seçim barajını yüzde 10 barajını kaldıracağız

İddialı bir söz ama biz iddialıyız, bir yıl içinde hiçbir üniversite öğrencisi benim yurt sorunum var diyemeyecek. Teşvik sistemini değiştireceğiz, katma değeri yüksek ürünler üretenlere özel destek vereceğiz.

Vergi ve prim borcu olmayan KOBİ’ler ve esnafa sıfır faizli kredi vereceğiz.”

 

Esasında bu seçim bildirgesinin bir vaatler sıralaması olmadığını, Sayın KILIÇDAROĞLU’nun “Bir seçim bildirgesi değil bir vizyon belgesi ortaya koyacağım” söylemi ile net bir şekilde ortaya konulmuştur.

 

Sayın KILIÇDAROĞLU’nun Başbakan olduğunda yapacaklarının önünde hiçbir engel yoktur. Sadece 17-25 Aralık yolsuzluklarında dönen paranın ekonomiye kazandırılması bile söylediklerinin iki katını yapabilecek bir kaynak sağlamaktadır.

 

Sayın KILIÇDAROĞLU; 2010 yılında CHP’nin Genel Başkanlığına seçildiğinde ifade ettiği; parti içi demokrasinin kurumsallaşması, kadınlara ve gençlere önem verilmesi gibi konuları sırasıyla gerçekleştirmiştir. Milletvekili adaylarının parti üyeleri tarafından ön seçim ile seçilmesi ve hatta kendisinin de ön seçime girmesi çok önemli demokrasi inancıdır.

 

Türkiye’yi yönetecek liderin önce kendisi barışa ve demokrasiye inanması gerekmektedir.

Türkiye’nin artık; dürüst, çalışkan, insana, doğaya ve hayvana önem veren, hırslarından, ihtiraslarından ve tek adamcılık mantığından uzak bir devlet adamına ihtiyacı vardır.

Halkına güvenen ve halkının da ona güvenini sağlayacak,

İnsanlar açken kendi tokluğundan utanacak,

Sokaklarda demokratik haklarını arayan gençlerin ölmesini önleyecek,

Herkesin özgürce dinini yaşayabileceği ortamı sağlayacak,

Halkların; kültürlerini ve dillerini kendilerince yaşamalarını sağlayacak,

Madenlerde yüzlerce işçinin, tersanelerde fabrikalarda iş kazalarında işçilerin ölmemesi için tedbirler alacak,

Dinci terörizme destek vermeyecek,

Faşist yasalar çıkartarak polis devleti oluşturmayacak,

Adaletin herkese eşit dağıtılacağı ve keyfiyetle insanların cezaevlerinde ölmemelerini sağlayacak,

En önemlisi de Türkiye’nin “Yurtta Barış, Dünya da Barış”a inanacak ve uygulanması için her şeyi yapacak bir lidere ihtiyacı var.

 

Umutların yeşereceği, sevginin ve barışın hüküm süreceği aydınlık günler yakındır.