TÜRKİYE'DE GEÇİCİ OLARAK AKIL VE BİLİMDEN UZAK GERİCİ, TUTUCU İKTİDARLAR OLABİLİR...

 n.dogan.albayrak@gmail.com

Tarihi geriye döndürmek olanaklı değildir. Fransız Devrimi (1789-1799), Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyet kurulmuştur. 1789 - 1799 de Fransız İhtilalinden sonra kurulan Cumhuriyet Napolyon tarafından yok edildi. Ancak Dünya'da yakın çağ başlamıştı, geriye dönüşü olmadı, olamadı.

Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk'le verilen bağımsızlık savaşından sonra çok sayıda devrimler yaşama geçmiştir. Sosyal devrimlerin önünde statükoyu korumaya çalışan gerici ve hatta karşı devrimcilerin olması kaçınılmazdı. Zaman zaman bu gerici güçlerin iktidarı ele geçirmesi mümkün olmuşsa da geriye dönüş olanaklı değildir. Geçici olarak muhafazakar, dinci erklerin ülkede egemenlikleri olsa bile bilimin ve aklın egemenliğini geriye çevrilemeyecektir.

M.Kemal Atatürk akıl ve bilimi rehber olarak göstermiştir : "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”

Akıl ve Bilimin egemen olduğu bir rejimin kendini yenileyip gelişeceği mutlaktır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Öğretisinden daha çok uzun yıllar referans olarak yararlanacaktır.

Son Gezi olayları da göstermiştir ki ; Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmiştir ve yetiştirmeye devam edecektir. Saygıyla, şükranla Atamızı anıyor, iyi bir hafta geçirmenizi dilyorum sevgili okurlarım.