8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını öneren Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’dur. Dünya Kadınlar Günü tarihinde barındırdığı talihsiz olay nedeniyle bazı ülkelerde anma törenleri kutlanıyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü adı ile 1921 yılından itibaren Türkiye’de de kutlanmaya devam eden 8 Mart ilk olarak 1975 yılında yaygınlaşmaya başladı. ABD’nin New York eyaletinde yaşanan yangın felaketinde 120 kadın işçinin ha- DÜNYA KADINLAR GÜNÜ 8 MART yatını kaybetmesinin ardından Almanya, Danimarka ve ABD gibi ülkelerde bu günün kadınlara özel bir gün olarak anılması kararı alınmıştı. Ülkelerin kararlarına tepkisiz kalamayan Birleşmiş Milletler ise 1977 yılında yaptığı oylamadan sonra 8 Mart’ı dünya kadınlarına armağan etti. Kadınlar Günü’nün Tarihçesi ABD’nin New York eyaletinde çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteyen işçilerin iş bırakma eyleminden sonra çıkan yangın 120 kadın işçinin hayatını kaybetmesine tüm dünyadan tepkiler geldi. Danimarka, Almanya ve ABD sırasıyla bu günü dünya kadınlarına özel bir gün olarak kabul edince Birleşmiş Milletler’den de ilk adım geldi. 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak ilan eden BM, aynı dönem özel gün ile ilgili yaptığı açıklamada bu günün New York’ta yanan işçilerden dolayı anıldığı belirten bir ifade kullanmadı.

Türkiye’de Dünya Kadınlar Günü

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam edilmektedir.

8 Mart 1857’De New York’ta Büyük Direniş

8 Mart 1857’de New York’ta yer alan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. Kadın işçilerin örgütlediği bu grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi.

129 İşçi Yanarak Can Verdi

Madencilerin eylemi 72 saati geride bıraktı: 'Sesimizi duyan yok mu' Madencilerin eylemi 72 saati geride bıraktı: 'Sesimizi duyan yok mu'

Kadınların örgütlediği eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırmış, fabrikanın patronlarının da desteğiyle binlerce işçi fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak yaşamını yitirmişti.

ABD basını bu olaya neredeyse hiç yer vermemişti. Buna rağmen, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmıştı.

Basında yer alan yazıya göre, 1910 yılında Kopenhag’da gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal’e bağlı Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırılmıştı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, bu konferansta yaptığı konuşmada kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söylemişti. Zetkin’in önerisi kabul edilmiş, her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı örgütleriyle mutabakat içinde bir kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırılmıştı. Söz konusu yıllarda neredeyse hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemişti. Bu sebeple, pek çok ülkede eş zamanlı kutlanacak bu günün temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesi karara bağlanmıştı. Bugün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşıyordu. Kadınların seçme ve seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele, bütün dünya kadınlarının ortak mücadele ilkelerinin başında yer almaktaydı.

Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. Bir kadın yazar 1911’deki gösterileri anlattığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “İlk Uluslararası Kadınlar Günü 1911’de gerçekleştirildi. Başarısı, beklenenin çok üstündeydi. Her yerde toplantılar düzenlendi. Küçük yerleşimlerde, hatta köylerde bile salonlar öyle tıklım tıklımdı ki kadınlar toplantılara katılan erkeklerden kendilerine yer vermelerini istedi. Bu gün kesinlikle çalışan kadının ne kadar militan olduğunun ilk göstergesi oldu. Erkekler evde çocuklarıyla kalırken kadınlar toplantılara koştu. Hatta o gün yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı sokak gösterilerinde polis pankartları toplamaya karar vermişti, ancak kadınlar polise direndi.” Sonraki yıl Fransa, Hollanda ve İsveç de kadınların mücadele gününü kutlamaya başladı. Yapılan gösterilerde kadınların gündeminde her an patlak vermesi muhtemel olan dünya savaşı vardı. 1913’te 8 Mart’ta düzenlenen kadınlar günü Rusya’da da kutlandı. Çarlık Rusyası şartlarında açık gösteri düzenlemenin neredeyse imkansızdı. Ancak birkaç yıl sonra devrim saflarında savaşacak öncü sosyalistler, kadınlar gününün gizli etkinliklerle kutlanmasını, iki yerel işçi gazetesinde günün anlam ve önemini anlatan yazılar yayınlanmasını sağladılar. Hatta bu yazılarda Clara Zetkin’in dayanışma duygularını ilettiği ifadelere yer verdiler.

Dünyada Kadınlara Karşı Şiddet!

Dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan durumundadır. Erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi yüzünden ya doğar doğmaz öldürülmüşler ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamıştırlar.

Küresel olarak, 15-45 yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır. En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Bunu yapanlar genelde aileden bir üye ya da kadının tanıdığı biridir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.

“Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.” Bu sözler Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait. Söylediklerinde mübalağa yok. Zira Kurtuluş Savaşı’nın en önemli aktörlerinden biri de Türk kadını idi. Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.