Polis bu hoyratlığı nereden öğrendi?

Bir tecavüz ve cinayet zanlısı...

Yakalanıyor...

Polisteki özen göz yaşartıyor.

Üniforma giydiriyorlar ki, tanınmasın.

Çembere alıyorlar ki, bir zarar gelmesin.

Büyük bir koruma altında götürülüyor adliyeye.

Aynı polis...

Bu kez zanlılar (!) avukat.

Gözaltına alma yöntemleri tamamen farklı.

Polisin gözü dönmüş adeta...

Tartaklayarak ve itip-kakarak götürüyor avukatları adliyeye.

Düşünmenin...

Düşüncelerini ifade etmenin...

Doğruları savunmanın...

Haklıdan yana olmanın...Tecavüz ve cinayetten daha tehlikeli olduğunu düşünen polis, avukatların sorgulandığı Adliye Sarayı'nda panzerlerle, çevik kuvvetlerle bekliyor.

Müdahaleye hazır yani.

Neye müdahale edecek peki?

Silahlı bir örgüt mü var karşısında?

Bu öfke...

Bu kin...

Bu nefret kime?...

Ve...

Neden?

...............................................

Yine operasyon...

Operasyonun sinyali yine Tayyip Bey'den.

Ne demişti Tayyip Bey, avukatlara yönelik operasyondan birkaç gün önce;

''Asrın Hukuk Bürosu diye bir yer var. İmralı'nın avukatları bu büroya bağlı. Sürekli avukat değiştiriyorlar. İmralı'ya tek avukat gitmiyor. İmralı'ya giden avukatlar, bir şekilde Kandil ile İmralı arasında kontakt kuruyor.''

Bunu duyan polis durur mu?

Emir telakki ediyor ve İmralı ile ilgisi olup-olmadığına bakmaksızın, 'abartılı' bir operasyon başlatıyor.

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan operasyon kapsamında Asrın Hukuk Bürosu, Özgür Gündem Gazetesi ve BDP binalarına baskınlar yapılıyor ve sonuç;

Onaltı ilde, yüzden fazla gözaltı!

Peki...

Avukatların İmralı ile görüşmesi suçsa...

Devletin, İmralı, Kandil, PKK - adı her ne ise- görüşmesi ne?

...........................................Ve...

Hızını alamıyor polis...

Operasyon büyüyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği'ne mensup avukatların evlerine baskınlar yapılıyor...

Bazı evlerin kapıları kırılıyor...

Gözaltı ve arama işlemlerinde yasalara uyulmuyor.

Avukatların yaka-paça götürüldüğü adliyede hukuksuzluk devam ediyor.

Polis, meslektaşlarıyla görüşmek isteyen avukatları engellemek için barikat kuruyor...

Biber gazıyla tehdit ediyor...

Avukatlar darp ediliyor.

Baro başkanlarının ve milletvekillerinin araya girmesiyle, polis uzaklaştırılıyor.

Bilanço;

Ters kelepçe takılarak canları yakılan...

Kafaları kanayan...

Üstleri-başları yırtılan avukatlar.El konulan müvekkil dosyaları...

Müvekkillerin aleyhine kullanılabilecek bilgiler...

Ve...

Bu bilgilerin, avukatların yargılanması sırasında da kullanılabilme tehdidi!

Bu polis, bu hoyratlığı nerden öğrendi?...

Eğitimine bu da mı dahil?

.....................................................................

Demokratik bir hukuk devletiydi burası di mi?

Bilmiyorum farkında mısınız ama...

Çark tüm hızıyla dönüyor...

Ve çember giderek daralıyor.

Tayyip Bey'e muhalif olması şartıyla;

Önce öğrenciler...

Sonra...

Gazeteciler...Sanatçılar...

Avukatlar...

Ve...

Şimdi...

Belki de...

Sen!