CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Esenyurt Belediyesi önünde yaptığı konuşmadan dolayı "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" ve "iftira" suçlarından yürütülen soruşturmada dosya, ''yetkisizlik'' kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosuna gönderildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı tarafından, Esenyurt Belediyesi önünde yaptığı konuşmadaki ifadelerinden dolayı CHP Genel Başkanı Özel hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" ve "iftira" suçlarından suç duyurusunda bulunması üzerine başlatılan soruşturmada ''yetkisizlik'' kararı verdi.
Başsavcılık, soruşturma dosyasının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosuna gönderilmesini kararlaştırdı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosunca alınan yetkisizlik kararında, şikayet edilen Özel'in 28. dönem CHP Manisa Milletvekili olduğu belirtilerek, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161/9. maddesi gereğince milletvekilleriyle ilgili incelemenin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmesi gerektiği kaydedildi.
Kararda, söz konusu kanun maddesi şu şekilde açıklandı:
"Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer ağır ceza mahkemesine aittir. Soruşturmayı Cumhuriyet Başsavcısı veya görevlendireceği vekili bizzat yapar."
SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ
Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Özgür Özel'in Esenyurt Belediyesi önündeki konuşmasında galiz ifadelerle doğrudan Erdoğan'ı hedef aldığı öne sürülmüştü.
Dilekçede, Özel'in üzerine atılı suçlardan en üst sınırdan cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilerek, "Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı makamı nezdinde ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan özelinde ağır bir hakarete uğramıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin itibarına ve şerefine karşı alenen suç işlenmiştir" ifadeleri yer almıştı.
Dilekçede konuşmasına yer verilen Özel'in, Türk Ceza Kanunu'nun "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" ve "iftira" maddelerine göre cezalandırılmasının sağlanması için gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması istenmişti.
1 MİLYON LİRALIK TAZMİNAT DAVASI
Özel'in konuşması sırasında devlet organları ile Erdoğan'a yönelik hakaret ve iftira niteliği taşıyan ifadeler kullandığı, Özel'in söylemlerinin Erdoğan'ın onur, şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde olduğu ve kanunlarla koruma altına alınan kişilik haklarına yönelik ağır saldırı teşkil ettiği iddia edilen dilekçede, "Müvekkilimin zarar ve mağduriyetinin bir nebze olsun azaltılması amacıyla sayın mahkemeye başvurarak, dava konusu eylem için 1 milyon TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur" ifadesi kullanılmıştı.
Dilekçe, Anadolu 51. Asliye Hukuk Mahkemesince kabul edilmişti.
“GÜCÜ ELİNE GEÇİRDİĞİNDE DÜŞMAN HUKUKU UYGULUYORSUN”
Özgür Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında açtığı 1 milyon TL’lik tazminat davası hakkındaki soru üzerine “Sayın Erdoğan geçen sene 5 Kasım'dan bu sene 5 Kasım'a kadar yani benim Genel Başkanlığım döneminde benim ona, onun bana tazminat davası açmamasının Türkiye siyaset tarihinde önemli bir adım olacağını düşünüyordum ama 5 Kasım’a kadar sabredememiş” demişti. Özel, şöyle devam etmişti:
“Sayın Erdoğan’ın zoruna gitmiş, gücüne gitmiş. Ne söylediğim ortada. Kişisel bir hakaret ortada yok. ‘Darbecilikle’ suçlamışız, ‘Terör örgütü üyesi olmakla.’ Ahmet Özer’i 10 yıl geriye dönüp bakıp da 10 yıl öncesindeki telefon görüşmelerinde bir terör örgütü mensubu ile konuşmaktan terörist yapıyorsanız sizin grubunuz da Fetullah Gülen ile ya da Gülencilerle telefonla görüşmeyi bırakın, aynı tepsiden maklube kaşıklayanlar herhalde milletvekili olmasalar grup kuracak sayıyı bulamazdı. 20 milletvekili çıkmaz AK Parti Grubunda hele hele geçen seferki gruplara, o darbenin olduğu dönemki gruplara bir bakarsanız grup kuramayacak hale gelirdi. 10 yıl önce AK Parti Grubunda Fetullah Gülen’e, ‘terörist’ diyen bir kişi var mı? Bunu söyleyince, ‘Sen bize terörist dedin.’ Terörist demedim. ‘Senin yaptığın terör tanımını size uygularsak size de terörist derler’ dedim. Bunu anlamayıp, bir algı yönetimine kalkışmak gerçekten anlaşılır bir mevzu değil. Sayın Erdoğan’ın bu kapasitesi, sabah da söyledim, teşbihte hata olmaz Hitler ve ekibinde olsa dönecekler Berlin’e Rus ordusu girerken koşacaklar, toplama kamplarında tuttuklarına, sabun yaptıklarına, sabun yapmak için beklettiklerine diyecekler ki; ‘Gün birlik ve beraberlik günüdür, hepimiz aynı gemideyiz, hep beraber Almanya’yız’. Kardeşim, gücü eline geçirdiğinde düşman hukuku uyguluyorsun, güç elinden gittiğinde veya bir risk gördüğünde dönüyorsun, ‘Haydi hep beraber Türkiye olalım’ diyorsun. Burada bir samimiyet yok. Ben meseleleri kişiselleştirmemeye, hakaret etmemeye devam edeceğim. Kötü söz duysak da cevabını vermiyoruz. Çünkü milletimiz kavga istemiyor.”
Cumhuriyet