CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Özel, konuşmasının bir bölümünü Suriye'de son dönemde yeniden alevlenen savaşa ayırdı. Özel burada yaptığı açıklamlarda iktidarın Suriye politikasına sert eleştiriler getirirken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a da diyalog çağrısı yaptı.
Özel, "Esad’a çağrımızdır, herkes gittiğinde biz burada olacağız. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak sizin menfaatinizedir. Karşılıklı söylenen sözler ne olursa olsun, Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalıdır. Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum. Geçmişten ders alın. Çökmüş Suriye politikanızın üzerinde yeni yıkıntılarla bir inşaat kurmaya çalışmayın. Temelsizdir, yeniden çökecektir" dedi.
ÖZLALE'YE ROZETİNİ TAKTI
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye İttifakı ile Türkiye’nin birinci partisi olan, CHP’yi hep baba evi olarak nitelendirdik. Gazi Mustafa Kemal’in partisini hep birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında iktidar yapacağını söyledik. Şu anda İzmir milletvekili olan, bir isim geliyor ve ekonomi takımımızın gücüne güç katmaya, İzmir’deki gücümüze güç katmaya devam ediyor. Ümit Özlale’yi davet edelim.
Bundan sonra Ümit Özlale ile birlikte hem ekonomi takımımız daha güçlü hem İzmir'de daha güçlüyüz. Ailemiz büyümeye devam ediyor.
'ENGELLİ BAKANLIĞI KURACAĞIZ'
En düşük engelli aylığı söylemeye utanıyorum 280 lira en fazlası da 5 bin liraya ancak çıkıyor. Sefalet olduğunu anlatırken birileri engellilerin 280 lirayla dezavantajlarını ortadan kaldırdıklarını iddia ediyor. Dün tüm engellilerimizle konuşurken ifade ettim, güçlü bir bütçesi olan icracı bir Engelliler Bakanlığı iktidarımızın ilk gününde hayata geçecek.
Engelli maaşını net asgari ücret yapacağız. Engelli ve yaşlısına bakan vatandaşlarımıza ödenen evde bakım parasını net asgari ücret düzeyine çıkaracağız. Engelliler haftasında ödenmek üzere her yıl net asgari ücreti seyyanen yılda bir kez engellilere vermekten geri durmayacağız.
2500 engelli öğretmen atama bekliyor. Hem o öğretmenlerimiz hem aileleri için verilen bu sözlerin tutulması için takipçi olacağız. CHP iktidarında, birinci yıldan itibaren engelliler satranç turnuvasında, hep bir soruyu sordu. Belediyenizden memnun musunuz? Döndüler ve dediler ki çok memnunuz, Allah belediye başkanlarından razı olsun. İktidarımızdan birinci yılında tüm engellilere CHP adına şu özgüvenle soracağım. 'İktidarımızdan memnun musunuz' dediğimde, “Çok memnunuz sözünüzü tuttunuz” dedirteceğim.
Yüzyıllar önce Roma İmparatorluğunda zorba bir bürokratın kızı Sanra Barbara kaçarak bir madene sığınır. Barbara madenden ayrıldığında zorba babası tarafından katledilir. Barbara'nın madene sığındığı gün Dünya Madenciler Günü olarka kutlanır. Aslında bütün dünyaya ilham olan olayın yaşandığı bu topraklarda Dünya Madenciler Günü coşkuyla değil, Almanya'daki gibi eğlencelerle değil, boynumuz bükük ve taziye tadında geçmektedir. Almanya'da 62'den beri ölümlü kazalar olmazken, bizim topraklarımızda "maalesef bu mesleğin fıtratında ölüm var" lafı normalleştirilmeye çalışılıyor.
'AKP DÖNEMİNDE 2079 MADENCİ ÖLDÜ'
Ömrüm buna itirazla geçti. Hans’ın fıtratında olmayanın Hasan’ın fıtratında olmayacağını, bu kazaların önüne geçmenin mümkün olduğunu ama bunu bir sermaye mantığıyla değil anayasayla güvence altında olan, özelleştirilmesi yasak olan Ama anayasanın arkasında, işletme hakkı diyerek özelleştirilen madenlerin kar hırsı yüzünden olduğunu söylemeye devam edeceğim. 2002’den bugüne kadar, AK Parti döneminde tam 2079 madenci hayatını kaybetti. Biz hep Soma’yı biliyoruz. AKP döneminde tam 6 tane daha Soma yaşadık biz. Bütün madencilere ve emekçilere diyorum ki; örgütlenin, sendikalı olun, haklarını arayın ve savunun diyorum.
SON DÖNEMDEKİ TUTUKLAMALARA İLİŞKİN
Bir diğer tarafta Nasuh Mahruki 20 Kasım’dan beri tutuklu. Sadece görüşlerini belirtmiş. Mahruki annesini kaybettiğinde ölen öldü diyerek dört gün enkazın altından çıkmayan birisidir. TRT World forumunda, Sayın Erdoğan konuşuyor. 9 genç diyorlar ki, “Gemiler Gazze’ye Hayfa’ya değil” İsrail’e ticaret devam ediyor diyorlar. Özgür Filistin bayrağı açıyorlar. Bu çocukları yaka paça dışarı attılar. Demokrasi protesto rejimidir. Ama yaka paça götürdüler. Bu 9 arkadaşımızı Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla tutukladılar. İsrail’le ticareti kınamanın, ‘Gemiler Hayfa’ya değil Gazze’ye’ demenin neresi hakaret?
Bir başka gizli tanıkla Ahmet Özer Türkiye'nin en büyük ilçesinin belediye başkanı Silivri'de tutuluyor. O büyük bir mücadele veriyor. O hariç 413 belediye başkanımız da... Bu hafta toplandık uzun uzun konuştuk. O kayyum siyasetinin Adalet Celladı Akın Gürlek tarafından yönetildiğini biliyoruz. Dedim ki, kardeşim bırak bu işleri istifa et git avukatlık yap. Aslında değerli mesleğine dön diyerek söyledim. Bazı barolar açıklama yaptılar. Eleştiren eleştirmeye açık olacak. Böyle bakmak lazım. Ama çok iyi niyetliydi, yanlış anlaşıldı. Esas İstanbul Barosu'nu okurken çok önemli bir eksik yaptığımı fark ettim. Diyor ki İstanbul Barosu, "Avukatlık andına aykırı hareket eden savcı ve yargıçlar avukatlığa kabul koşullarından yoksundurlar." Diyorlar ki sizin dediğiniz gibi istifa ederse, bu kadar hukuksuzluk sırtındayken baroya da kaydolamaz. BU düzeltme için İstanbul Barosu'na çok teşekkür ediyorum. Başta biricik evladım Hukuk Fakültesinden mezun gönlünü adalet aramaya adayan herkesin önünde saygıyla eğiliyorum.
AİLE HEKİMLERİNİN İSYANI
Aile hekimleri bir kez daha eylemdeler. Çünkü bir yönetmelik çıktı. Onları hekim değil yarış atı gibi gören, onları istatistiklere göre değerlendiren ona göre para veren, özlük haklarını ellerinden alan saçma sapan bir yönetmelik.
'ATATÜRK NE DEDİYSE TERSİNİ YAPTILAR'
Biz Türkiye’nin birinci partisiyiz. Ve Bu partinin kurucusu bize vasiyet niteliğinde dış politikaları öğütleri bıraktı. Bunlardan birincisi komşularınla iyi geçin, onların iç işlerine karışma, toprak bütünlüğüne saygılı ol. 2010’ların başlarından başlayıp bugüne kadar, Emevi camiinde namaz kılmaya gitmeler, Esad’ı katliamcı ilan edip Suriye’yi bölmek üzerinden söylemler. Atatürk ne dediyse tersini yapıyorlar. Bunun sonunca milyonlarca sığınmacı Türkiye’ye geldi, bizim gencimiz yerine ucuz iş gücü oluyorlar, bizim gencimiz işsiz. Bu ülkede ne huzurları var ne huzur veriyorlar. Bu süreçte halen daha birileri aynı yanlışta ısrar ediyor. En önemli aktör Türkiye’dir, Biz bu yaşananlara kayıtsız kalamayız, soğuk kanlılığı elimizden bırakmamalıyız. Devlet kuran parti dış politikaya devlet ciddiyeti zaviyesinden bakmalıdır.
Türkiye sonu belli olmayan maceralardan uzak durulmalıdır. HTŞ terör örgütlerinin Suriye rejimini geriletme çabalarına temkinle yaklaşılmalıdır.
İran’ın bölgede zayıflatılması mezhep savaşlarının körüklenmesi, İsrail’in hakimiyetinin artması ve güvenliğinin sağlanması Ankara’nın önceliği olmamalıdır.
Öte yandan, Rusya’nın mevzi kaybetmemesi, İran’ın yeniden toparlanması da Ankara’nın oyun planı olamaz. Bizim safımız vatandaşımızın güvenliği neredeyse o taraftır.
ESAD'A ÇAĞRI YAPTI
Yurttaşlarımızın güvenliği Suriye’deki istikrarı mı gerekli kılıyor CHP orada durmaktadır. Esad’la görüşülsün derken temel gayemiz Türkiye’deki sığınmacı sorununun çözümüdür. Esad’a çağrımızdır, herkes gittiğinde biz burada olacağız. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak sizin menfaatinizedir. Karşılıklı söylenen sözler ne olursa olsun, Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalıdır.
Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum. Geçmişten ders alın. Çökmüş Suriye politikanızın üzerinde yeni yıkıntılarla bir inşaat kurmaya çalışmayın. Temelsizdir, yeniden çökecektir. Suriye'de karmaşaya müdahil olmaya fazla heveskarlar. Troller, sözde uzmanlar yorumcular Suriye'de Türkiye adına adeta bir fetih harekatının başladığını anlatmaktalar. Bir kez daha Erdoğan'a sesleniyorum. Gaziantep'te yurttaşlarımızı Hatay'daki yurttaşlarımızın acılarını hatırlayın 10 Ekim katliamını hatırlayın. Bu maceradan geri dönün.
BAHÇELİ'YE YANIT
(Asgari ücret ve altın hesaplarına ilişkin pankartları çıkardı) Geldik konuşmanın en kritik kısmına. Sayın Bahçeli’nin bana söyledikleri. Hakaretler hakaretler hakaretler. Kendi düştüğü durma bakmaz neler söylüyor neler… Devlet Beye inat, Devlet Bey senin istediğin zaman senin istediğin şeylerin konuşması dönemi çok gerilerde kaldı çok gerilerde.
'ASGARİ ÜCRET TALEBİMİZ 30, ONUN ALTINA YOKUZ'
Pandemide bedeli ödeyen emekçi, krizde emekçi, seçim ekonomisinde emekçi. Şimdi enflasyon düşecek yeniden emekçiye kazık atmaya çalışıyorlar. Şimdi Bahçeli’nin hatırına tekrar ediyoruz. Asgari ücret talebimiz 30 bunun altında biz yokuz.
Bugün TÜİK’in Tayyip Beyi Üzmeyen İstatistik Kurumunun hesabına göre bile hedef yine tutmayacak. Bu yüzde 47’lik zammı vermek yerine, yüzde 25 30 zam vermeye niyetleniyorlar. Biz çalıştık, asgari ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 80. Onun verdiği kira aldığı peynir, ekmek, zeytin. Onun çocuğunun cep harçlığı. Onu vermezseniz 30 oluyor onu vermezseniz yokluk oluyor.
PARA DESTELERİNİ DİZDİ
Özel konuşmasının son bölümünde "Devlet Bey arabalara meraklı. Onun hesabından yapalım. 2009 yılında Bursa'da yerli bir firma 26 bin liraydı" diyerek "şimdi o yerli arabayı almak için" diyerek bir bavul parayı Meclis kürsüsüne dizdi. Devlet Bey'in değil, Tayyip Bey'in değil halkın talebini konuşuyoruz. Bu milletin hakkını yedirmeyiz.
Gerçek Gündem