ÖLÜM, ETNİK KÖKEN VE MEZHEP AYIRMIYOR

Bu ülkede;

İnsanlar öldürülmüyor mu?

Katliamlar yaşanmıyor mu?

Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta insanlarımız katledilmedi mi?

Terör bahanesiyle Dersim'de insanlar katledilip yüzlerce çocuk ailesinden koparılıp başkalarına evlatlık verilmedi mi?

1980 Öncesi sağ sol, Alevi Sünni ayrıştırması yaptırılıp yüzlerce gencimiz birbirine kırdırılmadı mı?

Gezi sürecinde 8 tane evladımız öldürülmedi mi? 

Gazeteciler, yazarlar ve bilim adamları suikastlere kurban verilmedi mi?

Suruç'ta, Diyarbakır'da ve Ankara'da canlı bombalarla insanlarımız katledilmedi mi?

Bu gün Diyarbakır'ın ilçelerinde operasyonlarda sivil vatandaşlar, polisler, askerler, çocuklar ve yaşlılar, öldürülmüyor mu? 

Son olarak; İstanbul Sultanahmet’te patlayan canlı bombaya ne demeli.

Türkler öldürüldüğünde Türkler,

Kürtler öldürüldüğünde Kürtler,

Alevi öldürüldüğünde Aleviler,

Sünni öldürüldüğünde Sünniler,

ayağa kalkıyor ve haykırmıyor mu?

Ölüm, etnik köken ve mezhep ayırmıyor.

Düşünen ve sorgulayan insanın;

Tüm ölümler karşısında aynı tepkiyi göstermesi gerekmiyor mu?

Bu gerçekleri göz ardı edebilir miyiz?

Hiç düşündük mü? Bu ölümler niye ve kime fayda sağlıyor.

Kuzey Afrika’dan başlayan, Arap ve Demokrasi Baharı ile birlikte Ortadoğu'da yaşanan bu kaos, NEDEN ve KİMLER TARAFINDAN yaratılıyor. Amacı nedir?

Suriye, Irak, İran, Arabistan, Yemen ve Kuveyt çukurunda yaşanan savaşlar nasıl doğrudan Türkiye'yi etkiliyor.

İnsanlarımızın etnik köken ve mezhepsel duygularını harekete geçirerek bizleri birbirimize düşman etmek için hazırlanan tezgahlar değil mi?

Her şeyden önce tüm bunları sorgulamamız gerekmiyor mu?

Sorgusuz bir hayat sürdürdüğümüz sürece karanlığa mahkum kalırız.

Tüm bu olanları sorguladığımızda ve sonuçlarını gördüğümüzde toplumsal barış istemek kadar güzel ve önemli bir yaklaşım var mı?

Ülkemizde yaşanan bu kaos ve kargaşanın asıl suçlularını ortaya koymak gerekirken,
NEDEN
?
Barış sözcüğünü kullanan herkese terörist damgası vurulmaya çalışılıyor.

 

İŞTE BARIŞIN SÖZCÜK ANLAMI:

Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam

Savaşsız, kavgasız, huzurlu, düzgün durum.

Savaş ya da dargınlıktan sonraki uzlaşma, anlaşma.

Savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma sulh, dirlik, düzenlik.

Bu anlamlarda karşı çıkılacak bir tek şey var mı?

YOKSA, o zaman niye toplumsal barış içinde yaşamayalım.

Algı operasyonları sarmalında kendi kendimizi yok edip gidelim mi?